English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ H ] / Hareket et

Hareket et translate French

3,970 parallel translation
Keskin hareket et.
Agis comme un dur.
Bence çok büyük bir karar, düşünmeden hareket etmek istemeyiz.
Je pense que c'est une décision très importante et qu'il ne faut pas la prendre impulsivement.
Ailelerle birlikte hareket et, ilişki kur.
Assurez la liaison avec les parents.
Ryan Hardy biraz fazla atılgan davranıyor. Bu yüzden planladığımdan biraz daha hızlı hareket etmem gerekiyor.
Ryan Hardy a plus que surpris avec son, son réveil et départ, donc j'ai besoin de faire bouger les choses un peu plus vite que je l'avais planifié à l'origine.
Deac, Deac, bu akşamki "Need me" şarkısında solo çalarken benimle hareket et. Biraz gösteriş yap.
Deac, Deac, durant ton solo sur "Need me" ce soir, bouge avec moi, mec.
Ama bunu atlatırsa sen orada olduğun ve hızlı hareket ettiğin için olacak.
S'il s'en sort, c'est parce que tu y étais et que tu as agi vite.
Bu kadar akıllı bir adamın, neden bu kadar aptalca hareket ettiğini ve teröristlerle işbirliği içinde olduğunu merak ettim.
Je veux juste savoir pourquoi un mec aussi intelligent agit aussi stupidement et s'associe avec des terroristes.
Hareket et!
Avance.
Kitlesel hareket etmelerini, birbirlerini desteklemelerini inceliyoruz.
On a étudie pourquoi elles échouent en masse et pourquoi elles s'entraident.
Öne çık da hareket et biraz.
Avance et résiste le plus longtemps possible.
Hadi, hareket et!
On y va, bouge!
Aynı annemin dediği gibi "klas konuş, pis hareket et."
Comme ma mère disait : "Parle bien, agis mal".
En başta eğlenceliydi, ama şimdi ağzının hareket etmesini takip etmekten bıkmaya başladım
Et au début, c'était amusant mais maintenant ça me rend malade de t'écouter parler.
Çünkü Purcell içeri doğru koşarken gitgide gelişiyordu ve düşündük te bu çene kemiği Briggs'i bir avcıymış gibi hareket etmesini sağlıyor.
Parce que Purcell, Il était en train d'évoluer quand il est entré en courant, et on pense que cette mâchoire a faire agir Briggs comme un prédateur d'où elle provient.
Biraz hızlı hareket etmem gerekti sadece.
Un peu en dedans, un peu en dehors, et voilà tout.
Sizi temin ederim düşüncesizce hareket etmeyecekler.
Je vous l'assure. Ja-sung et ses hommes ne feront rien d'inconsidéré.
Sana kalacağın bir yer vermek istedim ama sen kaldın ve hiç hareket etmedin.
Je voulais te donner un endroit où rester, mais tu restes et tu exploses. Tu dois te reprendre en main.
Burada kal, hareket etme!
Reste ici, et ne bouge pas!
Hareket et!
Dégage, dégage!
Hadi hareket et, Tanri askina!
Allez, c'est parti.
Eğer o portakal olsa bile ve hareket ederse, bilmek istiyorum.
Si c'est orange et que ça bouge, je veux le savoir.
Yan etkisi, yerçekimini artırıyor, öyle ki hareket bile edemiyorsun.
L'effet néfaste... c'est que ça augmente ta force de gravité et que tu ne peux plus bouger.
Hareket eder ya da silahına davranırsan işler senin için kötü sonuçlanır.
Tu fais un mouvement, chercher une arme, N'importe quoi, Et les choses se termineront mal Pour toi.
Elimizde bir tane sarhoş ve taşkın hareket ve bir de metamfetamin etkisinde nalbur soymaya çalışan çocuk var.
J'ai un "bourré et indiscipliné" et, um... enfant sous amphét qui a essayé de se faire une quincaillerie.
Yaptığım hipnoz vazgeçtim ve insanlar için bir araç olarak hareket eden.
J'ai abandonné l'hypnose et de faire le medium pour d'autres.
Bu hareket enerji gerektirir ve vücudun etrafında serbest...
Cela implique le transfert des énergies dans le corps et l'évacuation...
Öfkeyle hareket edip sonradan düşünen bir adam değilim ben.
Je ne l'ai pas signée sans réfléchir. Je ne suis pas un homme qui agit sur la colère et réfléchit ensuite.
Inman'ı bulduk, hareket hâlinde.
Nous avons Inman, et il est en mouvement.
Los Angeles'ta ve göze batmayı riske alacak kadar hızlı hareket ediyor. Neden?
Il est à L.A. et il se déplace assez vite pour laisser échapper sa technique d'espionnage.
Ondan birkaç hareket yapmasını istiyor, Tilikum hemen atlayıp söylediği şeyi yapıyor.
Elle lui demande certaines choses et il fait ce qu'elle demande.
Yiyecek bitiyor, Dawn sürekli daha çok hareket yapmasını istiyor ve doğru yaptığı hareketler için ödüllendirilmiyor.
Il n'y a plus de nourriture et elle lui demande encore plus. Il n'a pas eu de récompense pour ce qu'il a bien fait.
Eğer plana göre hareket edip onu sahte ürün satmaktan tutuklarsak arama iznimiz bize o depodaki her şeyi arama izni verir.
Si on maintient le cap et on l'arrête pour distribution, notre mandat nous autorise de tout saisir dans l'entrepôt.
Aceleyle ve düşman kanının arzusuyla hareket edin.
Bouge avec hâte, et aie soif du sang des ennemis.
Dün gece adrenalinle hareket ediyordum ve çok iyi bir izlenim bıraktığım söylenemez.
Hier soir, je bossais rempli d'adrénaline, et je ne m'étais pas vraiment levé du bon pied.
"Deniz sadece hareket ve sevgi değildir sonsuzluğa yaşamaktır."
"Elle n'est que mouvement et amour, " c'est l'infini vivant. "
Schrute gibi gözüküyor ama Jim gibi düşünüyor ve Beesly gibi hareket ediyor.
On dirait un Schrute, mais il pense comme un Halpert et agit comme un Beesly.
Hareket çekince de sürücü üzerine sürüp ezmiş.
S'en suivent les insultes, et le chauffeur lui rentre dedans.
Senden özür dilemek ve yaptığımın kibar bir hareket olmadığını söylemek istiyorum.
Je voulais dire que j'étais désolée et que ce que j'ai fait n'était pas gentil.
Burada durup bir şansı daha kaçırmayalım, bizim oraya hareket timi ile şimdi girmemiz gerek.
Nous ne pouvons prendre aucune autre pause ici - Nous devons y aller avec une équipe tactique et le coincer maintenant.
Amaç, rakibinin çok hızlı hareket edip yorulmasını sonra da bir hata yapmasını sağlamaktır.
Tu le fatigues, et il commet une erreur.
Dün gece adrenalinle hareket ediyordum ve çok iyi bir izlenim bıraktığım söylenemez.
Je travaillais sur adrénaline la nuit dernière, et je me suis pas vraiment levé du bon pied.
Evet, ardından hareket halindeki bir çöp kamyonuna atladı.
- Et ensuite un camion poubelle.
İkinizin de Bobby'i sevdiğini biliyorum ama o zar zor hareket eden bir alkolikti.
Et je sais que vous appréciiez Bobby, mais c'était un alcoolique.
Düşünmeyi bırak ve hareket geçe o halde.
Alors arrête de penser et fais-le.
Su seviyesi çoktan değişti, gelgit dediğimiz dalga hareketler sıklaşmaya başladı. Birleşik Devletler hava servisi sudan uzak durup... kıyıdan içlere doğru hareket edilmeli dedi.
et ce qu'on appelle des "mini raz-de marée" sont devenus communs.
Olay günündeki yarbayın hareket kayıtlarına ve şehirdeki bütün güvenlik kameralarının verilerine erişim sağla!
Accéde aux enregistrements de ses mouvements le jour de sa mort et toutes les caméras de surveillance de la ville.
- Tel hırsızları problem olmaya başlayınca benden hareket sensoru koymamı istediler ve şimdi mesaj geldi.
Quoi? Ben, ils ont des ennuis avec les voleurs de câbles, donc ils m'ont demandé de mettre des détecteurs de mouvement, et j'ai reçu un message.
Sen git, vagon hareket ederse seni yakalarim.
Vas-y seule, je te rattraperai. Le wagon va bouger et je te rattraperai.
Kolunu çevirip 15 dakika boyunca tutmalıyım ki hareket yeteneği tam olarak geri gelsin.
J'ai dû faire tourner son bras et le tenir toutes les 15 minutes pour qu'il retrouve toute sa capacité de mouvement.
"Duvarlar hareket eder, tavanlar ve yerler etmez."
"Les murs bougent, les plafonds et les sols restent immobiles.".
Birden bire son iki haftadır pervasız hareket ediyor, basit hamleleri kaçırıyor,... attığı paslar tutuluyor, sonra bir de...
Et puis, tout à coup, ces dernières semaines, il est téméraire, oublis de simples lectures, lance des interceptions, et puis...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]