English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bunu biliyorsun değil mi

Bunu biliyorsun değil mi translate French

852 parallel translation
Bunu biliyorsun değil mi?
Vous le savez, non?
- Bunu biliyorsun değil mi?
- Tu l'as bien compris?
- Sen de aptalsın. - Bunu biliyorsun değil mi?
Vous aussi n'êtes qu'un idiot, et vous le savez.
Bunu biliyorsun değil mi?
Tu le sais, hein?
Bunu biliyorsun değil mi?
Tu sais qu'elle a de l'influence.
Bizi kandıramazsın. Bunu biliyorsun değil mi?
Tu ne pourras pas nous mentir, tu le sais.
- Bunu biliyorsun değil mi?
Tu sais ça?
Bunu biliyorsun değil mi?
Tu le sais, n'est-ce pas?
Bunu biliyorsun değil mi?
Tu te rends compte?
Eğer çalışırsan... Çalışmalısın, bunu biliyorsun değil mi?
Tu dois travailler.
Katlandığın zahmete minnettarım. Bunu biliyorsun değil mi?
J'apprécie vraiment les efforts que tu fais.
Biliyorsun ki, bunu ciddi olarak söylemedi, değil mi?
II n'est pas sérieux.
Senin için her şeyi yaparım. Bunu biliyorsun, değil mi?
Je ferais n'importe quoi pour vous.
Bunu biliyorsun, değil mi?
Tu le sais, j'espère?
Bunu biliyorsun, değil mi, Smithy?
Vous le savez bien, n'est-ce pas?
Bunu biliyorsun, değil mi?
Vous le savez, non?
bunu biliyorsun değil mi? Gerçekten mi?
Vraiment?
Bunu biliyorsun, değil mi?
Vous le savez?
Ama bunu zaten biliyorsun, değil mi?
Vous le saviez?
Baca, sen hiç adam olmayacaksın. Bunu biliyorsun, değil mi?
Tu n'arriveras jamais à rien!
Bunu biliyorsun, değil mi? - Biliyorum.
J'en étais sûr.
Ama bunu kendin de biliyorsun, değil mi?
Mais vous le savez bien aussi.
Bunu sen de biliyorsun, değil mi?
Et tu le sais, n'est-ce pas?
Bunu biliyorsun, değil mi?
Vous le savez.
Onlar kaçtı. Bunu biliyorsun, değil mi?
Il s'est enfui avec elle, tu le sais, non?
Bunu biliyorsun, değil mi Heini?
Vous savez ça, Heini?
Gördüysen bana söyleyebilirsin çünkü ben senin dostunum. Bunu biliyorsun, değil mi?
Je suis ton ami.
Yüzüme bak. Bunu biliyorsun, değil mi?
Tu le sais, pas vrai?
Bunu biliyorsun, değil mi?
- Tu en es consciente? - Oui, madame.
Bunu biliyorsun, değil mi?
Tu sais ça, n'est-ce pas?
Yaşlı olan Don Fernando,... fakat bunu zaten biliyorsun, değil mi?
Le vieux grincheux est Don Fernando, tu le savais déjà, non?
Bunu biliyorsun, değil mi, Perce? - Huh?
Tu sais ça, hein, Perce?
Bunu biliyorsun, değil mi?
Tu le sais, maintenant, hein?
Bunu da biliyorsun, değil mi?
Vous le savez aussi, non?
Beni alakadar etmez... Fakat yine içiyor. Bunu biliyorsun, değil mi?
Cela ne me regarde pas, mais elle s'est remise à boire.
- Bunu sen de biliyorsun, değil mi?
- Tu le sais, non? - Oui.
Bunu biliyorsun, değil mi? Ne yaptığımı biliyorum Hank.
Je sais ce que je fais, ne l'oublie pas.
- Bunu biliyorsun, değil mi? - Evet.
- Tu le sais, n'est-ce pas?
Bunu biliyorsun, değil mi?
Alors vous le saviez, n'est-ce pas?
Bunu biliyorsun, değil mi?
Vous le savez aussi bien que moi.
Bunu biliyorsun, değil mi?
Vous le saviez, n'est-ce pas?
Bunu biliyorsun, değil mi?
Vous savez ça, n'est-ce pas?
Bunu biliyorsun, değil mi? Evet tabii ki biliyorum.
Evidemment.
Öleceksin! Bunu biliyorsun, değil mi?
Tu vas te tuer, tu le sais?
Seni içeri tıkacaklar, bunu biliyorsun, değil mi?
Tu vas prendre un max, tu sais ça?
Bugünlerde bütün eşler bunu bekliyor, biliyorsun değil mi?
Toutes les femmes de flics s'y attendent de nos jours.
Bunu biliyorsun. Hastanedeydin her tarafına borular bağlıyken o ameliyatı istiyordun, değil mi?
Toi, à l'hôpital... farci de tubes, rêvant à cette opération.
Bunu biliyorsun, değil mi?
Tu sais ça, non?
Demek istediğim, dış görünüşün senin aleyhine. Bunu biliyorsun, değil mi?
Et la tienne est contre toi, tu en es conscient, n'est-ce pas?
Bunu biliyorsun, değil mi?
Mais tu le sais bien.
Bunu biliyorsun, değil mi?
Tu le sais, n'est-ce pas?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]