Gidip bakalım translate French
945 parallel translation
hadi gidip bakalım.
Venez, allons jeter un coup d'œil.
- Haydi, gidip bakalım.
- Allons y jeter un coup d'oeil.
Jensen'ler de ihbarnameyi almış olmalı. Gidip bakalım.
Demandons aux Jensen s'ils ont reçu la leur.
Hadi. Gidip bakalım. Hadi!
Venez, allons voir.
Gidip bakalım.
Allons voir.
Hadi gidip bakalım.
Allons voir ça.
Hadi, gidip bakalım.
Allons voir.
- Yavaş dönüyor. - Gidip bakalım.
Bruits... d'hélices lentes.
Gidip bakalım.
Réparons-la.
Haydi, biz de gidip bakalım.
Allons-y, ensemble.
Gidip bakalım!
Allons voir!
Onu öldürdü mü gidip bakalım.
- Allons voir s'il l'a étendu raide.
Haydi, gidip bakalım, neymiş?
Allons vérifier.
Haydi, gidip bakalım.
On va s'asseoir et regarder.
Gidip bakalım.
On verra bien.
Gidip son bir kez bakalım.
Allons jeter un dernier coup d'œil.
Öyleyse, gidip bir bakalım.
Allons-y.
Tamam, hadi gidip yata bakalım.
Bien. Allons voir le yacht.
Hadi gidip Dempsey-Firpo dövüşüne bakalım değil mi?
Allons voir ce combat, tu veux?
Hadi gidip şu ışığa bakalım.
Allons voir le phare.
- Doktor, gidip kamyonlarımızın gümrükten geçip geçmediğine bakalım mı?
Quelque chose comme ça. Docteur, allez donc au port voir si nos malles ont passé la douane.
Gidip Doktor Finley'yle konuşacağım, bakalım o ne karar verecek.
En parler au Dr Finley pour voir ce qu'il compte faire.
Kensington Müzesine gidip ona bir bakalım.
Je vais au musée faire des recherches.
Yürü hadi. Gidip başka bir yerde ağız dalaşı yapabilir misin bir bakalım.
Viens et voyons si tu peux te disputer avec quelqu'un d'autre.
Gidip bak bakalım nalbant işi bitmiş mi?
Va voir si nos chevaux sont prêts.
Hadi gidip şuna bakalım.
Venez, allons voir ça.
Gidip bir bakalım.
Allons voir.
Şimdi, gidip Dr. Svoboda'nın olay anında olduğu yere bakalım.
Puis, je m'occuperai de vous et de votre fidèle amie. Excusez-moi, M. Horak, je suis pressé.
Pekala, gidip bir bakalım.
Allons voir.
Hadi sarıl bana da gidip şu ata bakalım.
Mets tes bras autour de mon cou, je vais te porter pour que tu le voies.
Hadi bakalım, odanıza gidip çaydan önce biraz dinlenin.
Essayez de dormir.
- Gidip bir bakalım.
- Allons voir.
Gidip şunlara bakalım mı?
Ça à l'air chouette. Allons voir.
Gidip kaç müşterimiz varmış bakalım.
Voyons s'il y a des clients.
Gidip bakalım.
Essayons de le savoir.
Hemen gidip, bana kartımı getirin bakalım.
Je suis vexé, Banks.
Gidip şu $ 12,000'lık bebeğe bir bakalım.
Allons voir ce nouveau jouet.
Gel, gidip ona şöyle bir bakalım.
- Pas fort. Allons le voir.
Haydi gidip şu büyük, önemli adama bir bakalım.
Allons voir ce grand monsieur.
Gidip bir bakalım!
Allons les regarder!
Gidip onu al. Bak bakalım ne diyecekmiş.
Écoute ce qu'elle a à dire.
Bürona tıpış tıpış gidip onun aramasını bekle bakalım.
Pourquoi n'attends-tu pas ses ordres dans ton bureau?
Gidip Giudizio'ya bakalım mı?
Venez, on va voir Giudizio pêcher. Ça vous dit?
Gidip yiyecek bir şeyler bakalım.
Allons voir si nous pouvons trouver à manger.
- Haydi, gidip bakalım.
- Avec plaisir.
Gidip tahıl ambarına bakalım.
Allons voir ça du grenier.
Haydi bakalım. Gidip kiraladığın şu arabaya bakalım.
Ne te fais pas de souci, j'expliquerai tout plus tard.
Gidip neler olduğuna bakalım.
On va faire un tour là-bas, chérie?
ikiniz de gidip yatın bakalım,
Allez tous les deux au lit.
Becky'e gidip bir bakalım.
Très bien.
Gidip tepeden bakalım.
On va voir là-haut. Allez, viens.