Bir tane sana translate French
1,091 parallel translation
Bir tane sana, bir tane sana, ve bir tane de sana.
Une pour vous, une pour vous, et une pour vous.
Bir tane sana, bir tane de sana.
Une pour toi et une pour toi.
Bir tane sana bir tane de babana. - Hanginiz şanslı göreceğiz tamam mı?
Un pour vous et un pour ton père.
Bir tane sana.
Un pour vous.
bir tane sana. Herkes için bir tane olması gerekiyordu.
Un pour vous c'est supposé un par personne.
İç onu, sana yeni bir tane alayım.
Finis-le et je t'en paye un autre.
Sana bir tane buldum.
Je sais que tu apprécies
Pekala, bugün bitmeden sana bir tane alacağım.
D'accord, t'en auras un avant la nuit.
... babam sana bir tane verebilir.
Ça les dissuaderait peut-être.
- En azından sana bir tane.
- Au moins un, pour toi.
Hâlâ bir kaç tane kaldı. Diğerleri bana bırakacak kadar iyilerdi. - Sana vurmayacaktım.
Celles qui m'ont pas quittée, en tout cas.
Bunlardan birini tekrar kız arkadaşına götür, Babs. Götür sana bir tane soysun.
Dis à Babs de t'en "peler une grappe"!
Yarın sana bir kaç tane getiririm.
J'en rapporterai demain.
"Benimle çalan iki tane de çocuk var" dedi... ve ekledi, "sana da bir şey getirdim."
"J'ai deux types qui jouent avec moi. " Et je t'ai rapporté quelque chose. "
Sana bir kasaya ait bir anahtar verecek. Kasada üç tane paket var.
Il te donnera la clé ïun coffre-fort qui contient trois paquets.
Bak, sana göre bir tane.
J'en ai une pour toi.
Sana başka bir tane alırım canım.
Je vais t'en chercher une autre.
Sana bir tane söyleyeyim.
Voici les miens.
Sana kendi güvenliğin için bir tane temin edeceğiz.
On vous en confie un pour vous défendre.
Silahına gelince, sana bir tane ayarladım.
Il te faut une arme, je t'en ai apporté une.
- Benim de sana bir hediyem var. - Bir tane daha mı?
- J'ai un cadeau pour toi aussi.
Sana daha güzel bir tane göndereceğim.
que faites-vous?
Sana, özel bir tane veriyorum.
Je te fais une faveur. Trois pour vingt.
Böyle bir takım ister misin? Sana bir tane ısmarlarım.
Tu veux un costume comme le mien?
Görüyorum ki, sana da aynısından bir tane gelmiş.
Je vois que tu en as aussi reçu une autre de celles-là.
Bir, iki, üç tane sana.
1, 2, 3, c'est pour toi.
Evet, Biliyorum. Sana bir tane ayarlayacağım.
J'y travaille.
Sana özel bir tane hazırlayacağım!
Je vous en prépare un gros comme un ballon!
Bir tane daha lazımmış sana.
Elle m'a dit que vous en vouliez une autre.
Ben sana başka bir tane daha yaparım.
Le même?
Canın sakız istiyorsa sana "taze" bir tane verebilirim.
Si vous voulez un chewing-gum, je vous en donnerai un tout neuf.
İspanyolca'sını elden geçtin mi al sana bir tane Coyote.
S'il révisait son espagnol, il ferait un sacré bon Coyote.
Sana hep, bir tane patlatmak istemişimdir.
Tu sais, j'ai toujours eu envie de t'en coller une.
Gel, sana iki tane alayım, sen de bir borçlusun bana.
Allez, je t'en paye deux plus celle que tu me dois.
Al sana bir tane daha! " Babam çıplak kıçıma şaplak atardı.
" Mon papa me fait panpan cucul.
Sana da bir tane aldım.
J'en ai une pour toi.
Ağlama. Eminim baban sana başka bir tane daha alır.
Ne pleure pas, ton père t'en donnera un autre.
Eğer bir tane bulamazsam, gidebilir... — Sana vurmak mı istiyor?
Si j'en trouve pas, il est capable de s'en aller. Il veut te frapper? Manquerait plus que ça!
Bir tane de sana.
Un pour vous aussi.
Sana da bir tane getireyim, Dorothy.
Et une pour toi, Dorothy.
Çıkart şunu, sana güzel kırmızı bir tane vereyim.
Laisse ça, je vais t'en trouver une belle rouge.
Selam Mace. Sana yeni bir tane daha getirdim.
Ace, une cliente pour toi.
Sana bir tane yapardım, ama varmış.
Je t'en ferais un, sinon. Mais c'est fait.
Sana bir tane ördüm, çünkü uyanıktım.
J'ai le compas dans l'œil. Comme j'étais réveillée...
Sana uyan bir tane bulamamak ne kötü.
Dommage que ce ne soit pas la bonne taille.
Sana yeni bir tane alırım.
Je vous en achèterai un autre.
Bana o topu ver bende sana yeni bir tane vereyim.
Tu me donnes ta balle, et je t'en donnerai une toute neuve.
Sana alayım mı bir tane?
- T'avais du beau blé.
Belki sana da bir tane lazımdır.
- Toi aussi peut-être.
Sana bir tane patlatmak istemiyorum, Joe. Çene çalıp duruyorsun.
J'ai pas envie de te cogner, Joey.
Sana çok büyük bir tane yapmayı planlıyorum dostum, ne dersin?
Je vous en bâtirai un gigantesque, qu'est-ce que vous en dites?
bir tanem 228
bir tane 117
bir tane daha var 71
bir tane daha 473
bir tane daha ister misin 28
bir tanesi 28
bir tane alabilir miyim 32
bir tane yeter 18
bir tane mi 25
bir tane var 76
bir tane 117
bir tane daha var 71
bir tane daha 473
bir tane daha ister misin 28
bir tanesi 28
bir tane alabilir miyim 32
bir tane yeter 18
bir tane mi 25
bir tane var 76
bir tane daha alabilir miyim 22
bir tane bile yok 21
bir tane daha ver 30
bir tane ister misin 46
bir tane daha lütfen 16
bir tane al 19
bir tane bile 25
bir tane kaldı 23
bir tane daha geliyor 20
bir tane daha mı 49
bir tane bile yok 21
bir tane daha ver 30
bir tane ister misin 46
bir tane daha lütfen 16
bir tane al 19
bir tane bile 25
bir tane kaldı 23
bir tane daha geliyor 20
bir tane daha mı 49
bir tane buldum 40
bir tane alayım 24
sana 1211
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sanatçı 27
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana birşey sorabilir miyim 28
bir tane alayım 24
sana 1211
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sanatçı 27
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana birşey sorabilir miyim 28
sana da 296
sana da merhaba 35
sana bir şey göstereceğim 128
sana güveniyorum 285
sana inanmıyorum 372
sanat 96
sana ne oldu böyle 91
sana diyorum 139
sana inanıyorum 323
sana söylüyorum 711
sana da merhaba 35
sana bir şey göstereceğim 128
sana güveniyorum 285
sana inanmıyorum 372
sanat 96
sana ne oldu böyle 91
sana diyorum 139
sana inanıyorum 323
sana söylüyorum 711