Ne yapmam gerektiğini biliyorum translate French
263 parallel translation
Ve ben ne yapmam gerektiğini biliyorum.
Et je sais ce que je dois faire.
Sevgili, Ann. Ne yapmam gerektiğini biliyorum.
Ann chérie... je sais ce que j'ai à faire.
Evet, sayın vali, ne yapmam gerektiğini biliyorum.
Oui, M. Le gouverneur, je sais ce que je dois faire.
Affedersiniz, bayım, ne yapmam gerektiğini biliyorum.
Je vous en prie. Je sais ce que j'ai à faire.
Bazı kararlar aldım ve kendim için ne yapmam gerektiğini biliyorum.
J'ai pris ma décision. Je me sortirai d'affaire tout seul.
Ne yapmam gerektiğini biliyorum, efendim.
Je connais mon devoir, mon colonel.
Ne yapmam gerektiğini biliyorum. Sana bir şey söylemeyip, o istediğim bebeğe sahip olmalıydım.
Je sais ce que j'aurais dû faire, ne rien te dire et garder cet enfant.
Ne yapmam gerektiğini biliyorum ama yapmaktan korkuyorum Boromir.
Je sais ce que je devrais faire, mais ça me fait peur.
Ben ne yapmam gerektiğini biliyorum.
Je sais ce que je dois faire.
Ben biliyorum, şimdi ne yapmam gerektiğini biliyorum.
Je sais ce que je dois faire à présent.
- Ne yapmam gerektiğini biliyorum.
- Je sais ce que j'ai à faire.
Ne yapmam gerektiğini biliyorum.
Je sais ce qu'il me reste à faire.
Bu yüzden beraberiz. Ne yapmam gerektiğini biliyorum.
Je comprends ce qu'il faut pour arriver.
Ne yapmam gerektiğini biliyorum : gözlem yapmak.
Je suis un général qui envoie ses soldats au combat.
Ben ne yapmam gerektiğini biliyorum.
Je sais ce que j'ai â faire.
Ne yapmam gerektiğini biliyorum.
Il ne reste qu'une chose à faire.
Ne yapmam gerektiğini biliyorum!
Je sais ce qui me reste à faire.
Artık ne yapmam gerektiğini biliyorum.
- A présent, je sais que faire.
Şimdi ne yapmam gerektiğini biliyorum.
Je sais ce que je dois faire.
- Ne yapmam gerektiğini biliyorum.
- Je sais quel chemin je dois suivre.
Ne yapmam gerektiğini biliyorum. - Sabah konuşuruz.
- On en parlera demain matin.
Ya tekrar olursa? Bana inanın doktor, yaşamak için ne yapmam gerektiğini biliyorum.
Je sais quoi faire pour rester en vie.
Ne olduğu hakkında herşeyi düşünüp durdum... ve ne yapmam gerektiğini biliyorum.
J'ai beaucoup réfléchi à tout ce qui m'arrive. Je sais ce que je dois faire.
Ne yapmam gerektiğini biliyorum.
Je sais ce que j'ai à faire.
Ne yapmam gerektiğini biliyorum.
Je sais ce que je dois faire.
Ne yapmam gerektiğini biliyorum. Ama yapamıyorum işte, tamam mı? Okuyamıyorum.
Je sais ce que je devrais faire, mais je ne peux pas lire.
Korkmayın, çocuklar. Ne yapmam gerektiğini biliyorum.
Vous en faites pas, je sais quoi faire.
Ne yapmam gerektiğini biliyorum.
Je sais ce que je dois faire, maintenant.
Merak etme. Ne yapmam gerektiğini biliyorum.
T'en fais pas, je connais le remède.
Ne yapmam gerektiğini biliyorum, sadece yapmaya korkuyorum.
Je sais ce que je dois faire. Seulement... j'ai peur de le faire.
Ne yapmam gerektiğini biliyorum.
Je sais ce que c'est.
Ne yapmam gerektiğini biliyorum.
Je sais quoi faire. Hé!
Ne yapmam gerektiğini biliyorum, seni tehlikeye atamam artık...
Je sais ce que j'ai à faire.
Ne yapmamız gerektiğini biliyorum.
Je sais ce qu'il faut faire.
Ne yapmamız gerektiğini biliyorum.
Je sais.
Ne zaman yapmam gerektiğini biliyorum.
Je sais très bien ce que je dois faire.
Ne yapmam gerektiğini biliyorum!
Je plaque cette boîte!
Şimdi ne yapmam gerektiğini biliyorum.
Je n'ai donc pas le choix.
Kalbimde çağrını duyuyorum ve biliyorum ne yapmam gerektiğini
Dans mon cœur, j'attends ton appel Et je sais ce que je dois faire
Hiçbir şey bilmiyorum. Sadece bu işten sağ çıkmak istiyorsak bunu kendi başımıza yapmamız gerektiğini biliyorum.
Je ne sais rien... sauf que si on veut s'en sortir vivants, on ne peut compter que sur nous.
- Ne yapmamız gerektiğini biliyorum.
- Je sais ce que nous DEVRIONS faire.
Kahretsin Geordi! Ne yapmamız gerektiğini biliyorum!
J'ai la certitude que c'est ce que nous devons faire.
Pekâlâ, sanırım ne yapmamız gerektiğini biliyorum.
Je sais quoi faire.
Ne yapmamı istediğinizi biliyorum. Ne yapmam gerektiğini de biliyorum.
Je connais votre avis mais j'ai le mien.
Ne yapmamız gerektiğini biliyorum.
Je sais ce qu'on doit faire.
Ne yapmamız gerektiğini biliyorum.
C'est un malin. - Je sais ce qu'on va faire.
Tamam, ne yapmam gerektiğini biliyorum.
Je sais quoi faire :
Bununla ne yapmam gerektiğini biliyorum.
Je ne sais pas quoi faire de ça.
- Ne yapmam gerektiğini biliyorum.
- Oui, je sais.
- Sanırım ne yapmamız gerektiğini biliyorum...
- Je pense savoir quoi faire.
Sanırım aşağı inmek için ne yapmamız gerektiğini biliyorum.
On sait ce qu'il nous reste à faire si on veut descendre.
ne yapmam gerekiyor 155
ne yapmamı istiyorsun 384
ne yapmamı istersin 37
ne yapmamı bekliyorsun 62
ne yapmamızı istiyorsun 27
ne yapmamı istiyorsunuz 67
ne yapmam gerek 32
ne yapmamı bekliyordun 22
ne yapmam lazım 35
ne yapmamız gerekiyor 38
ne yapmamı istiyorsun 384
ne yapmamı istersin 37
ne yapmamı bekliyorsun 62
ne yapmamızı istiyorsun 27
ne yapmamı istiyorsunuz 67
ne yapmam gerek 32
ne yapmamı bekliyordun 22
ne yapmam lazım 35
ne yapmamız gerekiyor 38
ne yapmam gerektiğini bilmiyorum 16
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapıyorsun ya 16
ne yapmak istiyorsun 234
ne yani 731
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapıyorsun ya 16
ne yapmak istiyorsun 234
ne yani 731
ne yapacağız 1293
ne yapıyorsun orada 124
ne yapabilirim 379
ne yapayım 319
ne yazık 321
ne yazık ki öyle 24
ne yapıyorsunuz siz 45
ne yazık ki 622
ne yapıyorsun sen 411
ne yapalım 236
ne yapıyorsun orada 124
ne yapabilirim 379
ne yapayım 319
ne yazık 321
ne yazık ki öyle 24
ne yapıyorsunuz siz 45
ne yazık ki 622
ne yapıyorsun sen 411
ne yapalım 236