Ona baksana translate French
404 parallel translation
Yani ona baksana.
Regarde-la.
Jackie, ona baksana.
Jackie, regarde-la.
Ona baksana!
Va la voir.
- Ona baksana. Belki müziğimdendir.
J'ai voulu essayer ce traitement dès que j'ai appris ce que j'avais,
Ona baksana.
Regarde-la.
Ona baksana. Hoşuna gitti.
Ah dis donc... ça lui plaît!
Bir dakika ona baksana.
Tiens-le une minute.
Ona baksana, baştan çıkarıcı ve cazibeli.
Je la regarde là et je dis qu'elle est séduisante et stylée.
Ona baksana.
- Regardez-le. - Vous devriez essayer.
Ona baksana.
Regardez-le.
Ona baksana.
Regarde-la!
Ona baksana. Soytarıya benziyor.
Regarde-le, il est grotesque.
- Aşkımı ona baksana.
Regarde-le chéri.
Ona bir baksana, Tony.
Regarde-la, Tony.
Ona aldığı elbiseye baksana.
Regarde comment il l'a habillée.
Baksana, Dede, ona da anlat, ha?
Dis-lui, mon vieux.
- Baksana ona!
- Regarde-le!
Komiser, tek yaşayan yeğenim o kaldı. Kocam çok hasta. Ona bir baksana.
Sergent, c'est mon seul neveu encore vivant, et qui m'aide avec mon mari malade.
- Maria'yı davet et, baksana ona.
- Demande à la Maria.
Williams ediyor, baksana ona.
C'est Williams qui dirige, regardez-le.
Ona baksana.
Regardez...
Baksana, ona ne diyeceğim?
Je l'appelle comment?
Hepsi bu. Oh, ona bir baksana.
Regardez-le!
Evet? - Baksana, ona anlat.
Vas-y, raconte!
- Ona baksana.
Regarde-le!
Ona minnet duymalısın. - Baksana hayatını bağışladı.
Le Chevalier Lung se montre clément.
- Baksana ona.
- Regarde-la.
Ben ne diye öyle ekşiyeyim ki? Ona baksana! Bir dakika düşün, O bir süvari için uygun biri mi?
"Furibard?" Regarde ce type!
Baksana çapkın çocuk neden ona siktirip gitmesini söylemedin?
Dites donc, le baiseur, fallait l'envoyer se faire foutre!
Ona baksana!
Regarde ça!
Baksana ona.
- Regarde-le.
Bu kez öyle şeyler yapmak zorunda değilsin Koç. Ona bir baksana.
Ce sera inutile, cette fois.
Artık onu tanıyorum. Sam, baksana ona.
Je le connais, maintenant.
Ona ne yaptın öyle baksana!
Regardez, vous l'avez blessé.
Baksana Robinson biz ona güvendik tüm gün yanımızda gezdirdik ama şimdi sırf otelde birisi suyuna gitti diye bizi öylece bırakıyor.
Vois-tu Robinson, nous lui avons donné notre confiance, l'avons traîné avec nous un jour entier, avons perdu par là au moins une demi-journée, et à présent, parce qu'à l'hôtel quelqu'un l'a attiré, il prend congé tout simplement.
Ona özel muamele yaptım sanırım. Baksana dostum.
C'est vrai que je suis à ses petits soins.
Ona baksana.
- Elle a l'air d'une pute.
Ona baksana, Steve.
Regarde-le.
Baksana ona.
Regarde-le!
- Ona baksana.
- Regardez-le
Bir baksana ona!
Regarde-la un peu!
Bir daha saçlı bir çocuk size... "Baksana, şans için kafanı ovabilir miyim?" derse ona şöyle cevap verin.
La prochaine fois qu'un enfant chevelu vous dira : "Laissez-moi vous caresser la tête, ça porte chance", vous lui direz :
Bir baksana ona.
Regarde-le bien toi aussi.
Ona ne yaptıklarına baksana.
T'as vu ce qu'ils lui onr fair?
Bluzu basıl resmettiğine baksana, biraz şeffafça,... altından göğsünü çıkarabiliyorsun ve bu... Bu sanki ona dokunuyor gibi,... gerçekten oldukça ihtiraslı, öyle düşünmüyor musun?
Regardez sa chemise, elle est transparente, on arrive à distinguer ses seins qui d'ailleurs se portent contre lui.
Kramer, ona bir baksana.
Regarde-le.
Ona bir baksana. Keşke onun gibi yüz müşterim olsa da emekli olabilsem.
Faites pareil et on aurait plein de clients comme lui, et je pourrais prendre ma retraite!
Baksana ona!
Regarde, la honte...
Baksana Joker ona hediye vermen büyük incelik.
Tu es gentil, Joker, de faire un cadeau à Bat-Pudubec.
Beynini sikmiş. Baksana ona.
- Lâche-le!
Baksana ona.
Regarde-le.
baksana 1623
baksana bana 20
baksana ona 16
baksana şuna 69
ona bir baksana 17
ona benziyor 29
ona bakma 38
ona bir şey olmaz 33
ona bir bak 81
ona bak 134
baksana bana 20
baksana ona 16
baksana şuna 69
ona bir baksana 17
ona benziyor 29
ona bakma 38
ona bir şey olmaz 33
ona bir bak 81
ona bak 134