English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ G ] / Gösterin bana

Gösterin bana translate French

476 parallel translation
Hadi. Gösterin bana.
Faites-moi voir.
- Gösterin bana.
Montrez!
Elinizdeki nedir? Gösterin bana. Nedir o?
Que tenez-vous dans la main?
Çıkarın ellerinizi cebinizden. Gösterin bana, hadi.
Sortez vos mains Montrez-moi.
Gösterin bana kendinizi! Haydi!
Et maintenant, tous ensemble!
Nerede yattığını gösterin bana.
Montre-moi l'endroit où vous l'avez couchée.
Gösterin bana onları! O bok çuvalını öldüreceğim!
Conduis-moi, je vais le tuer.
Şu vergi parasını gösterin bana!
Fais voir l'argent de l'impôt.
- Ehliyetinizi gösterin bana!
- Hé, laissez moi voir votre assurance!
Ona da bana duydugunuz saygiyi gösterin. "
Honorez-le comme vous m'honorez. "
Bana öbürlerini gösterin.
Faites voir les autres.
Sağa yanaşın ve bana evlilik cüzdanınızı gösterin.
Rangez-vous sur le côté et montrez-moi votre permis de mariage.
Pekala, çocuklar, bugün bize iyi iş çıkarmayanları bana gösterin bakalım.
Les gars, montrez-moi ceux qui n'ont pas bien travaillé aujourd'hui.
Derhal Bay Poelzig'i uyandırın ve bana hanımefendinin yaralarına bakabileceğim bir yer gösterin.
Réveillez Herr Poelzig et emmenez-nous à un endroit où je peux panser la blessure de la dame.
Bayan Carrol, Bay Gordon'a bana öğrettiklerinizi gösterin.
Montrons-lui ce que vous m'avez appris.
Bana Jasper Adams'ın hayatta ve sağlıklı olduğunu gösterin... Yanıldığımızı kabul eden ilk ben olacağım.
Montrez-moi Jasper Adams vivant et en meilleure santé et je serai le 1er à admettre mon erreur.
- Çabuk, bana daireyi gösterin!
Où est l'appartement?
Bana en kısa yolu gösterin, yoldayken de sefer planını yapalım.
Montrez-moi le chemin, et nous établirons un plan stratégique en route.
- Bana gösterin, efendim.
- Montrez-moi, ma sœur.
Bana yüzünü gösterin.
Montrez-moi son visage.
Abbot ve Costello, aldığınız emri gösterin bakalım bana.
Abbot et Costello, montrez-moi vos ordres.
Kalamaz mıyız? Harita sizde... Bana bir çıkış gösterin hemen çıkayım.
Oui, je le pense... consultez le plan et montrez-moi une sortie!
Lütfen! Bana yol gösterin! Bana öğretin!
Montrez-moi la voie de la piété.
Bana en büyük trajedi aktörünü gösterin ya da en kötü palyaçoyu ben de size eğlence insanı neymiş göstereyim.
Prenez un grand tragédien et un comique. Les deux font du divertissement.
Bana başka bir yol gösterin.
Il doit y avoir un autre moyen.
Bana durduğunuz yeri tam olarak gösterin.
Montrez-moi où vous étiez.
Bunu yapmam için bana tek bir neden gösterin.
Donnez-moi d'abord une bonne raison de vous aider.
Bana resimleri gösterin.
Montrez-moi les tableaux.
Bana sineği gösterin.
Montrez-moi la mouche.
Bana bir hata gösterin.
Dites-moi juste une chose.
Birkaç gün içerisinde bulursanız bana gösterin.
Il doit être dans ma cabine.
Hayvan olmayabilirsin, Spartacus... ama bu zavallı gösterin, adam olabileceğin konusunda... bana pek umut vermiyor.
Tu n'es peut-être pas un animal, Spartacus... mais ce triste spectacle me laisse très peu d'espoir... que tu deviennes un homme.
Hastaneniz hala duruyorsa bana gösterin.
Trouvez-moi votre hôpital, s'il est encore là.
Bana olayın geçtiği yeri gösterin.
- Montrez-moi où ça s'est passé.
Bana biraz daha sabır gösterin, olur mu?
Merci de votre patience Sir.
Sensei, bana yol gösterin!
Dites-nous à la fin!
Bana hayvanların hayatlarını ve aşklarını gösterin.
Montrez-moi la vie et les amours des animaux.
Bana mutluluğunuzu gösterin.
Montrez votre joie.
Bana anlayış gösterin efendim.
Vous devez comprendre ma position, monsieur.
Bir şans kazanmak istiyorsanız, bana biraz nakit gösterin
Sortez votre argent si vous voulez avoir une chance de gagner.
- Görüntüyü bana gösterin.
- Puis-je la voir?
Lütfen kolu bana daha yakından gösterin.
Montrez-moi le bras de plus près.
Halk dediğiniz şey nedir? Bana bir halk gösterin.
C'est une bonne idée.
- Bana birimi gösterin.
- Montrez-moi.
Bana karargahımı gösterin ve birisi de kedimi içeri alsın, tamam mı?
Montrez-moi mes quartiers et faites monter mes affaires, voulez vous?
Bana bir süre sabır gösterin.
Ecoutez-moi un instant.
Bana Regan'ın ikizini gösterin. Aynı yüz, aynı ses, her şey aynı... ama onun Regan olmadığını bilirim.
Montrez-moi le sosie de Regan, même visage, même voix, semblable en tout, je saurais que ce n'est pas Regan.
Bana da gösterin.
Allez, montrez-moi.
Cinayet gecesi, Belgrat molasından sonra, hangi yolcuların kompartımanlarına en son gittiklerini söyler misiniz? Bana planın üzerinde gösterin.
La nuit du crime après l'arrêt de Belgrade, qui, en dernier a regagné son sleeping?
- Bana kağıtlarınızı gösterin.
Montrez vos papiers.
- Lütfen, Tanrı aşkına, bana kaseyi gösterin.
- Au nom de Dieu, montrez-moi le Graal.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]