Kabul etmeliyim translate French
704 parallel translation
Kabul etmeliyim ki, sevgisini başka şekilde almaktansa mektupla almayı tercih ederim.
Je préfère la recevoir par courrier que par tout autre moyen.
Sanırım bunu iltifat olarak kabul etmeliyim.
Aurais-je dû en être flattée?
Tuhaf bir adamsın, Din... ama iyi bir bhisti olduğunu kabul etmeliyim.
Tu es un drôle de type, Din, mais j'admets que tu es un bon bhisti.
Evet, kabul etmeliyim Ben ödleğin tekiyim
II faut que je vous le confi-lie Je suis une vraie camomiHe.
Kaderimi kabul etmeliyim.
J'aurais dû accepter mon destin.
Sanırım hızlı çalıştığın konusunda üstünlüğünü kabul etmeliyim.
Je reconnais que vous êtes une rapide.
Kabul etmeliyim ki, parlasa bile Çok tatlı gözüküyor
Elle a trop bu, c'est vrai Mais elle a juste l'air gai
Artık kendimi olduğum gibi kabul etmeliyim :
Il faut que j'apprenne à m'accepter.
Kabul etmeliyim ki Piskopos'la görüşme amacım senin... yerinin değiştirilmesiydi.
Je dois vous avouer que je suis allé voir l'évêque... pour vous faire transférer.
Kabul etmeliyim ki kayboldum. Nerede olduğumuz konusunda en ufak bir fikrim yok.
Je me demande bien où nous sommes.
Kabul etmeliyim ki, direk yüzüne vurmak daha kolay.
J'admets que ce sera mieux pour ta figure.
- Bunu bir iltifat olarak mı kabul etmeliyim?
- Moi, pas du tout. - C'est un compliment?
Kabul etmeliyim ki, size çok kötü davranıyorum.
Je reconnais que mon marché est abominable.
Kabul etmeliyim ki,.. ... bana servis yapılmasına bayılıyorum!
Je dois avouer... que j'adore me faire servir!
Kabul etmeliyim ki bu ani Kopenhag yolculuğun beni rahatsız etti.
J'admets que ton départ soudain pour Copenhague m'irrite un peu.
Buna karşın baban mağrur ordu mensuplarıyla münakaşaya girdi. Kabul etmeliyim ki, çok cesur birisiymiş.
Or, votre Père peu enclin à céder devant un militaire s'est montré un homme fort courageux.
Ama kabul etmeliyim ki onun da bazı kötü tarafları var.
Je reconnais qu'il a ses défauts.
Kabul etmeliyim, tanıştıktan sonra iyi biri olduğunu gördüm ama...
Je reconnais qu'il avait l'air d'un chic type, mais...
Kabul etmeliyim, yakışıklı biri idi.
Je dois l'admettre, il était un beau mec.
Utanarak ve üzülerek kabul etmeliyim ki bu, Japon ekibinden birinin başarısızlığıdır.
A ma grande honte et à mon grand regret... j'admets devant vous l'échec... d'un membre de l'armée japonaise.
Kabul etmeliyim ki, bu pek başıma gelmez.
J'avoue que ça n'arrive pas souvent.
Kabul etmeliyim Lorry, hem de hemen.
Je dois réussir, Lorry, et tout de suite.
Kabul etmeliyim, tasarruf etmek için iyi bir yol.
C'est une façon de faire des économies.
Kabul etmeliyim ki dahice.
Ingénieux, je l'avoue.
Kabul etmeliyim ki, sabırlısın.
Tu as été patient envers moi.
Burası oldukça hırpalanmış, kabul etmeliyim.
Un beau gâchis!
Yine de kabul etmeliyim ki Yuki iyi bir adam.
Je dois admettre que Yukinojo est un bel homme.
Uçağın başardığını kabul etmeliyim.
L'avion va sûrement pénétrer.
Bütün bu olanların çok garip göründüğünü kabul etmeliyim.
J'avoue que tout ça me laisse perplexe.
Kabul etmeliyim ki, dördüncü boyutu çözmeyi her zaman aşırı zor bulmuşumdur.
Vous savez, je n'ai pas honte de l'admettre, j'ai toujours trouvé extrêmement difficile d'appréhender la quatrième dimension.
Kabul etmeliyim.
Je suis du même avis.
Kabul etmeliyim ki eskiler salonlara benden daha uygun giyinirlermiş.
- Je ne fais pas très marquise de Rambouillet.
Ama sanırım San Francisco'daki işi kabul etmeliyim.
Je pense qu'il est préférable que j'accepte ce poste à San Francisco.
Yalnız değildim, kabul etmeliyim ki.
Pas seul, j'avoue.
Kabul etmeliyim ki hepsi de çok uyumlu ve söz dinleyen kişiler, hatta çok sıcak ve tatlı olduklarını bile söyleyebilirim.
Je dois l'admettre, ils arrivent des gens d' tre agr ables, je dois m me dire, conviviaux
Ben de 20 yıldır şehirdeyim ve kaybolduğumu kabul etmeliyim.
Je travaille en ville depuis 20 ans et je suis largué.
Kabul etmeliyim ki "uçanı" yakalamayı iyi biliyorsun.
Je dois dire que vous savez saisir les occasions au vol.
Sokakta bana çarpanları bile. Kabul etmeliyim ki ara sıra kızlar da beni fark ediyordu.
Et j'ai remarqué que certaines se retournaient.
Şaygay'daki konumumu korumak için Elbette daveti kabul etmeliyim ama...
J'irai. Je n'ai pas le choix si je veux devenir quelqu'un dans cette ville. Mais...
Sally kendini sevdiren bir çocuk gibi. Ama kabul etmeliyim ki, uyuklarken çok huzurluydu.
Sally est une enfant adorable mais c'est reposant quand elle fait la sieste.
Ama kabul etmeliyim ki katolik tebasına, durumunu izah etmek korkunç zorlu ve rahatsızlık verici bir durum.
Mais je dois avouer que c'est un motif de ma confusion... et un profond désespoir que d'expliquer à ses sujets catholiques sa position.
Beni heyecanlandırdığını kabul etmeliyim.
Et tu as pris des kilos.
Ama kabul etmeliyim ki, birçok defalar hayatımızı kurtardı.
Faut dire qu'il nous a sauvés la vie pas mal de fois.
Buradan çok kız geldi geçti. Üç yıldır, tuhaf olduğunu kabul etmeliyim ki kızların hiçbiriyle yakınlaşmaya çalışmadı.
On en voit beaucoup ici et en 3 ans... ce n'est pas tout à fait normal qu'aucune fille ne l'ait intéressé.
Kabul etmeliyim ki pek umrumda olmayan bir kuralları var... ama görünüşe göre altı aya kadar falan değiştirilecek.
Je dois dire qu'il y a une chose qui me déplaît, mais qui devrait changer d'ici six mois environ.
Sarhoşum, kabul etmeliyim.
Reconnais-le.
Sence efendimizin teklifini kabul mu etmeliyim?
Vous voulez donc que je cède au Maître?
Sanırım kabul etmeliyim.
Je devrais accepter.
Kabul etmeniz için kaç kişiyi tespit etmeliyim?
Combien de morts dois-je pointer du doigt?
- Kabul etmeliyim...
- Je l'admets.
Ama kabul etmeliyim ki, maystro haklı.
Certes, Majesté!
kabul etmeliyim ki 42
kabul 421
kabul etmiyorum 51
kabul ediyorum 504
kabul et 275
kabul ettim 24
kabul ediyoruz 31
kabul edildi 218
kabul etti 41
kabul edemem 51
kabul 421
kabul etmiyorum 51
kabul ediyorum 504
kabul et 275
kabul ettim 24
kabul ediyoruz 31
kabul edildi 218
kabul etti 41
kabul edemem 51