Kabul edemem translate French
1,131 parallel translation
Bana lütfettiğiniz bu onuru şahsıma kabul edemem.
Vous n'êtes pas ici ce soir pour rendre honneur à l'homme que je suis.
Çok iyisiniz ama bunu kabul edemem.
C'est très généreux, mais je ne peux accepter.
Lütfen, sebebini söyleyemem ama, bu parayı kabul edemem.
Je peux pas t'expliquer, mais je n'accepterai pas cet argent.
Şahane teklifiniz için teşekkür ederim, ama kabul edemem.
Je vous remercie pour votre proposition, mais je n'en profiterai pas.
Washington'un onayı olmadan sivilleri kabul edemem.
Pas de civils, sauf permission spéciale de Washington.
Ama ben onları kabul edemem.
Mais je ne veux pas les voir.
Hayır. Bunu kabul edemem.
Non, c'est inacceptable.
Hayatta kalmak için yapılan profesyonelce hileler arttığı için bu oyunların şerefi beş paralık oluyor bunu kabul edemem.
Ces Jeux ont subi une dégradation par la recrudescence de stratagèmes de professionnels vous permettant de rester en vie. Je ne le permettrai plus.
Bunu kabul edemem.
C'est insoutenable.
Sonra bunu da kabul edemem Muhammed Allah'ın Resulüdür.
Je ne peux pas être d'accord avec ça... 'Mahomet, messager de Dieu.'
Çok üzgünüm ama kabul edemem.
Je suis désolée. Je ne peux pas accepter.
Kesinlikle bunu Danışman Urinin bir hilesi dışında başka bir şey olarak kabul edemem.
C'est bien pourquoi Je ne peux prendre ça... que comme une nouvelle ruse du Conseiller Uri.
Bunu kabul edemem.
C'est intolérable.
Daha fazla zamana ihtiyacım var. Bunu kabul edemem. Üzgünüm.
Le colonel Tigh est un très bon guerrier.
Bunu kabul edemem.
Je ne peux pas.
Siress Blassie, bir centilmen olarak, bir bayandan para kabul edemem.
Siress Blassie, en tant que gentleman, il m'est impossible d'accepter de l'argent d'une dame.
Olmaz Bill. Bu yüzüğü kabul edemem.
Non, Bill, je ne veux pas de cette bague.
Çocuğunuzu kurtardığım için sizden bir şey kabul edemem.
Je ne pourrais rien accepter pour avoir sauvé votre fiîls.
Biliyorsun böyle kaba konuşmaları kabul edemem.
Tu sais que je ne supporte pas la vulgarité.
Hayır senden kabul edemem.
Pas de ça entre nous.
Hayır, bunu kabul edemem.
Je ne peux pas accepter.
Senin paranı kabul edemem. O parayı vereceğim sana.
Je vous le prête, mais je dois d'abord aller le chercher.
Benden nefret eden bir adamdan para kabul edemem Mr. Hobişon... ve ne sebeple olursa olsun çocuğumu benden alan bir adam
Je refuse l'argent d'un homme qui me hait et me retire mon fils, quelle qu'en soit la raison.
Başkasını kabul edemem
Je n'en accepte pas d'autre.
İşime yarayacak olsa da kabul edemem. Edemem.
Cet argent me serait bien utile, mais je ne peux pas le prendre, je ne peux pas!
" Kabul edemem.
Je ne peux pas.
- Hayır, alamam. Kabul edemem.
- Non, je ne pourrais pas le prendre.
Minnettar olurum, Führer'im ama böyle bir hediyeyi kabul edemem.
Merci, mon Führer, mais je ne saurais accepter un tel cadeau.
Seninle tamamen hemfikir olsam dahi hatta hiç kimsenin kişisel mutluluğa sahip olamayacağı düşüncesini kabul etsem bile hayatı mükemmelleştirmenin yolunun batı medeniyetini reddedip, tuhaf inanışların olduğu zamanlara geri dönmek olduğu fikrini kabul edemem.
Et même, si j'étais d'accord avec toi, même si j'acceptais l'idée qu'il n'y a plus aucun espoir pour personne d'avoir du bonheur dans la vie, je refuserais de croire que la seule façon de vivre merveilleusement est de totalement rejeter la civilisation occidentale et de retomber dans des croyances magiques!
Sadece, Nono beni becerdiği için beni domine ettiğini asla kabul edemem.
Je n'admettrai jamais que Nono me domine parce qu'il me baise.
Karım mutsuzken ben bunu kabul edemem.
Je ne peux pas alors qu'elle souffre.
Kusura bakmayın efendim. Bu kredi kartını kabul edemem.
Je ne peux pas accepter cette carte.
Geçerli bir kredi kartı olmadan... çek kabul edemem diyorum size.
Je n'accepte pas de chèque sans carte de crédit valide!
Kabul edemem.
Je ne peux pas.
Bu sanatsal zımbırtı için 40 doları kabul edemem herhalde.
Non... je peux pas te lâcher cette cucuterie à 40 dollars.
Muhteşem. Temyiz mahkemesinin reddedeceğini bildiğim bir şeyi kabul edemem.
Je ne peux adopter une décision qui sera fatalement balayée en appel.
Onların mültecilerle ilgilini talebini kabul edemem.
"Je ne peux pas accepter votre demande".
Çok cömertsiniz bayım, fakat bunu kabul edemem.
C'est très généreux, monsieur. Mais je ne peux pas.
Ama diğer yandan da, düzensizliği kabul edemem.
Mais je ne cautionnerai pas l'anarchie.
O zaman her kimse ona de ki kanıt göstermezse bu söylediği kimliği kabul edemem.
Dis que je refuse... d'accepter cette identification sans preuve.
Ancak hiçbir zaman bir an bile, onu geri götürmenin hata olduğunu kabul edemem. John için de ailesi için de.
Mais je n'ai jamais douté que son retour... serait dangereux... pour John... et aussi pour sa famille.
Bunu asla kabul edemem.
Je n'ai jamais été d'accord pour ça.
Hayır, böyle düşünmemeli. Bunu kabul edemem.
Non, je ne le tolérerai pas
- Kabul edemem.
- Je ne peux pas l'accepter.
Âlicenaplığınız için teşekkür ederim ama kabul edemem.
Je vous suis très reconnaissant, mais je ne peux accepter.
- Bunu kabul edemem.
- C'est intolérable.
Bizi bu yükten kurtarır mısınız? Hayır, Hayır. Bunu kabul edemem.
Oh, non, non, je ne peux pas accepter.
- Bernie, kabul edemem.
- Bernie, je ne peux pas me permettre.
Kabul edemem.
Je refuse.
Bunu kabul edemem.
- Tenez.
- Oh, hayır.Bunu kabul edemem.
Je ne peux pas accepter.
edemem 93
kabul 421
kabul etmiyorum 51
kabul ediyorum 504
kabul et 275
kabul ettim 24
kabul ediyoruz 31
kabul edildi 218
kabul etti 41
kabul ediyor musun 60
kabul 421
kabul etmiyorum 51
kabul ediyorum 504
kabul et 275
kabul ettim 24
kabul ediyoruz 31
kabul edildi 218
kabul etti 41
kabul ediyor musun 60