Gidip bir bakacağım translate French
168 parallel translation
Anita nasıl gidip bir bakacağım.
Je vais voir Anita.
- Pekala, gidip bir bakacağım.
- Je vais aller voir ça.
Gidip bir bakacağım Benimle kim gelir?
J'y vais. Qui veut venir?
Ben gidip bir bakacağım.
Je vais vérifier.
Gidip bir bakacağım.
- Rien, ils sont là. Je vais voir.
Bunkerlere gidip bir bakacağım.
Je vais jeter un œil dans mon bunker.
Oraya gidip bir bakacağım.
J'irai là bas pour jeter un coup d'œil.
Gidip bir bakacağım.
Je vais lui demander.
Gidip bir bakacağım.
Je pars le chercher.
Her neyse. Gidip bir bakacağım.
Tant qu'à être ici, aussi bien l'examiner.
Ama önce önce eski karıma gidip bir bakacağım.
Mais avant tout, je vais aller jeter un œil chez mon ex-femme.
Gidip bir bakacağım.
Je m'en occupe tout de suite.
Gidip bir bakacağım.
Je vais contrôler.
gidip bir bakacağım.
Je vais aller voir.
Gidip bir bakacağım. Sanırım çok iş var.
Je suis pas fana, un peu trop brouillon.
Eski ev hala duruyor mu diye gidip bir bakacağım.
Je vais voir si la vieille maison est toujours debout.
Gidip bir bakacağım.
Je vais entrer et jeter un coup d'oeil.
Gidip bir bakacağım.
Je vais aller voir...
- Oraya gidip bir bakacağım.
- Je vais aller voir.
Ben gidip bir daha bakacağım.
Je vais y jeter un coup d'oeil.
Gece mahkemesine gidip bir şey var mı diye bakacağım.
Je vais aller au tribunal de nuit voir si je peux avoir du nouveau.
Gidip bir şeye bakacağım.
Je vais aller voir.
Gidip Angie ve çocuklar ne yapıyor, bir bakacağım.
Je vais sans doute aller voir ce que font Angie et les copains.
Gidip domuza bir bakacağım.
Je vais sortir voir la truie.
Ridley ile çabucak gidip, bir kaç resim çekip ve ne bulacağıma bakacağım.
Je vais y aller avec Ridley, prendre des photos et voir ce que je peux découvrir.
Gidip bir bakacağım.
Je vais voir.
Gidip, diğer tarafa da bir bakacağım.
- Très bien.
Gidip bir şey yazıyor mu diye bakacağım.
Je veux aller voir si c'est vrai.
Gidip bununla ne yapabilirim bir bakacağım.
Je vais voir ce que je peux faire avec ça.
- Ben gidip şu atlara bir bakacağım.
Je vais voir Ies chevaux.
Bir gidip bakacağım.
Je vais jeter un œil.
Londra'ya gidip, galerilere bir bakacağım.
Je vais descendre à Londres, pour visiter quelques galeries.
Bayan, siz burada kalın ben bir gidip bakacağım
Mademoiselle, ne bougez pas d'ici. Je vais voir ce qui se passe.
Komuta sende. Vericide bir arıza var. Gidip bakacağım.
Une panne d'émetteur, je vais régler ça.
Ben gidip Anthony'nin nasıl olduğuna bir bakacağım.
Je vais voir comment va Anthony.
Sadece oraya gidip etrafa bir bakacağım.
Je vais aller là-haut voir ce qu'il y a.
Gökevine gidip bir sürü yıldıza bakacağımızı düşünmüştüm.
Bref... Je pensais qu'on irait juste au planétarium... regarder les étoiles.
Gidip senin saatinle nasıl bir araba bulabileceğime bakacağım.
Je vais voir ce que je peux trouver comme voiture avec ta montre.
Gidip yapabileceğim bir şey var mı bakacağım.
- Je dois l'aider.
Peki, gidip duruma bir bakacağım.
Je vais voir de quoi j'ai besoin.
Şerif telsizle haber verdi. Çalılıkların arasında bir araba varmış. Gidip bakacağım.
On m'a signalé une voiture dans les buissons, je vais voir ça.
Elbise ona çok yakıştı. Ben gidip bir şeylere bakacağım.
Il lui va bien.
- Fox! Ben gidip başka giriş yolu var mı bir bakacağım.
Fox, je vais voir s'il y a un autre moyen d'entrer!
Gidip genç bir kızın kafasına delik açmalarını engelleyip engelleyemeyeceğime bakacağım.
je vais voir si je peux les empêcher de trouer la tête de cette fille.
Hayır. Ben gidip annenin yardıma ihtiyacı var mı diye bir bakacağım, tamam mı?
Je vais voir si ta mère a besoin d'aide.
Gidip ona bir bakacağım
Je vais le chercher.
Öyleyse ilk önce kurbanın dairesine gidip orada bir şeyler var mı diye bakacağız.
Allons visiter l'appartement de la victime pour voir.
Ben bir gidip bakacağım.
Je vais allez voir.
Yarın Güneydoğu Limanına gidip bir tekneye bakacağım.
Hé, je vais jusqu'au port Sud-Est, demain... pour voir un bateau.
Gidip bir bakacağım.
Je vais vérifier.
Gidip bir süre buna bakacağım.
Ca limite les recherches.