Bu olağanüstü translate French
969 parallel translation
Görünüşe göre bu deneyimin yarattığı korku uzun süredir deha ile delilik... arasındaki ince çizgide... ilerleyen bu olağanüstü zihni tam anlamıyla alt üst etti.
L'épouvante causée par ces apparitions a fait basculer ce cerveau phénoménal, toujours à la frontière entre génie et folie, littéralement dans la dé-raison.
Poe'ya duyduğunuzu bu olağanüstü ilginin sebebi nedir Dr. Vollin?
Pourquoi cet intérêt extraordinaire pour Poe?
- Bu olağanüstü, Amca?
- N'est-ce pas merveilleux, 0ncle?
Söylemeliyim ki bu olağanüstü bir durum.
Votre attitude est extraordinaire, je dois dire.
Bu olağanüstü bir sürpriz.
Et c ´ est une surprise miraculeuse!
Willie Amca, kilerde bu olağanüstü şeylerden yapıyor.
Oncle Willie est au bar.
Çavuş York, buradaki Amerikan kuvvetlerinin başkomutanı olarak bu olağanüstü kahramanlığınız nedeniyle size Birleşik Devletler Şeref Madalyası'nı vermek benim için bir zevktir.
Sergent York, en tant que chef du corps expéditionnaire, je vous décerne la Médaille du Congrès pour conduite héroïque exceptionnelle.
Böylece, zorlukların gölgesi altındaki vadiye olan... - bu olağanüstü yolculuk başladı.
"Ainsi commence cette noble expédition vers la Vallée des Larmes."
Bu olağanüstü bir durum.
C'est un sacré événement.
Bay Eddie'nin içkiden her yudum alışında bu olağanüstü balık biraz daha büyüyor.
A chaque verre, le fabuleux poisson grossit!
- Bu olağanüstü bir portre.
- Extraordinaire.
Bu olağanüstü aktörü tebrik etmeliyim.
- Vraiment, vous avez joué ce rôle de brute sanguinaire avec naturel.
Bu olağanüstü mektubun içinde ne var, Bay Murdock?
Elle raconte quoi, cette fameuse lettre?
Öncelikli olarak reklam bölümüne danışmamanızı... onayladığımı söyleyemem... ama halkın bu olağanüstü ilgisini görünce... size kızamıyorum. - Neden bahsediyor?
Je regrette que vous n'ayez pas consulté la publicité... mais vu la réaction extraordinaire du public... je ne peux pas vous en vouloir.
Bu olağanüstü suçlama hakkında bir soruşturma yürütülmüş müdür?
Est-ce qu'une enquête sur ces accusations démentes eut lieu?
Ama söyle bana Bay Bradley, eğer ayıksan tabii, bu olağanüstü röportajı nasıl ele geçireceksin?
M. Bradley, si vous n'êtes pas soûl, dites-moi comment vous pensez obtenir une entrevue si fantastique.
Bu olağanüstü değil mi?
N'est-ce pas superbe?
Ve benim aç halkım bana çok minnattar olacak, Tanrıları bereketli bir hasat vermesi için çağıracağım.. ve bu olağanüstü olacak.
Et mon peuple affamé sera reconnaissant, si j'implore les dieux de lui accorder une bonne récolte, et je le ferai, de la plus spectaculaire des manières.
Bu olağanüstü bir keşif, ama şimdilik kimseyle paylaşmamalıyız.
Nous avons ressuscité un mort! quelle découverte extraordinaire! Ne divuIguons rien encore.
Ama küçük bir köpeğin o gece oynadığı rolü tasavvur etmenizin... zorluğunu bildiğimden... mahkemeye bu olağanüstü hayvanı göstermek istiyorum.
Comme il serait très difficile de se représenter la part qu'un chien a pris á l'action ce soir-lá, je voudrais pouvoir montrer á la cour ce remarquable petit animal.
Bu olağanüstü!
C'est incroyable!
Bu çok olağanüstü Bay Kringelein.
Ce n'est pas normal.
Bu, çok olağanüstü bir tahtadan parça...
C'est vraiment un beau bois...
Bu, sizin makalenizde tarifini yaptığınız olağanüstü adamlardan biri olmalı.
Cet homme est un homme extraordinaire.
Olağanüstü bir başarı çünkü bu dev halterin içinde başka halterler var.
Ces deux boules vous rendront mabouls. Voyez mesdames et messieurs.
İşte bu, sevgili Conway, olağanüstü bir adamın hikayesi.
C'est l'histoire d'un homme remarquable, mon cher Conway.
Bu nedenle kötü kalpli cadılara karşı, gösterdiğin övgüye değer davranış olağanüstü kahramanlık ve yiğitlikten dolayı sana Üçlü Haçı takıyorum.
En conséquence, pour tous vos actes de bravoure face aux sinistres sorcières, je vous confère la Croix Tiercé.
Şey, bu senin ya olağanüstü bir hafızaya sahip olduğunu gösterir... Ya da? Ya da cilalanmamış, basit gerçeği söylüyorsun.
Que vous avez une mémoire extraordinaire ou que vous dites simplement la vérité.
Aralarında en olağanüstü olan parça bu.
Celui-ci est le plus remarquable.
Gizem yok, olağanüstü bir durum yok sadece anlık planlamalar, hepsi bu, günler belki de haftalar öncesinden.
Rien d'extraordinaire. C'est un plan à la seconde préparé à l'avance.
Şansın bol olsun! Bu takdire şayan ve olağanüstü başarından ötürü seni, Birleşik Devletlerin onur madalyasıyla ödüllendiriyorum.
Pour cette action méritoire et exceptionnelle, je vous décerne la Médaille d'Honneur des États-Unis d'Amérique.
Ayrıca bu istisnalar bile olağanüstü.
Et même ces exceptions sont remarquables :
Bugün olağanüstü bir gün ve bu anı her daim hatırlayacağım.
Je me rappellerai toujours ce jour merveilleux.
Ahım şahım bir ressam olduğumdan değil, olağanüstü bir modele sahip olma avantajına sahip olduğumdan diyorum. Ki bu bana Pandora Reynolds'ın yüzünü ve figürünü resmetmek için ilham verebilir ; Tüm erkeklerin yürekten arzuladığı Gizemli Tanrıça'yı.
Je n'ai pas grand talent, mais avec un tel modèle... je pourrais peindre, sous votre apparence, la déesse que tout homme désire en secret.
Bu, olağanüstü dediğiniz şeylerden.
C'est extraordinaire.
Herhangi bir fiziksel yara olmamasına rağmen bireylerin bu tip düşünceleri... şüphesiz ki son derece olağanüstü aykırılıklar olarak değerlendirilmelidir.
Même en l'absence de lésions organiques, les pensées de ces êtres, doivent sans doute être considérées comme des anomalies exceptionnelles.
Bu da olağanüstü tutkusunu ve sıradışı davranışlarını açıklıyor.
Alors, je comprends son attitude bizarre.
Bu adam müthiş, olağanüstü, harika!
Ce type est fabuleux et génial.
Ve işte bu da olağanüstü Herkül Farnese. Roma'daki Caracalla Hamamlarında bulundu.
- Le merveilleux Hercule retrouvé aux Thermes de Caracalla à Rome
Manzarası geçen hafta güzel değildi ama bu hafta olağanüstü.
La vue n'était pas si belle la semaine dernière... mais cette semaine, elle est sensationnelle.
Olağanüstü görünmez bir güç iki insanı, bu jöleye mi dönüştürmüş?
Une force invisible et surnaturelle a transformé deux hommes en gelée?
Bunu bu şekilde dile getirmeniz olağanüstü bir şey.
Comme vous l'exprimez bien!
Bu mu olağanüstü zeki yaratığın?
C'est ça, votre surhomme?
Bu çocuk bir fenomen. 10 yaşında olağanüstü birisi.
Et voici un phénomène, un exceptionnel enfant de 10 ans.
Şöyle buyurun. Bu geceki gösteri olağanüstü.
Le spectacle est exceptionnel ce soir.
Bu sihirbazlar olağanüstü. Hoşçakalın.
Ces magiciens sont remarquables.
Ama bu.... olağanüstü!
Mais c'est... incroyable.
Bu Gallagher olağanüstü biri sanırım.
Il semble que ce Gallagher soit exceptionnel.
Olağanüstü kısmı da bu zaten.
- C'est le plus fantastique de l'affaire...
- Bu kesinlikle olağanüstü... - Bu sineklerden nefret ediyorum.
- Quelle plante extraordinaire!
Atalarımdan biri, ki bu portre ona ait, hayli yaratıcı ve her türlü konuda olağanüstü maharetliymiş, bir gece, bir iblisin hizmet teklifini doğal olarak kabul edivermiş.
Un de mes prédécesseurs, dont voici le portrait, très original et fort versé en toutes matières reçut un soir les offres de service d'un diable pour la compensation ordinaire.
olağanüstü 409
olağanüstü bir şey 19
olağanüstüydü 34
olağanüstügüzelfevkalademsi 18
bu olabilir 58
bu olmayacak 50
bu olsun 16
bu olacak 24
bu olur 45
bu olmaz 67
olağanüstü bir şey 19
olağanüstüydü 34
olağanüstügüzelfevkalademsi 18
bu olabilir 58
bu olmayacak 50
bu olsun 16
bu olacak 24
bu olur 45
bu olmaz 67
bu olay 48
bu olamaz 268
bu olur mu 39
bu olayda 16
bu oldu 16
bu olabilir mi 19
bu olmamalıydı 17
bu olmalı 51
bu olduğunda 20
bu olanaksız 43
bu olamaz 268
bu olur mu 39
bu olayda 16
bu oldu 16
bu olabilir mi 19
bu olmamalıydı 17
bu olmalı 51
bu olduğunda 20
bu olanaksız 43