Bir tane daha mı translate French
1,439 parallel translation
Bir tane daha mı?
Une autre?
Şu salaklara bak. Bir tane daha mı gol yediler?
Imbéciles, ils les ont encore laissés marquer un but.
Bir tane daha mı?
- Encore un?
- Bir tane daha mı!
Encore une!
- Bir tane daha mı?
- Une autre? - Oui.
Bir tane daha mı var?
II y en a un autre?
- Bir tane daha mı var diyorsun?
- Quoi, il y en a un autre?
" Bir tane daha mı istiyorsun? Bir tane daha mı istiyorsun? ...
" Tu veux que ce soit un coup pour toi?
ÖIü bir kızla ilgilenmekten bıktım. Ondan sonra bir tane daha olacak.
J'en ai assez de chercher des solutions... d'enquêter sur une victime qui ne sera pas la dernière.
- Güzel. Bir tane daha var mı?
OK!
Bunlardan bir tane daha var mı?
T'en as une autre comme celle-là?
Ve bu yüzden tüm ülkeyi dolaştım, bir morgdan ötekine geçip çalıştım, bir tane daha bulacağımı umuyordum. Sonra vücudum iflas etmeye başladı.
Donc j'ai traversé tout le pays travaillant de morgue en morgue attendant d'en trouver un autre et puis mon corps commençait a faiblir et j'avais besoin d'autres yeux
"Ve daha kötüsü." bu iyi biri tane... "yaralanmaya bir aşağılanma eklemeli, kıyafetlerimi çıkardım ve kimse ilgilenmedi."
Et le pire - ça c'est pas mal... pour ajouter l'insulte à la blessure, je me suis dévêtue et ça n'a intéressé personne.
garson. şu şişeden bir tane daha alalım.
S'il vous plaît? Une autre bouteille de Chablis.
Daha iyi olsaydı, benden bir tane daha lazım olurdu.
Si ça continue comme ça, je devrai me cloner.
Biz ümidi kesmiştik! Hadi bir tane daha oynayalım!
Papa, cette fois la reine est pour moi!
Ronnie işini bitirince bir tane daha vereceksin.
Quand Ronnie en aura fini avec vous, vous m'en donnerez une autre.
Bir tane daha bulmalıyım.
Plus quune.
- Yani bir tane daha mesajını mı alayım?
- Tu veux dire un autre.
Kısa süre sonra bir tane daha yollayacağım.
Une autre ne saurait tarder.
Ve daha fazla bilet alamıyorum, biliyorum sizi usandırıyorum ama iki tane daha almamın bir yolu var mı?
- Mais vous jouez à guichets fermés... et je ne peux avoir de billets, je sais que j'abuse... mais y a-t-il une façon d'obtenir juste deux places.
- Bunun tadı gitsin diye bir tane daha alamaz mıyım?
Un autre, pour faire partir le goût?
Ve sen daha bebekken, çok büyük bir tane yaptım.
Quand t'étais bébé, j'en ai fait une grosse.
Ben hep bir tane daha koyarım.
J'en ajoute toujours un autre.
Neyse, bana şortumu beğendiğini söyledin. Ben de eşime bir tane daha yaptırdım.
Vu que tu aimais bien le mien, ma femme t'en a cousu un.
- Bir tane daha alır mısın?
- Encore un verre?
- Bir tane daha yapamaz mısın?
- Fabriques-en un autre.
Ver bakalım. Bir tane daha, bir tane daha.
Donne-m'en une autre.
Bir tane daha elde etmelisin.
Trouve-m'en un autre.
Bir dahaki sefere... Moe'ya söyle 700, 800 tane falan daha versin, tamam mı?
Mais la prochaine fois, dis à Moe qu'il nous faut 700 ou 800 petites doses de plus, d'accord?
Eğer bir tane daha sakallı, kırklarında, korkunç görünüşlü Rus erkek görürsem beynimi patlatacağım.
Si je vois un Russe quarantenaire barbu et flippant de plus, - je vais péter les plombs.
Bir tane daha, adamım.
Encore un.
Bize bir tane daha iç savaş lâzım.
Ce qu'il nous faudrait, c'est une autre guerre civile.
Sana başka bir tane alırım. 10 tane daha alırım.
Je t'en donnerai un autre, ou même dix autres.
Bir kaç tane daha kilit noktayı çıkardık mı, olay bitecek.
Plus que deux gros morceaux, et ce sera bon.
Tatlım, bana bir tane daha viski getirir misin?
- Un autre whisky!
Bir tane daha var, evlat.
Il m'en reste encore un.
Barmen! Bir tane daha ver!
Barman, file-m'en un autre!
Barmen, bir tane daha ver!
Barman, file-m'en un autre!
- Bir tane daha var.
- Il m'en reste une.
Çalayım mı, bir tane daha çalayım mı?
Vous en voulez encore une?
Başka bir zaman bir tane daha hazırlar mısın? Ama tarçını daha az olsun.
M'en serviriez-vous à nouveau une autre fois, avec moins de cannelle?
- Bir tane daha mı?
- Encore une autre?
Yarın bundan daha iyi bir tane yapacağım.
Demain, j'en ferai un autre, mieux.
Eğer bunu beğenirsen, sana başka bir tane daha hazırlarım.
Si tu aimes le CD, je t'en ferai un autre.
Tamam, bakalım, işte bir tane daha.
En voilà un autre.
Tolliver karşı tarafta bir yer açınca... daha güzel bir piyano lazım deyip bir tane ısmarlamıştın.
Quand Tolliver s'est installé, tu as voulu un piano et tu l'as commandé.
Bir tane daha paylaşmak ister misin? Hadi bir tane daha paylaşalım.
On s'en partage encore une?
Evet, bir tane daha Everclear ve Gatorade alırım.
Oui, encore un Seul et A Prendre
Oh, aman tanrım. bunlardan bir tane daha.
Oh, mon Dieu, encore une!
Jay bir tane daha meselede ona yardımcı olacağımı düşünmüştü.
Jay a pensé que je pourrais l'aider pour une autre chose. C'est bien.
bir tanem 228
bir tane 117
bir tane sana 21
bir tane daha var 71
bir tane daha 473
bir tane daha ister misin 28
bir tanesi 28
bir tane alabilir miyim 32
bir tane yeter 18
bir tane mi 25
bir tane 117
bir tane sana 21
bir tane daha var 71
bir tane daha 473
bir tane daha ister misin 28
bir tanesi 28
bir tane alabilir miyim 32
bir tane yeter 18
bir tane mi 25
bir tane var 76
bir tane daha alabilir miyim 22
bir tane bile yok 21
bir tane daha ver 30
bir tane ister misin 46
bir tane al 19
bir tane daha lütfen 16
bir tane bile 25
bir tane kaldı 23
bir tane daha geliyor 20
bir tane daha alabilir miyim 22
bir tane bile yok 21
bir tane daha ver 30
bir tane ister misin 46
bir tane al 19
bir tane daha lütfen 16
bir tane bile 25
bir tane kaldı 23
bir tane daha geliyor 20
bir tane buldum 40
bir tane alayım 24
daha mı iyi 42
daha mı kötü 17
daha mı 21
bir tek 20
bir teklifim var 32
bir terslik var 61
bir tavşan 19
bir tur daha 25
bir tane alayım 24
daha mı iyi 42
daha mı kötü 17
daha mı 21
bir tek 20
bir teklifim var 32
bir terslik var 61
bir tavşan 19
bir tur daha 25