Buraya geldiğimde translate French
695 parallel translation
- Buraya geldiğimde... elleri kan içinde bayanın yanında duruken buldum.
Je suis arrivé et il était près de la dame avec les mains pleines de sang.
Buraya geldiğimde bana borcunuz olduğunu dahi bilmiyordum.
J'ignorais que vous me deviez de l'argent.
Bunu söylemek istemezdim ama buraya geldiğimde...
Ça me coûte de vous dire ça, mais, quand je suis arrivé...
Buraya geldiğimde arkadaşlarım sen ve senin gibiler hakkında bana bir şeyler anlattı.
Plein d'amis m'avaient prévenu sur vos sales petites méthodes.
Dışarı çıktım ve buraya geldiğimde son basamağa çarptığını gördüm.
Je suis sorti et arrivé ici je l'ai vue heurter la dernière marche.
- Size ne yaptı...? - Amerika'da bunun anlamı, buraya geldiğimde yoktu demek.
Autrement dit, il n'était pas là quand je suis arrivée.
Dinle bayım... Bu gece buraya geldiğimde... Durmaya yüz tutmuş, eski bir saat gördün.
Vous voyez en moi une vieille pendule sur le déclin.
Sana söyledim, buraya geldiğimde 19 yaşımdaydım.
Je vous ai dit que j'avais 19 ans quand je suis arrivé ici.
Buraya geldiğimde ben de allak bullak olmuştum. Kendime acıyordum.
Je l'étais en arrivant, je m'apitoyais sur moi-même.
Buraya geldiğimde seyyar satıcıydım.
J'étais un colporteur à mon arrivée.
Buraya geldiğimde,... Saygı duyulacak bir geçmişe ihtiyacım vardı.
Quand je suis venu ici, il me fallait un passé respectable.
Ben buraya geldiğimde hâlâ korkuyordun.
À mon arrivée, vous aviez encore peur.
Ben buraya geldiğimde Sharon söyledi. - Bu kız benim nişanlım.
Mais je ne ronge jamais mes ongles!
Kasaba hala benim hakkımda ne hissettiğini bilmek istiyorsa buraya geldiğimde kendimi saklamam gerekirdi.
Maintenant que je sais à quoi m'en tenir, je me dis que je n'aurais pas dû venir.
Buraya geldiğimde tür nüfusu yüze yakındı.
Mon cher garçon, quand j'étais là, la... la population totale ne comptait qu'une poignée de gens, au mieux une centaine.
Jennie, benim buraya geldiğimde ne hissettiğimi bilemezsin.
Oh, Jennie, tu ne sais pas ce que je ressens lorsque je viens ici.
Üç ay önce buraya geldiğimde hayatımda doldurmam gereken bir boşluk vardı.
Quand je suis arrivée il y a trois mois, il y avait un vide dans ma vie qui avait besoin d'être comblé.
Ama ilk kez buraya geldiğimde, aklımı kullanıp bu toprakları bulduğum gibi kabul edecektim.
Mais la première fois que je suis venu, j'ai décidé que j'accepterais cette terre telle qu'elle est.
Buraya geldiğimde kızın üzerinde olmayan.
Celle que la fille n'avait plus, quand je suis arrivé.
- Ben buraya geldiğimde, patrondu.
- Quand je suis arrivé, c'était déjà le patron.
Ben buraya geldiğimde, kilise gayet iyi durumdaydı.
Quand je suis arrivé, la paroisse était en ordre.
Buraya geldiğimde 87 yaşımdaydım.
J'avais 87 ans à mon arrivée ici.
Buraya geldiğimde 60 tane için yetkiliydim.
J'en avais 60 quand je suis arrivé.
Buraya geldiğimde, Levine o sedyeye asılmış olarak duruyordu.
Quand je suis entré, j'ai vu Levine pendu à la poulie.
Buraya geldiğimde gördüm!
J'ai vu, en arrivant ici!
Ben buraya geldiğimde siz birbirinizi doğruyordunuz zaten.
Quand je suis arrivé ici, vous étiez déjà en train de vous massacrer.
Lei li, bir daha buraya geldiğimde sana birşey getireceğim.
Je reviendrai pour te donner quelque chose.
Buraya ilk geldiğimde, "Belle, hasta bakıcı ol." dedim. Benim bakıcılığımı istemediler. Çok da haklıydılar belki.
Je voulais soigner les blessés... on m'a évincée.
Buraya ilk geldigimde gözlerimde soru isaretleri vardi.
Quand je suis arrivée ici, mes yeux étaient bleux d'interrogations.
Buraya ilk geldiğimde aynı şeyi yapmıştım.
J'ai fait la même chose quand je suis arrivé ici.
Buraya her geldiğimde yağmur yağıyor.
Chaque fois que je viens à la campagne, il pleut!
Buraya ilk çalışmaya geldiğimde başıma çok garip bir şey geldi.
Les premiers jours ici, il m'est arrive une chose etrange :
Buraya birini bulmaya geldiğimde sana güvenmedim. - Ailene güvenmedim.
En venant à la recherche d'un homme, je ne comptais pas vous rencontrer.
Buraya en son geldiğimde hiçbir şey yoktu. Ne banka ne de tren yolu.
Avant, il n'y avait ni banque ni chemin de fer.
- Hayır. Buraya ilk geldiğimde belki onu ayak işleri ya da başka bir şey için göndermişsinizdir diye düşünmüştüm.
J'ai d'abord pensé qu'elle faisait une course pour vous.
Buraya ilk geldiğimde, 30 bilemedin 60 gün kalırım diye düşünmüştüm.
Quand je suis arrivé ici, je pensais que ce serait pour 30 jours, maximum 60.
Bu hâlde buraya ilk kez geldiğimde birer yabancı değildik.
Le premier soir, nous n'étions pas des inconnus.
New York'tan buraya kadar bütün yolu onun için teptim. Geldiğimde beni karşılamadığına göre, bana bir sürpriz hazırlıyor.
Ce n'était pas bien de sa part de ne pas être là pour m'accueillir.
Buraya son geldiğimde bana içki almıştın.
Tu m'as offert un verre l'autre jour...
Buraya ilk geldiğimde, trenlere alışabileceğimi hiç düşünmemiştim.
Quand je suis arrivée ici, j'ai cru que je ne supporterais jamais les trains.
Buraya ilk geldiğimde, ben de senin gibi düşünüyordum.
Moi aussi, au début je pensais comme vous.
Buraya ilk geldigimde... Yüzbaºi Riordan, Shallan Kalesi'nin önemli bir yerde oldugunu söylemiºti bana.
Quand je suis arrivé ici, le capitaine Riordan m'a assuré que Fort Shallan était un poste important.
50 yıl önce buraya ilk geldiğimde 20 yaşındaydım.
Lorsque je suis venu ici il y a 50 ans, j'avais à peine 20 ans.
Buraya ilk geldiğimde kızgın olduğumu itiraf edeyim.
Mais je dois admettre que j'étais à cran la première fois que je suis venu.
Buraya ilk geldiğimde, nasıl olur da bir insan tüm şehre karşı çıkar, diye düşünmüştüm.
En arrivant ici, je pensais qu'une seule personne ne pouvait pas compromettre ce projet.
Buraya ilk geldiğimde okumaya başladım, daha birinci bölümü bitiremedim.
Je l'ai commencé à mon arrivée ici. Je n'ai pas dépassé le premier chapitre.
Bakın ne diyorum. Buraya ilk geldiğimde karım mektup göndermişti. Yerel gazeteden bir haber kesip koymuş.
A mon arrivée ici, ma femme m'a écrit une lettre, une coupure du journal de chez nous.
Fakat tam buraya, Shimokura'ya geldiğimde polisler beni gözaltına aldı.
Mais ils m'ont arrêté dès mon arrivée à Shimokura.
Buraya son geldiğimde, doğru hatırlıyorsam... O şeyi mükemmelleştirmişlerdi.
Quand je suis venu ici la dernière fois, si je me souviens bien, ils venaient juste de mettre au point cette chose.
Genç biri olarak buraya ilk geldiğimde, "Porgy And Bess" de oynadım, sonra iki küçük rol aldım,
Mémoriser des paragraphes entiers de ce charabia a été l'exercice de mémorisation le plus difficile que j'aie jamais fait.
Buraya ilk geldiğimde ben de senin gibiydim.
A mon arrivée ici, je voyais les choses comme vous, peut-être.
buraya gel 5102
buraya 1484
buraya gelecek 17
buraya bak 279
buraya kadarmış 49
buraya gelir misin 63
buraya neden geldin 73
buraya geldin 19
buraya kadar 304
buraya getir 71
buraya 1484
buraya gelecek 17
buraya bak 279
buraya kadarmış 49
buraya gelir misin 63
buraya neden geldin 73
buraya geldin 19
buraya kadar 304
buraya getir 71
buraya gelin 820
buraya gelsene 50
buraya koy 29
buraya gelebilir misin 28
buraya gelip 69
buraya geldim 45
buraya gelirken 28
buraya oturabilirsin 16
buraya geri gel 39
buraya kadar geldik 26
buraya gelsene 50
buraya koy 29
buraya gelebilir misin 28
buraya gelip 69
buraya geldim 45
buraya gelirken 28
buraya oturabilirsin 16
buraya geri gel 39
buraya kadar geldik 26