Bir yudum al translate French
251 parallel translation
İşte, şundan bir yudum al.
Tenez, buvez une gorgée.
Bir yudum alırım öyleyse. - Ne de olsa uzun süre oturamam.
Rien qu'une gorgée alors, je ne reste pas longtemps.
Gel, Idabelle, bir yudum al.
Allons, Isabelle, prends une gorgée.
- Şundan bir yudum al.
Bois un peu de ça.
Bir yudum alın.
Buvez.
Bundan bir yudum al.
Tiens, prends une gorgée.
Büyük bir yudum al, evlat.
Prends-en une gorgée.
Bir yudum al da, neyim varmış söyle.
Tenez, goûtez-moi ça.
Bir yudum alır mıydın Nori-chan?
Tu en veux?
Benny, bundan bir yudum al.
Tiens, Benny, bois ça.
Bir yudum al.
- Bois une gorgée.
Şundan büyük bir yudum al.
Prenez une bonne gorgée.
Haydi Prenses, bir yudum al.
Allez, princesse, buvez un coup.
Bir yudum al, tadı çok hoş.
- J'ai pas soif, moi. Oui, goûtez-moi ça!
Hadi, bir yudum al.
Vous verrez, c'est sûrement bon, goûtez ça!
Pilsen bu, iyi kalite. Bir yudum alır mısınız Profesör?
Bière blonde légère... et de très bonne qualité, Monsieur le professeur.
Negatif. Bir haftadır ilk defa bundan bir yudum alıyorum.
Je n'ai pas encore eu le temps de boire un verre, cette semaine.
Şundan bir yudum al, Yüzbaşı ve kulaklarını açık tut.
Buvez une goutte de ça, et ouvrez vos oreilles.
# Bir yudum al, sonra iki yudum
"Avalez une fois " Puis une deuxiéme fois
Şundan bir yudum al da bana herşeyi anlat bakalım.
Prends une gorgee et dis-moi tout.
Cinzano'dan bir yudum alınca İtalya'ya gidiyorum sanki.
Une larme de Cinzano, et je suis en Italie!
Bir yudum al, iyi gelir.
Prends un petit coup. Ça te fera du bien.
Ara sıra bir yudum alıyorum.
Une goutte, de temps en temps.
Bir yudum al. Kralın iyi dilekleriyle.
Buvez une bonne rasade de gin avec les compliments de sa Majesté.
Kadeh kaldırıyor ve içkimizden bir yudum alıyoruz...
Levons nos verres, avalons une goutte de Shnapps
Bir yudum al.
- Bois ça. - J'en veux pas.
İşte, bir yudum al.
Tiens, bois un coup.
- Tamam. - Sadece küçük bir yudum al.
Doucement.
İşte teğmen, bir yudum al.
Lieutenant, buvez-en une gorgée.
Kız fincanından bir yudum alıyor. Ancak velisine bakıyor ve çayı bırakıyor.
La fillette en boit une gorgée, mais regarde son tuteur et repose la tasse.
Sıra, şarabın tadına bakmaya geldi. Adapsız, kocaman bir yudum alıyoruz.
Et maintenant on prend une grosse gorgée.
Tamam, bir yudum al.
Bon, prenez une gorgée.
Çeşitli törenleri bahane ederek bir iki yudum alırdı arada.
Thea en boit quelques gouttes lors des grandes occasions.
Bir yudum viski alın Bay Tarzan.
Essayez ce whisky.
Bir yudum daha al.
Prenez-en encore.
Al, Mike. Bir yudum daha!
- Tenez, Mike... encore un coup!
Bir yudum daha al.
J'ai laissé mon amour, mon amour j'ai laissé... Prenez une autre gorgée.
Sadece bir iki yudum al.
Prenez-en une gorgée ou deux.
- Bir yudum al, benden.
une petite goutte.
Bir yudum daha alın!
- Un dernier verre.
Al Inez, şundan bir yudum daha iç.
Inez, prenez-en une autre gorgée.
Al. Bir yudum viski iç.
Un coup de bourbon.
- Bir yudum viski alır mıydın?
- Vous voulez pas un coup de bourbon?
Al bir yudum, daha iyi hissedersin.
Ça ira mieux.
Bundan bir yudum al.
Tiens, bois un coup.
Al, iç bir yudum!
Tu bois un coup?
- Al bir yudum.
T'en veux?
Al, bir yudum iç.
Tiens, bois.
Steve, al bir yudum.
Bois un coup, Steve.
Şundan bir yudum alın. Haydi.
Prenez-en une goutte.
Bir yudum alın, matmazel.
Buvez une gorgée, mademoiselle.
bir yudum 17
bir yudum ister misin 16
all right 20
allo 25
alex 1064
allah rahmet eylesin 22
alice 882
alvarez 41
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
bir yudum ister misin 16
all right 20
allo 25
alex 1064
allah rahmet eylesin 22
alice 882
alvarez 41
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39