English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ E ] / Erkek arkadaşın

Erkek arkadaşın translate French

6,490 parallel translation
Erkek arkadaşın hakkında böyle mi konuşuyorsun?
Quoi, cÕest comme  a que tu parles de ton petit ami?
Erkek arkadaşın değil mi?
Ca nÕest pas ton petit ami?
Erkek arkadaşın Gregor'un Matt'in vücuduna otostop çekmesi gibi mi diyorsun? Tabii Katherine onu öldürene kadar yani.
Comme ton petit ami Gregor l'a fait dans le corps de Matt jusqu'à que Katherine le tue.
Annen erkek arkadaşını öldürdü.
Ta mère a tué ton petit ami.
Bu elimizdeki tek fikir. Tabii bodrumdaki vücudu ele geçirilmiş eski erkek arkadaşın bize yardım ederse o ayrı.
C'est la seule idée à part si le corps attaché de ton ex peut nous aider.
İstersen erkek arkadaşının kucağına oturabilirsin.
Tu peux toujours t'asseoir sur le genoux de ton petit ami.
Erkek arkadaşın ölümden döndü, Markos ölümden döndü. Sen ölümden döndün!
Ton petit ami est revenu des morts, Markos est revenu des morts, tu es revenue des morts!
Erkek arkadaşını buldunuz mu?
Avez-vous trouvé son petit-ami?
Erkek arkadaşından haber yok.
Il n'y a rien sur le petit ami.
Kızının erkek arkadaşının adı ne?
Quel est le nom du copain de votre fille?
Erkek arkadaşın ırkçı olduğunu söylüyor.
Ton copain vient de dire que tu es une raciste.
İki erkek arkadaşın da öldü ve tek damla gözyaşı akıtmadın.
Tu as perdu deux petits-amis, tu peux même plus verser de larmes.
Sana erkek arkadaşın çok yakında olduğu için şanslısın demiştim.
Je t'ai dit que tu avais de la chance que ton homme vive près d'ici.
Evet, onun erkek arkadaşından nefret etmeye başlardın, ondan uzaklaşmak isterdin.
En détestant son copain, c'est elle que tu éloignes.
Erkek arkadaşının uyuşturucu oyununda yakalanmamış mıydın?
T'es-tu fait prendre dans les histoires de drogue de ton copain?
- Benim senin erkek arkadaşın olduğumu?
- Tu leur dis que je suis ton copain?
- Erkek arkadaşın incinmiş mi?
Ton copain a-t-il de la peine?
Sanırım erkek arkadaşın aynı fikirde değil.
Pas sûre que ton copain soit d'accord.
Ve hala erkek arkadaşın yok mu?
Et tu n'as pas de petit copain?
Buraya, ölen erkek arkadaşın Daniel tarafından gönderildim.
J'ai été envoyé ici par Daniel, votre petit ami qui est mort.
- Tekniken, erkek arkadaşınla sevişiyor olacaksın... -... yani hasar yoksa sorun da yok.
Techniquement, vous auriez sexe avec votre petit ami, donc aucun mal, aucun coup illicite.
Ailen, yakın arkadaşın veya erkek arkadaşın var mı?
Pas... de famille ou d'amis proche, de petit-copain?
O erkek arkadaşın.
C'est votre petit-copain.
- Ayarlarını gizlemiş aslında. Ama erkek arkadaşının sayfasını buldum.
Elle avait limité l'accès à sa page mais j'ai trouvé celle de son copain.
Erkek arkadaşından bahsettikten sonra attığın bakıştan bahsediyorum.
Tu as toujours ce regard quand tu parles d'un petit ami.
Bütün bunlar olurken erkek arkadaşın neredeydi?
Où était ton petit copain dans tout ça?
Erkek arkadaşını iyi tanırım.
Je sais pour ton petit copain.
Erkek arkadaşının gerçekte kim olduğunu biliyor musun?
Tu sais au moins ce qu'il est?
Ben senin erkek arkadaşınım!
Je suis ton petit-ami.
Öylece ense yapamazsın ve buraya bazı amatörleri yollayamazsın, sırf erkek arkadaşın senin için önemli diye, ve sonrasında bizden dediklerini yapmamızı, kendi yaralarını yeteri kadar sarınca eve döneceğini bekledin.
Tu ne peux pas simplement négliger ton travail et envoyer un amateur à la place parce que ton copain a été méchant avec toi et attendre de nous que nous tombions l'un après l'autre pendant que tu te remets petit à petit pour être prête à rentrer à la maison.
Çünkü zarfın içindekiler sen ve yeni erkek arkadaşının tüm umutlarını ve mutluluklarını yok edecek.
Parce que ce qu'il y a dans cette enveloppe, va détruire tout espoir de bonheur que toi et ton nouveau petit-ami pourraient avoir.
Erkek arkadaşın mıydı?
C'était ton petit ami?
Kapatırsan erkek arkadaşın ölür.
Raccroche, et ton petit-ami meurt.
Abin seni hamile bıraktı ve kürtaj yapmak yerine erkek arkadaşınla evlenmek için beni kullandın.
Ton frère t'a mise en cloque, et plutôt que d'avorter, tu t'es servi de moi pour que ton petit-ami t'épouse.
Bütün bunlar yaşanırken erkek arkadaşın neredeydi?
Où était ton petit ami dans tout ça?
Erkek arkadaşın başka biriyle birlikte olmak istiyor baban delirdiğini düşünüyor ve annen, eğer ben olmasaydım, basit bir künye ve bir kavanoz dolusu külden ibaret olacaktı.
Ton copain veut quelqu'un d'autre, ton père pense que tu es folle, et ta mère serait un tas de cendres et des étiquettes pour chien si ce n'était pas pour moi!
İlk erkek arkadaşı Timmy Verdugo onu beşinci sınıfta terketti.
Son premier copain, Timmy Verdugo, l'a abandonnée en cinquième année.
Paranoyak erkek arkadaşım bunların diş izi olduğunu düşünüyordu.
Uh, mon parano de petit-ami pensait que c'était des ploucs.
Mağaralarda erkek arkadaşımı öldürmeye çalışmıştın.
Vous avez essayé de tuer mon petit ami dans la grotte.
Erkek arkadaşı değil. O bunları takmadığını biliyordur.
Il savait qu'elle ne les portait pas.
- Haklısın. Hem, Malik benim ilk gerçek erkek arkadaşım.
Et puis, Malik est ton premier vrai petit copain.
Eski erkek arkadaşım Ryan'la evlenmeye hazır değildim
Je n'étais surement pas prête pour épouser mon ex copain Ryan.
Bakıyorum erkek arkadaşıyla tanışmışsın.
Peu importe. Je vois que vous avez rencontré le petit ami.
- Erkek arkadaşının umurunda gibiydi. - Espri mi yaptın şimdi?
Son petit ami semble en prendre soin.
Madison'ın erkek arkadaşı yoktu.
Madison n'avait pas de petits copains.
Kaçıramayacağın çok güzel bir parti falan mı vardı? Ya da yeni bir erkek arkadaş / satıcı mı bulmuştun kendine?
Il y avait une super fête que tu ne pouvais pas manquer ou un nouveau petit-ami / dealer que tu ne pouvais...
Memleketim Tampa'da bir erkek arkadaşım var. Biraz aptalın tekidir ama ondan ayrılmayacağım nedenini biliyor musun?
Chez moi à Tampa j'ai ce petit-ami, et bien, c'est un peu un imbécile, mais je ne vais pas rompre avec lui, tu sais pourquoi?
Sen bilmezsin ama her 9-12 yaş arası kurabiye satıcısı çocuk, yedinci sınıftaki erkek arkadaşımı üvey kız kardeşimle yiyişirken yakaladıktan sonra gizlice takip ettiğim gibi gizlice takip edecek seni.
Avant que tu ne le saches, chaque vendeurs préado de cookies vont te harceler comme j'ai harcelée mon petit amis en cinquième après l'avoir surpris agresser à coup de langue ma soeur préférée.
Artık pek sevgili dondurmamın erkek arkadaşıyım.
Et maintenant le petit ami bienheureux de ma petite glace.
George'un düğünden kalan çılgın bir ilişkisi vardı ve eski erkek arkadaşım Ryan... O da June'a sahipti.
George avait sa folle aventure du mariage, et mon ex petit ami Ryan... avait June.
En iyi arkadaşlarımla evde otururken konuşacak erkek arkadaşım... ya da başka bir seçeneğim yokken kendime yeni bir grup buldum bir örgü grubu!
Avec ma meilleure amie en pleine confection de son nid et aucun petit ami à l'horizon, je n'avais pas d'autre choix que de me trouver un nouveau cercle... un cercle de tricot.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]