Kalkma zamanı translate French
157 parallel translation
Georgie, kalkma zamanı, sabah oldu!
- Debout, Jirka! C'est le matin!
Çünkü kalkma zamanı, Boris!
Mais je suis déjà debout, Boris.
Madam, kalkma zamanı.
Madame? II est l'heure de vous lever.
Teşekkürler, sanırım artık kalkma zamanı.
Merci, il est temps de me lever.
Kalkma zamanı.
C'est l'heure de se lever.
Kalkma zamanı, bayan. Haydi, uyan.
C'est l'heure de se lever, madame.
Hayır, kalkma zamanım gelmişti.
Il fallait que je me lève.
Kalkma zamanı, efendim.
C'est l'heure de se réveiller.
Kalkma zamanı, efendim!
C'est l'heure de se réveiller.
Kalkma zamanı dostum.
On se secoue les puces, vieux!
Kalkma zamanı...
Debout, les morts!
Haklarınız için ayağa kalkma zamanı.
C'est le moment de vous dresser pour vos droits!
Fabio, Arnaldo. Kalkma zamanı.
Fabio, Arnaldo.
Kalkma zamanı. Hadi bakalım.
Il est temps de se lever.
Haydi, kalkma zamanı.
Allons, il est temps de se lever.
Kalkma zamanı şimdi.
Il est l'heure de te réveiller.
Kalkma zamanı!
Réveil! Réveil!
- Kalkma zamanı!
- Bon matin!
Kalkma zamanı geldi küçük cüce.
Il fait grand jour, Monsieur le Farfadet.
Kalkma zamanı geldi.
Alors tout le monde sur le pont.
Hadi ama! Kalkma zamanı.
- On va aux Jardins Duff!
Sadece kalkma zamanı o kadar. İşe geç kalmanı istemeyiz.
Lève-toi si tu veux être à l'heure à ton travail.
Doktor, kalkma zamanı.
Docteur, c'est l'heure.
Kalkma zamanı.
Debout là-dedans.
Her neyse, Brett yirmi bin kardaydı. Yani yavaş yavaş kalkma zamanı değil mi?
Brett avait 22000 $ devant lui, je suis allé aux W.
Kalkma zamanı Uyuyan güzel.
Allez, hop, hop, hop!
Yataktan kalkma zamanı.
L'heure de te lever.
Saat altı. Kalkma zamanı.
Il est six heures, il faut se lever!
Saat 7 kalkma zamanı
Ici on se lève à 7h00.
Kalkma zamanı.
Ho hisse!
Haydi kalkma zamanı.
Tu dois te lever, chéri.
Bayan Nicole, kalkma zamanı. Uyandım.
Mademoiselle Nicole, il est l'heure de vous lever.
Kalkma zamanı.
Quoi? Debout. Barry a appelé.
Kalkma zamanı.
Il est temps de te lever.
Guy kalkma zamanın geldi!
Guy, es-tu debout, Guy?
Kalkma zamanı.
C'est l'heure de se lever!
Bayanlar, kalkma zamanı.
Mesdemoiselles, c'est l'heure de se lever.
Uh, kalkma zamanı geldi.
Debout!
- Kalkma zamanı, efendim.
- C'est l'heure de se réveiller.
Kalkma zamanı!
Sacha, debout!
Kalkma zamanı Jacques.
C'est l'heure de se lever, Jacques.
O zaman kalkma.
Je réponds : "Ne te lève pas".
Kalkma ve işe gitme zamanı!
C'est l'heure de se lever et d'aller travailler!
Bu, ayağa kalkma ve sayılma zamanıdır.
Une période d'examen et de repentir.
O zaman tabelanın arabanın arka koltuğunda ne işi vardı? İnkâr etmeye kalkma!
Que faisait le panneau dans ta voiture?
Ama faturayı gördüğün zaman sakın söylenmeye kalkma.
D'accord, mais viens pas gueuler quand tu verras la note.
Beki de kalkma zamanı gelmiştir, ha?
Dis-moi, Kitty, tu crois pas qu'il est temps de te lever?
20. yüzyıl boyunca hep bunu gördük. Şimdi 21. yüzyıldayız... ayağa kalkma ve kendimizi bu fare labirentine sıkıştırdığımızı anlama zamanıdır.
On a tout vu au cours du 20e siècle... et maintenant, au 21èm siècle, il est temps de se dresser et de réaliser... qu'on ne devrait pas se laisser entasser dans ce piège à rats.
Kalkma zamanı...
- Carter?
Kalkma zamanı.
Au boulot, allez.
Kalkma zamanı!
Kaveriamma, ne me réveille pas! Je n'ai pas dormi comme ça depuis des années.
zamanı 41
zamanında 22
zamanım yok 137
zamanın var mı 17
zamanımız azalıyor 34
zamanım var 22
zamanın var 16
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanında 22
zamanım yok 137
zamanın var mı 17
zamanımız azalıyor 34
zamanım var 22
zamanın var 16
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanını boşa harcıyorsun 43