Erkekler translate French
11,426 parallel translation
Erkekler Kimmie'yi sever.
Elle plaît.
Ben lisedeyken erkekler peşimi bırakmazdı.
Au lycée, tous les garçons étaient après moi.
- Çocuklardan biri erkekler tuvaletinde suların taştığını söyledi.
Des gars ont dit que l'eau coule dans les toilettes. D'accord.
Erkekler hep seni soruyor Carol.
Les hommes posent tout le temps des questions sur toi, Carol.
30 saniye uyarısı için kaşıkla vurduğumda erkekler diğer masaya geçmek için hazırlanacak.
Quand je donne un coup de cuillère, il reste 30 secondes avant que les hommes changent de chaise.
Öpülmesi Yasaklar listesi tamamen delicesine öpülesi erkekler için yapıldı.
La "no-kiss list" est destinée vraiment à tous, Garçons follement embrassables, comme Robert Pattison.
Erkekler için kavga etmediğimiz arkadaşlık sonsuza dek süren arkadaşlıktır.
- L'amitié où on ne se battra jamais pour des gars... - Est une amitié éternelle,
Erkekler için evet.
Les hommes la feront.
Sadece bazı erkekler öyle seviyor o kadar.
C'est juste ce que certains aiment.
Erkekler kendi kendilerine bunun gerçeklikten küçük bir kaçamak olduğunu söylüyordu.
Les gens se disent que c'est juste des vacances loin de la famille
Kurbağalama yüzerken erkekler şort giymemeli. Kalçadaki hareketi kısıtlıyor.
Quand ils nagent la brasse, les hommes ne devraient pas porter de shorts de bain... ca limite vraiment les mouvements au niveau des fesses
Onu erkekler tuvaletinde buldum.
Je l'ai trouvé chez les mecs.
Erkekler, kadınlar. Gençler, yaşlılar, herkes.
Hommes, femmes, enfants et vieillards.
Erkekler ve kızlar mekanda.
Les garçons et les filles sont dans la place.
Neden bütün seksi erkekler gey olur ki?
- Pourquoi tous les hommes gays sont sexys?
Kadınlar ve erkekler.
Les filles et les gars.
Erkekler kendi pantolonlarına boşalıyor mu diyorsun?
Tu veux savoir s'ils jouissent?
Louise, yaptıklarının Alan'la o Cape dilberinin yanına kar kalmasına izin verirse bu diğer erkekler için nasıl bir mesaj olur?
Si Louise laisse Alan et cette... gâterie du Cap batifoler, quel message cela envoie aux autres hommes.?
Erkekler John'un arkasını kolladı.
Les gars... soutiennent John.
Etrafında diğer erkekler varken usta gibi flört ediyor ama yalnız kaldığınızda yapmak istediği tek şey karısını ne kadar sevdiğinden bahsetmek.
Il flirte quand les autres gars sont autour, mais quand on est seuls, tout ce qu'il veut faire c'est parler de l'amour qu'il éprouve pour sa femme.
- Erkekler için olabilir.
Pour les hommes, peut-être.
Erkekler için yaratılmış dünyadaki bir kadın.
Une femme dans un monde construit pour les hommes.
- Genç erkekler yatakların altına bakmaz.
- les jeunes gens ne regardent pas sous les lits.
Çabuk düşün çünkü erkekler hayatları boyunca döl üretebilirken üzerindeki yumurtaların son kullanma tarihi var.
Tu devrais réfléchir plus vite, car les hommes peuvent concevoir toute leur vie, mais tes œufs ont une date d'expiration.
Tüm genç erkekler gibi bu yeni gelen de kendine kalıcı bir yuva bulmak için yuvasını terk etmiş.
Comme tous les jeunes mâles, ce fringuant nouveau venu a quitté son lieu de naissance pour arriver ici.
Ormandaki tüm erkekler en iyi hamlelerini yapıyorlar.
Dans toute la forêt, les mâles sortent le grand jeu.
Genç erkekler sürüden ayrılacakları ve Kumar'ın çıktığı yolculuğunu çıkmak için oynayarak eğitimlerini sürdürüyorlar.
Les petits mâles jouent et s'entraînent pour le jour où ils quitteront le groupe pour tenter la même aventure que Kumar.
Erkekler görseldir. Niye olduğunu bilmeseler bile,
Ils réagissent à un tout, sans même savoir pourquoi.
Bütün resme bakarlar. Sana şunu diyeyim, erkekler gördüklerini fark etmeden bile para kesesini seveceklerdir.
Ils vont aimer ce sac sans même s'en rendre compte.
Ateşli erkekler, canlı tavus kuşu ve bir daha böyle bir şeye davet edileceğini düşünmeyen gençler istiyorum. Çünkü radarın altındalar ve sinir bozacak çok şey var.
Je veux des mecs sexy et des paons vivants et des jeunes à qui personne n'aurait jamais pensé à inviter pour une telle chose, parce qu'ils ne sont pas détectés et beaucoup plus intéressants à tracasser.
Erkekler çok umutsuz.
Les hommes sont désespérés.
Erkekler kovalamayı sever.
Les hommes aiment la chasse.
- Oh. - "Kolombiyalı kaslı erkekler" gibi.
C'est comme un cuni colombien.
Bütün erkekler hırslıdır.
Tous les hommes sont ambitieux.
Bazı erkekler kadın arzular Helga.
Certains hommes désirent les femmes, Helga.
Bu zamana kadar birlikte olduğum bütün erkekler...
Tous les autres mecs avec qui j'ai été...
Ve bu hataya düşen herkes erkekler gibi hayatına devam edemiyor işte!
Et personne ne devrait avoir à faire une erreur comme un homme le fait, et est incapable d'avancer.
Bilirsin, Simone de Beauvoir söylemiş, bence de haklı, topluma erkekler şekil verir, kadınlarsa sadece erkeklerle olan ilişkileri doğrultusunda varolabilir demiş.
Simone de Beauvoir a fait remarquer très justement que dans une société conçue par les hommes, les femmes sont des êtres relatifs qui n'existent que via les hommes.
Napoli'de kadınlarımız tecavüze uğrayıp öldürülürken erkekler, çocuklar köle diye satılırken, krallarımız gencecik mezara girerken elimiz armut toplamaz.
Et à Naples on ne reste pas les bras croisés quand nos femmes se font violées et tuées. Ou quand nos hommes et garçons sont vendus en esclavage, ou nos rois envoyés prématurément dans la tombe.
Erkekler nasıl bilirsiniz.
Vouz savez comment sont les mecs.
Demek istediğim, erkekler, kadınlar, erkek ve kız çocuklar, aileler.
Hommes, femmes, garçons, fillettes, des familles entières.
- Sadece erkekler mi?
- Que des hommes? - Un par heure.
Bütüne bakınca, kadınlar da erkekler de kendi fotoğraflarını irdelerken hayli acımasız oluyor.
Dans l'ensemble, les hommes comme les femmes sont très critiques quand ils se voient en photo.
-... erkekler hakkında konuşuyormuşuz gibi.
- et qu'on parlait des garçons.
- Bütün ölümlü erkekler "bir daha asla".
Et tout autre homme mortel, "jamais plus"
Erkekler, kendinizden önce kadınlarımıza içirin.
Hommes, aidez nos femmes avant de vous aider vous-même
Erkekler her zaman bir işler çevirir.
Les garçons sont comme ça.
Çünkü tüm erkekler ondan hoşlanırdı.
Tous les garçons l'aimaient.
Erkekler de menopoza girer.
Même les hommes passent par la ménopause.
Çünkü erkekler öyle.
Les hommes sont comme ça.
Erkekler çok heyecanlı olmalılar.
Nos hommes doivent être excités.