English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bir tür

Bir tür translate French

14,893 parallel translation
Julian'ı kendi başlarına yer bulma büyüsüyle ya da bir tür kâfir saçmalığıyla bulmuş olmalılar.
Ils doivent traquer Julian seuls avec un sort de localisation ou une autre connerie d'hérétique.
Bu bir tür sanat mı?
C'est de l'art?
Anlaşılan, retrograd amnezi bir tür var.
Apparemment, je dois une forme d'amnésie rétrograde.
Türban giymenin bir tür saldırı olduğunu söylemiş.
Il a ajouté à cela que porter le hijab, c'était un acte d'agression.
Muhtemelen bir tür akıl hastalığına sahip.
Il doit avoir un trouble psychique.
Ne yazık ki bir tür halk kahramanına dönüştü ve bu algıyla mücadele etmek oldukça zor.
Malheureusement, il est devenu quelque peu un héro du folklore, et lutter contre cette perception est un dur combat.
Bağımsız çalışan bir tür öncü.
Un scout... freelance, en quelque sorte.
Yani ailemin bir tür avantajı olduğunu düşünüyorsan yanlış bilgilendirilmişsin demektir.
Donc, si tu crois que ma famille est une sorte d'avantage, tu as été mal informé.
Dönüşlerini duyuran bir tür mesaj yollamış olabilirler.
Ils peuvent envoyer un message pour annoncer leur retour.
Taurus'un açıkça belli ki yüksek seviye mühendislik eğitimi ve bomba yapımında bir tür geçmişi var.
Taurus a manifestement une formation d'ingénieur de haut niveau et quelques connaissances dans la fabrication de bombes.
Stephen Fisher'ın bardağına bir tür sprey sıkıyor.
Il pulvérise la tasse de Stephen Fisher avec une sorte - d'aérosol.
FBI gelip bir tür özel üretim hap kullandığını söyledi.
Le FBI est venu ici et nous a dit que tu étais impliqué dans une sorte de drogue... de drogue de synthèse.
Her tümör farklıdır ama bu çok ciddi bir tür, evet.
Chaque tumeur est différente et ça, c'est très sérieux, oui.
Bir tür tıp merkezinde bulundu.
Centrale à régional, il a trouvé un centre médical.
Zarolatt yaratıkların saf, bilinçli enerjiden oluşan bir tür boyutlararası ırkı.
Zarolatt est une race d'alien inter-dimensionnel Consistant à l'énergie sensible pure.
O tatlı bir tür zehir. Onun için yalvaracağın bir zehir.
Elle est un délicieux poison, celui dont on a si soif.
Zarolatt yaratıkların saf, bilinçli enerjiden oluşan bir tür boyutlararası ırkı.
- Aliens interdimensionnels qui ne sont que boule d'énergie.
Dürüstçe, Kitty, senin bu canlı fosil bir tür ücretsiz stajyer mi?
Honnêtement, chaton, est-ce que cette créature est une stagiaire sous-payée?
İçgüdülerim bunun bir kukla ara yüz denizaltınıza bir tür virüs bulaştırmak ya da daha kötü bir şey yapmak için bizi sistemin içine çeken bir yem olduğunu söylüyor. Ne gibi daha kötü bir şey?
Mon instinct dit que c'est une fausse interface, un leurre pour nous attirer dans le système afin de nous implanter un malware dans votre sous-marin ou quelque-chose de pire.
- Burada bir tür plan şekilleniyormuş gibi görünüyor ve yetkili subay olarak bu kararları benim veriyor olmam gerek.
Il y a l'air d'y avoir des sortes de plans qui se préparent et en tant que commandant, Je suis celui censé prendre ces décisions.
Bir tür alış verişti.
C'était un échange.
Bir tür disiplin toplantısı mı öyle bir şeydi.
Ouais, c'était, genre, un truc d'écoute.
Kesinlikle bir tür satış var ama aradığımız türden değil. Sen ne durumdasın?
Il y a définitivement des transactions qui se déroulent là-bas, mais pas le genre qu'on recherche.
Bir tür insansız hava aracı için taslak çıkarıyor.
Il transmet les schémas d'une sorte de drone.
Ender bulunan bir tür.
C'est vraiment rare.
Onun ne tür bir adam olduğunu bilmen gerek.
Vous avez besoin de savoir quel genre d'homme il est.
Beni ne tür bir aptal sandınız?
Quel genre de fou ne me prenez-vous?
Julian ne tür bir vahşet planladı bilmiyorum ama sen daha iyi bir insansın.
Je ne sais pas ce que les atrocités Julian a prévu, mais vous êtes mieux que cela.
Bana arkasını döndüğünde bir daha o tür bi sevgiyi bulamayacağımı düşündüm.
Quand elle s'est tournée contre moi, j'ai pensé que je ne retrouverai jamais ce genre d'amour.
O senin annendi Stefan. Ve bu tür bir şeyi bırakıvermenin kolay olduğunu sanıyorsan bunu annesinin mezarından yeni gelmiş bir kıza sor, değil... hiç değil.
C'était ta mère Stefan, et si tu penses que c'est facile de laisser tomber quelque chose comme ça, prend-le comme venant d'une fille qui vient juste de revenir de la tombe de sa mère, ce n'est pas facile...
Ne tür bir hayvan, böylesine bir güce sahip olabilir?
Quel genre d'animal nécessiterait une telle puissance de feu?
Böylesine bir saldırıyı ne tür bir yaratığın yapmış olabileceği konusunda bir fikrin varsa, bunu şimdi söylemenin tam sırası.
Si tu as la moindre piste sur quel animal aurait pu faire autant de dommages, il serait préférable de le dire maintenant.
Peki, Wemlinger'ın ne tür bir silah kullandığına dair fikrin var mı?
Des idées sur le genre d'arme que Wemlinger a utilisé?
Bana düşmanca bir tavır gibi geldi bu tür şeyleri sanki çimento ve tuğladan bir duvar gibi ördüğünü hissediyorum....... yani sen bana ulaşamıyorsun, ve ben de sana ulaşamıyorum.
Maintenant, ça semble hostile pour moi, alors je sens comme si vous mettiez en place un... un mur fait de briques et de ciment et toutes sortes de choses et donc que vous ne pouvez pas aller vers moi et que je ne peux pas aller vers vous.
Bu tür hislerin bir bebek için iyi olmadığını biliyorum.
Je sais juste que... ces sensations... ne peuvent pas être bonnes pour un bébé.
Ne tür bir hareket?
Quelle genre d'action?
Ne tür bir adammışım ben?
Et quel... est ce genre d'homme?
Ne tür bir iş?
Quel genre de boulot?
Ama bu beni ne tür bir oyun oynadığın, ne tür bir oyun oynadıkları konusunda düşündürüyor.
Le fait que tu ne le sois pas, me fait demander à quel jeu tu joues... A quel jeu ils jouent.
Kimsin sen, ne tür bir deli, kaçık tecavüzcüsün?
Quoi... vous êtes quoi au juste, une sorte de violeur psychopathe?
Ne tür ebeveynler çocuklarına Ichabod gibi garip bir isim verir?
Quel genre de parents donne à leur enfant un prenom bizarre comme Ichabod? Il est probablement traumatisé à vie.
Bu tür bir kırık, kolun üzerine yanlışlıkla düşülmesiyle de meydana gelebilir, değil mi?
Tomber accidentellement sur un bras tendu peut aussi causer une fracture en spirale. Est-ce correct?
Ne tür bir robottan bahsediyoruz, C3PO gibi mi? Terminator?
Attends, de quel type de robot parle-t-on, comme C3PO?
Ve onlar olmadan bu beni ne tür bir kahraman yapar?
Et quel genre de héros suis-je sans pouvoirs?
O korsan Exley'e ne tür bir bilgi verdiyse Exley de başka birine söylemiş olabilir.
Peu importe les informations que le pirate a partagé avec Exley, par chance il l'a dit à quelqu'un d'autre.
Bak sana diyorum dostum, zamanında çılgın şeyler gördüm ama ne tür bir adam ortadan kaybolup bu şekilde yaşamaya karar verir ki?
Je te le dis, mec, j'en ai vu des trucs dingues dans ma vie, mais quel genre de gars arrive et décide de vivre comme ça?
Her zaman duygusal kararların Scorpion'un geleceğini tehlikeye atabileceğini düşünmüştüm ama bugün o tür bir karar geleceğini kurtardı.
J'ai toujours pensé que ces décisions émotionnelles pourraient compromettre la survie de Scorpion. mais aujourd'hui, elles m'ont mené à la survie.
Ben ne tür bir kişiyim, hiç kanunları çiğnemiş miyim?
Quel genre de personne je suis, est-ce que j'enfreindrais la loi.
Ne tür bir Tanrı'ya inandığına göre değişir.
Ça dépend en quel Dieu tu crois.
Aklından ne tür bir müzik geçiyor?
Tu penses à quel genre de musique?
Bu tür özel bir sosyopat bunları karıştırmaz, dostum.
c'est une sorte particulière de sociopathe qui garde tout séparer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]