English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ L ] / Lütfen gitmeyin

Lütfen gitmeyin translate French

171 parallel translation
- Lütfen gitmeyin! - Gitmeyin!
S'il vous plaît, ne partez pas.
Lütfen gitmeyin, sizi seviyorum!
- Ne partez pas. Je vous aime. - Je sais, mais- -
Beyler, lütfen gitmeyin.
Messieurs, ne partez pas encore!
- Hayır. Lütfen gitmeyin!
- Ne partez pas!
- Lütfen gitmeyin.
- Très bien. - Ne partez pas s'il vous plait!
- Lütfen gitmeyin.
- Ne partez pas.
Lütfen gitmeyin.
Ne partez pas.
- Bu duyduğum en iyi fikir. - Lütfen gitmeyin.
C'est la meilleure idée de la soirée!
- Hayır. Lütfen gitmeyin, Bay Connor.
- Je vous en prie, ne partez pas.
- Lütfen gitmeyin.
- Je vous en prie, ne partez pas.
Lütfen! Lütfen gitmeyin!
svp, ne partez pas!
- Gitmeyin, Bayan Anna. - Lütfen gitmeyin.
Nous supplions, pars pas!
Lütfen gitmeyin.
Ne partez pas!
Tanrı bunları görmüyor sanma! Lütfen gitmeyin gerçekten sizi gücendirmek istememiştik! Hayır bırak beni!
Personne n'a voulu vous offenser!
Lütfen gitmeyin Bayan Jekyll.
Non, ne partez pas, Mme Jekyll.
Lütfen gitmeyin!
Maître Xiao, n'y va pas.
Lütfen gitmeyin Profesör.
N'y allez pas, Professeur.
Lütfen gitmeyin! Şuna bir bakın!
S'il te plaît n'y va pas!
Lütfen gitmeyin Bayan Harris.
Ne sortez pas, Mme Harris.
Lütfen gitmeyin!
Je vous en prie!
Lütfen gitmeyin!
Montrez-vous.
Bay Emerson, lütfen gitmeyin, hiç değilse benim yüzümden gitmeyin.
Ne partez pas. Pas pour moi.
Lütfen gitmeyin.
Ne partez pas s'il vous plait.
Oraya yerleşmek zorunda değiliz ama lütfen gitmeyin.
Vous ne devez pas vous retrancher, mais ne partez pas.
Lütfen gitmeyin. Lütfen gitmeyin.
S'il vous plaît, ne partez pas
- Kısa ama mutlu bir hayat. - Lütfen beyler, gitmeyin.
Messieurs, ne partez pas encore.
- Gitmeyin general. Burada bekleyin, lütfen.
Ne partez pas, Général!
- Lütfen gitmeyin.
- Ne partez pas, je vous prie.
Lütfen, matmazel gitmeyin.
S'il vous plaît, mademoiselle, ne continuez pas.
- Lütfen hemen gitmeyin.
- Ne partez pas tout de suite.
Lütfen, gitmeyin.
Nous irons seuls.
Lütfen biraz gitmeyin.
Attendez un moment.
Gitmeyin lütfen.
Je comprends.
- Lütfen, gitmeyin.
Mme Anna, toi pas partir!
Sevgili arkadaşımız ve öğretmenimiz iyi kalpli meleğimiz lütfen uzaklara gitmeyin.
Chère amie et maîtresse : mon Dieu, Seigneur... ne pars pas.
Lütfen gitmeyin.
Non.
Lütfen kaçıp gitmeyin, Bayan Webster.
Ne vous détournez pas.
Gitmeyin lütfen Bayan Anderson.
Restez, Mlle Anderson.
Lütfen hemen gitmeyin!
Ne t'en va pas.
Bay Douglas, bu konuda üzerine gitmeyin lütfen.
Ce n'est pas la peine, M. Douglas.
Lütfen gitmeyin. Lütfen.
Ne partez pas.
Beni bırakıp gitmeyin, lütfen.
Ne me laissez pas, s'il vous plaît.
Gitmeyin, lütfen kalın, burayı seveceksiniz.
Oh je vous en prie, restez, vous vous plairez ici.
Lütfen ben geldim diye gitmeyin, Bay Turp.
Ne partez pas à cause de moi, M. Turnip.
Lütfen... Beni dinleyin. Gitmeyin.
Écoutez... je sais pas comment vous convaincre, mais je vous supplie de pas partir.
Lütfen Yuan Usta, gitmeyin. Ne fark eder? O artık neredeyse ölü.
La cour a décidé que le cas du traître Cheng Dieyi est provisoirement suspendu et que l'accusé est libéré sous condition.
- Lütfen, gitmeyin.
- Ne partez pas!
Gitmeyin, lütfen!
Non, je vous en prie!
Ama, lütfen, Marge, uçuruma doğru gitmeyin!
Mais s'il te plaît, Marge, ne tombe pas dans le gouffre!
Lütfen, gitmeyin!
Ne partez pas!
Lütfen ayrılmayın olur mu? Lütfen bir yere gitmeyin.
Ne partez pas...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]