Genç kız translate French
2,746 parallel translation
Eski eşimle, genç kızım arasında neden sürekli züğürdüm, şimdi anlıyor musun?
Avec une ex-femme et une fille adolescente, t'imagines pas mon compte en banque.
Harika değilim bayım ama elbette bir genç kızım.
Merveilleuse, non. Mais réelle, oui.
Bir genç kızın ilk reglini Taliban rejimi altındayken yaşamasının neye benzediğine dair en ufak bir fikrin yok.
Tu n'as aucune idée de ce que c'est d'être adolescente et d'avoir ses premières règles sous le régime taliban.
- Sen genç kız mısın ki?
Et bien, êtes vous une adolescente?
- Genç kız Tina öyle mi?
Tina, l'adolescente?
- Peki sen genç kız mısın?
Es-tu une adolescente?
Ve kolları ve bacakları kesilen masum, isimsiz genç kız adına senin yaşamını alacağım!
Pour cette... jeune fille innocente et anonyme... aux bras et aux jambes tranchés... je vais vous ôter la vie!
Artık genç kız olduğuna inanabilmek çok zor.
C'est incroyable de penser que c'est devenu une jeune femme.
Siz ikiniz, geçtiğimiz iki senenin çözülmemiş genç kız cinayetlerini araştırın.
Vous deux, examinez les meurtres non élucidés de ces deux dernières années.
Üç senelik arayla öldürülen altı genç kız kurban var.
Six jeunes femmes assassinées sur trois ans.
Hayatımda tanıştığım en salak iki genç kız sizsiniz. Bunun bir anlamı var.
Vous êtes les ados les plus débiles que j'aie rencontrées.
Farklı ve dışlanmış biri olmak yerine maalesef ki, abesle iştigal eden her Amerikalı genç kız gibisin.
Au lieu d'être différente et exclue, tu ressembles à toutes les adolescentes, tu es obsédée par ta vanité.
Annie mükemmel bir genç kız.
Annie est une jeune femme remarquable.
İnternette erkeklerle yazışmak için genç kız gibi mi gösteriyorsun kendini?
Tu fais semblant d'être une adolescente pour chatter avec des hommes en ligne, c'est sérieux? C'est ce qu'ils font.
Üst katta ölü iki genç kız.
2 jeunes filles mortes à l'étage.
Haydi ama. Genç kız olduğunu biliyorum ama benden bu kadar çabuk nefret etmesi şart mıydı?
Je sais que c'est une ado, mais est-ce qu'elle doit me détester aussi rapidement?
Neden arkanda genç kız saklıyorsun?
Pourquoi es - ce que tu caches une ado derrière ton dos?
Sence bir genç kızı isterler mi? Doğru, haklısın.
Combien voudraient d'une ado?
O şarkıyı bu genç kız söyleyecek. Seninle sonra konuşuruz.
C'est cette petite qui va le chanter.
Bir genç kızın ve bebeğinin evimize taşınmasına tek başına karar veremezsin.
Tu as décidé seul de laisser une ado et son enfant emménager chez nous.
"Hamile bir genç kızın var. Sen de süprüntünün tekisindir."
"Vous avez une ado enceinte, vous devez être de la merde aussi."
# Aile sorunları yaşayan bir genç kızı Düşürmektir ağıma özetle #
- La meilleure façon de plaire À une fille qui se cherche un père
Sıradan bir genç kız hakkında bir hikaye istediler.
Ils voulaient une histoire parlant d'une ado typique.
Yani Alex çok zekidir Haley ise çok güzel bir genç kız olma yolunda.
Ouais, je veux dire, Alex est un génie... et Haley devient une belle jeune femme...
Genç kızımız erkek arkadaşının motosikletiyle gitti.
Notre ado vient de s'enfuir à l'arrière de la moto de son copain.
Her genç kızın hayali de bu değil midir yani?
Toutes les petites filles en rêvent.
Lord Henry Blackwood, kara büyü denemelerinden. beş masum genç kadının hunharca canına kıymaktan ve altıncıyı öldürmeye teşebbüsten idam cezasına çarptırıldınız.
Lord Henry Blackwood, vous êtes condamné à mort pour exercice de magie noire, assassinat démoniaque de cinq jeunes innocentes et tentative sur une sixième.
Neyse, nişan gecelerinde kız genç ve yakışıklı silahşor Diarmuid ile tanışmış.
Le soir de leurs fiançailles, elle rencontra un beau jeune guerrier nommé Diarmuid.
Senin gibi genç ve güzel bir kız nasıl olur da o eski plakları alır?
Comment une fille aussi jeune et jolie peut bien avoir des disques aussi vieux?
Son olarak da en önemli sorum ey harika varlık genç bir kız mısınız yoksa?
Mais ce qui me préoccupe surtout... Ô être merveilleux! Êtes-vous réelle?
Eğer gece, Yalnız genç bir adam görürsen, Yakışık lı
Si la nuit, vous voyez un jeune qui est seul, et beau,
Genç bir kız etrafta deli fişek gibi dolaşmamalı.
Une jeune fille ne devrait pas jouer les casse-cou.
İnsanlar, genç bir kızın babasının intikamını almak için kış vakti evden ayrılabileceğini akıllarının ucundan bile geçirmezdi. Ama oldu.
Difficile de croire qu'une jeune fille quitte son foyer en plein hiver pour aller venger la mort de son père, pourtant cela s'est produit.
Burada başlangıç aşamasında olan yıldızlar gizlidir ama Hubble'ın yeni kızılötesi gözü, toz ve gaz bulutunun ötesini görebiliyor ve genç yıldızların büyülü hazinesini ilk defa gözler önüne seriyordu.
Ici, les étoiles naissantes jouent à cache-cache mais les nouveaux yeux infrarouges peuvent transpercer le voile de gaz et de poussière et révéler un trésor magique de jeunes étoiles.
Üniversiteli genç bir kız yarı çıplak vaziyette ortalarda salınırken adımı söyleyemezsin.
Quand tu vois une étudiante se balader à moitié nue, tu cries pas mon nom.
Bu yokluğa düşmesiyle, Tanrı'nın Askerleri öne çıkıp bu son derece harika ahlaki yargıcı önermişler. Bu oldukça cazip bir şey özellikle de genç bir kız için.
et dans cette absence, il y a les STO, qui proposent ce magnifique arbitrage moral.
Genç bir kızı arıyorum.
- Je ne veux pas ta drogue. Je cherche une jeune fille.
Genç bir kızın olmasına hazır değilsin.
Tu n'es pas prête à avoir une ado.
Genç bir kızın hayatı tehlikede.
La vie d'une jeune fille est en danger.
Gösteri kızıştığında, birkaç genç polis tarafından vurulacak.
Lorsque les manifestations dégénèreront, quelques jeunes gens vont être abattus par la police.
Genç hamilelik, uzaklaştırılmış kız çocuğu ve gizli nişanlanma.
Une grossesse juvénile, une fille cachée, des fiançailles secrètes.
Ayrıca kızı çok genç yaşta seks yapıyordu.
Et sa fille a découvert le sexe trop jeune.
* Genç hamile kız *
Petite fille enceinte Quoi?
Sanırım genç ve masum bir kızı bu korkularla telkin ettiniz.
Vous avez terrorisé une jeune fille innocente.
Nehirde titrer hâlde bulunan güzel genç kadın, gerçekten iddia ettiği Rus Çarlığı Grandüşesi Anastasia'nın kızı olabilir mi?
"Serait-il possible que la jeune femme retrouvée frissonnant dans le fleuve " soit réellement celle qu'elle déclare être, " la fille du tsar de Russie,
İçeride kafası karışık genç bir kız ve bahçende bir ceset var.
Il y a une étudiante confuse dans votre salon et un cadavre dans votre jardin.
Bir kız, genç bir hocasına onu sevdiğini söyleyen mesajlar atmış.
Une fille a écrit à un jeune professeur, disant qu'elle était amoureuse de lui.
Rex'e kız, bu genç adama değil. O masum.
D'accord, sois fâchée contre Rex, pas contre ce jeune homme.
Daha genç bir kadınla çıkıyor olmamın seni bu kadar rahatsız edeceğini bilmiyordum.
Tu es vexée car je sors avec une femme plus jeune.
Hem de kız çok genç.
Et elle est si jeune.
Düşünün, bugüne kadar, on yaş daha genç ve beş kilo daha zayıf görünmek için o kadar para döktük ve uğraştık, aslında tek yapmamız gereken, Cleveland'a zorlu iniş yapmakmış.
Dire qu'on a dépensé tant de temps et d'efforts et d'argent à perdre 10 ans et 10 kilos, alors qu'il suffisait de s'écraser à Cleveland.
kıza 18
kızım 866
kizzy 59
kızlar 1180
kız kardeş 33
kızı 63
kızgın 55
kızıl 90
kızarmış 18
kız mı erkek mi 23
kızım 866
kizzy 59
kızlar 1180
kız kardeş 33
kızı 63
kızgın 55
kızıl 90
kızarmış 18
kız mı erkek mi 23
kızın 46
kız kardeşim 118
kızkardeşim 29
kızınız 24
kızma 130
kızılderili 47
kızgınsın 35
kız arkadaşın var mı 49
kızgınım 46
kızım nerede 44
kız kardeşim 118
kızkardeşim 29
kızınız 24
kızma 130
kızılderili 47
kızgınsın 35
kız arkadaşın var mı 49
kızgınım 46
kızım nerede 44
kız kardeşi 30
kızdın mı 66
kızgın değilim 76
kızıl saçlı 27
kız kardeşin 28
kız kim 43
kızdım 17
kızgın mısın 51
kızarmış tavuk 16
kız arkadaşın mı 34
kızdın mı 66
kızgın değilim 76
kızıl saçlı 27
kız kardeşin 28
kız kim 43
kızdım 17
kızgın mısın 51
kızarmış tavuk 16
kız arkadaşın mı 34