English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ C ] / Cünkü

Cünkü translate French

205,180 parallel translation
Çünkü artık hiçbir şeyi değiştiremeyiz.
Car pour l'instant, on ne peut rien changer.
Hafta sonuna kadar böyle olması önerildi çünkü iki tarafın da başını yakabilecek tek kişiyim.
C'est recommandé jusqu'à la fin de la semaine, car je suis le seul à pouvoir faire tomber tout le monde.
Çünkü şu anda kesinlikle izleniyoruz.
Maintenant qu'on est surveillés.
Bunu çözmeliyiz çünkü...
Il faut qu'on démêle ça parce que...
Çünkü sadece geleceklerini değil, geçmişlerini de mahvediyoruz.
Car on est une menace pour leur avenir, mais aussi pour leur passé.
En önemlisi, Rusya'ya geri gönderilmemesi çünkü orada öldürüleceği kesin.
Le plus important, c'est qu'il ne soit pas rapatrié en Russie où il serait sûr d'être assassiné.
Çünkü o zaman Ruslar ona bir şey yaparsa suçlu görünürler.
Si les Russes cherchent à lui faire du mal, ils seront soupçonnés.
Çünkü zaten açılmaları gerekiyordu.
Ils sont censés être ouverts.
Çünkü elbette elimizde önceden temiz idrar vardı.
Bien sûr, on avait de l'urine clean en avance.
Çünkü B numuneleri IOC tarafından alınıp uzun süreli depoya götürülüyordu.
Car ils étaient récupérés par le CIO et conservés au stockage longue durée.
Çünkü biz işinin ehli hilecileriz.
Parce qu'on est des tricheurs de haut vol.
Los Angeles, Rusya'dan çok daha güvenli sayılabilir çünkü...
Los Angeles est sûrement plus sûre que la Russie au vu des récents...
Tabii bu, Rodçenkov'un akıl sağlığına dair eski soruları gündeme getiriyor çünkü dört yıl önce başarısız bir intihar girişiminin ardından akıl hastanesine yatırılarak kendisine birinci evre şizofreni teşhisi konmuştu.
Et, bien sûr, des doutes subsistent quant à l'état mental de Rodchenkov, qui a voulu se suicider il y a quatre ans et a été placé en institut psychiatrique où on lui a diagnostiqué une schizophrénie au premier degré.
Zaman açısından Londra daha acil çünkü bu atletler Rio Olimpiyatları'na gidecek, kış oyunlarına değil.
En termes de chronologie, les JO de Londres sont plus sensibles, car ces athlètes visent les JO de Rio, pas ceux d'hiver.
Bu bizim için çok önemli çünkü...
C'est vraiment important pour nous, car...
Çünkü şu anki durum... belirsiz.
Parce que ma situation actuelle est incertaine.
Ama anlam veremiyorum çünkü kimse bu konu hakkında konuşmuyor.
Mais je ne comprends pas, parce que personne ne dit rien.
TV'de söylediklerini hesaba katınca nasıl göründüğünün farkındayım ama önemli değil çünkü bir planı olduğunu biliyorum.
Et je sais de quoi ça a l'air, maman, avec tout ce qu'il raconte à la télé mais ce n'est pas grave, parce que je sais qu'il a un plan.
Çünkü Dünya'yı zombi Keşişler işgal etti!
Parce que le monde était envahi de Moines-zombies!
Çünkü Keşişlere yardım ediyorsan onları hiçbir şey durduramaz.
Parce que si tu aides les Moines, rien ne les arrêtera jamais.
Çünkü odaklar nesilden nesile aktarılıyor.
Ça se transmet par la lignée.
- Çünkü fırtınanın merkezindeyiz.
Nous sommes dans l'œil du cyclone.
Yedi milyarın içinde mutlaka senin gibi bir tanesi çıkıyor çünkü.
Parmi les sept milliards... il y a quelqu'un comme toi.
Çünkü dünyanın sonu sizin yüzünüzden gelmeyecek.
Car ce n'est pas vous qui causerez la fin du monde.
- Çünkü bedeli fazlasıyla ağır olacak.
Car peu importe le prix, il est trop élevé.
- Çünkü teklifleri hâlâ geçerli ve hayatta kalan tek kişi benim.
Parce qu'ils proposent toujours leur marché et... et je suis la dernière.
Ondan önce otobüs şoförü olmak istiyordum. Çünkü diğer otobüs şoförlerine el sallamaları hoşuma giderdi.
Avant, je voulais être conductrice de bus, car j'aimais comment ils se saluaient entre eux.
- Çünkü körüm.
Parce que je suis aveugle.
Biliyorsun birbirini cepte görmek kolay ve sana bunu yapmayı asla istemem, çünkü senin aşkın bir nehir gibi.
C'est facile de se prendre pour acquis. Je veux jamais te faire ça, car ton amour est comme une rivière.
Çünkü daha demin ödeneğimizi çizgi romana gömdük.
Non, on vient de dépenser notre argent de poche sur des comics.
Bilgin olsun, seninle yattım çünkü her gece biriyle olan bir kadının beynini yemiştim.
Pour ton information, je suis venue dans ta chambre à cause du cerveau que j'avais mangé, la femme faisait ça chaque nuit.
Çünkü artık bir zombisin.
Parce que vous êtes maintenant un zombie. J'en suis une, aussi.
Çok üzgünüm çünkü arkadaşım onu bir zombiye dönüştürmemi istiyor.
Si triste parce que mon ami veut que je le transforme en zombie.
Çünkü benim için kaygı duyulmasını sevmem.
Je n'aime pas que l'on s'inquiète pour moi.
Çünkü dört saat önce muhtemelen o rahip bu bilgisayardan Veritas'ın bir kopyasını oraya göndermiş.
Car il y a quatre heures, quelqu'un, sûrement le prêtre, a envoyé une copie de la traduction du Veritas depuis cet ordinateur.
- Çünkü bizi karanlığın içine silahlı birinin peşinden yolluyorsun.
Car tu nous envoies dans le noir, après un homme armé.
Çünkü burası dünya değil.
Parce que ce n'est pas le monde.
Dinle şimdi böyle Victoria döneminden kalma tavırlara ses etmeyeceğim çünkü cidden Victoria dönemindensin.
Écoutez! Je vais excuser vos remarques victoriennes car... vous êtes victorien...
- Çünkü onu taklit ediyorum. Çünkü bu saçma tatbikatın asıl amacı bu.
Car je fais semblant d'être lui, car c'est tout l'intérêt de cet exercice ridicule.
- Çünkü onun da eskiden anne babası vardı.
Car il avait des parents.
Çünkü seni benden başkası öldürürse, ikimiz de hayal kırıklığı yaşarız. - Şimdi sana diyorum!
Car si on te tue, et que ce n'est pas moi, on serait tous les deux déçus.
- Çünkü ısrar edersen söyleyebilirim.
Parce que je risquerais de vous le dire.
Muhtemelen kılık değiştirerek, Çünkü herkes aptal yuvarlak yüzünü tanıyor.
sûrement déguisé, car tous connaissent ta bouille d'idiot.
Yorumları okuyun, çünkü bir gün ordu olacaklar.
Toujours lire les commentaires, car un jour, ils seront une armée.
Çünkü bu sebepten.
À cause de ça.
Çünkü sen bir Sibersin.
Car tu es un Cyberman.
Çocukları hedef alıyorlar Çünkü daha genç bir donörle dönüşüm daha kolaydır beyinler daha taze ve bedenler daha küçük olduğu için daha az şey var...
Ils ciblent les enfants car la conversion est plus facile avec un donneur jeune... les cerveaux sont plus frais, et puisque les corps sont plus petits, il y a moins à...
Çünkü burası kırsal değil.
Parce que ce n'est pas la campagne.
Çünkü?
Parce que?
Çünkü neyin olursa olsun, onları kurtaramazsın.
Car, quel qu'il soit, tu ne peux pas les sauver.
Bunu yapmıyorum çünkü birini dövmek istiyorum ya da birinden nefret ettiğim için, ya da birini suçlamak istediğim için.
Je ne cherche pas à battre quelqu'un! Je ne fais ça ni par haine, ni par reproche!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]