Gidip getireyim translate French
846 parallel translation
Gidip getireyim. Bu gece hoş sürprizler bizleri bekliyor çocuklar.
C'est une soirée à surprises.
Hemen dönerim. Gidip getireyim.
Je vais vous le chercher.
- Ben gidip getireyim, efendim.
- Je vais les chercher.
İzninizle hanımefendi, gidip getireyim.
Pardonnez-moi, madame, je vais la chercher.
Gidip getireyim mi onu?
Je vais la chercher.
Biraz bekle, onu gidip getireyim.
Une minute, je vais le chercher.
Sana Tatsuhe'yi gidip getireyim hemen.
Moi, je vais aller chercher Tatsuhei.
Gidip getireyim mi?
Je vais en chercher?
Hemen gidip getireyim.
Je vous l'apporte.
Jose'nin İspanya'dan getirdiği hediyeyi göstermedim. Gidip getireyim.
Je vais chercher le cadeau que José m'a ramené d'Espagne.
Gidip getireyim.
Je vais la chercher.
Gidip getireyim.
Je vais le chercher.
- Ben gidip getireyim. - Hayır, önemli değil.
- Je vais te le chercher.
Gidip getireyim.
Je vais te le chercher.
Izninizle, gidip diger personeli getireyim.
Je vais chercher le reste du personnel.
Ben O'nu gidip getireyim. Bayan Julie. Ben getireyim.
Je vais le chercher, mademoiselle.
Gidip, sana soğuk su getireyim.
Je vais te chercher de l'eau fraîche.
Hemen gidip paltonu getireyim.
Je reviens avec ton manteau.
Siz biraz uzanın, ben gidip dosyaları getireyim.
Je vais chercher le dossier.
Gidip sabahlığını getireyim.
Je vais te chercher un vêtement.
Gidip battaniye getireyim peder.
Je vais chercher des couvertures.
Ben de gidip bakıcıyı getireyim.
Je vais chercher la baby-sitter,
- Gidip biraz daha getireyim. - Olmaz.
- J'en achèterai d'autres.
Evet. Ben gidip saldan eşyaları getireyim.
Je vais décharger les affaires.
Gidip sürüyü getireyim.
Je suis là pour mon bétail.
Gidip diğerini de getireyim.
Je vais chercher l'autre.
Mutfağa gidip limonata getireyim.
Je vais l'apporter à la cuisine et lui donner de la limonade.
- Gidip sana yemek getireyim.
- Je vais aller te chercher à manger.
- Ben gidip hazırlanan reçeteyi getireyim.
- Je vais chercher l'ordonnance.
Gidip arabayı getireyim.
Je vais chercher la voiture.
Ben gidip yanıkların için biraz gres getireyim.
C'est collé à...
Arabaya gidip fener getireyim...
- Mon machin est fluorescent, occupez-vous de votre mère Alphonse.
Gidip orduyu, donanmayı ve korkusuz imparatorumuzu getireyim.
J'avertis l'armée, la marine, et notre empereur sans peur.
Gidip getireyim.
Je te l'apporte.
- Gidip bir bira getireyim mi?
- Voulez-vous une bière?
Peki. Gidip Raymond'un mektubunu getireyim.
Je vais chercher celui de Raymond.
Gidip yiyecek birşeyler getireyim.
- Je vais chercher à manger.
Şimdi müsaade ederseniz, gidip bavullarınızı getireyim.
Vous m'excuserez, je vais prendre les valises.
Gidip kamyoneti getireyim.
Je vais chercher le camion.
Gidip dosyaları getireyim.
Je vais chercher les documents.
Gidip şarkılarımızdan birkaç tane getireyim!
Je vais lui montrer nos chansons!
Islak bir havlu ağrını hafifletir. Gidip biraz su getireyim.
Un linge mouillé devrait apaiser la douleur, je vais chercher de l'eau.
Gidip valizlerimizi getireyim.
Je vais a la voiture. De quoi as-tu besoin?
Eve gidip para getireyim.
Je rentre chez moi, Jake.
Gidip biraz getireyim.
Je vais chercher de l'eau.
- Gidip geri getireyim mi?
Ne devrais-je pas aller le chercher?
Ben gidip Bob'u getireyim. Ne zaman kazmaya başlasa, zaman,... uyku, yemek, her şeyi unutur.
A chaque fois qu'il fait une fouille, il en oublie de dormir et de manger.
- Gidip yardım getireyim.
Je vais chercher du renfort. Bon, bon bon!
Bak, ben gidip onu getireyim, tamam mi?
Je vais le chercher?
Eve gidip sana bir tane getireyim.
Je retourne chez moi vous en chercher un.
- Gidip tencere tava getireyim.
Je vais chercher les pots.