English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ O ] / Ona bak

Ona bak translate French

5,269 parallel translation
Biliyorum çünkü şu anda ofisimin penceresinden ona bakıyorum.
Je le vois par la fenêtre du bureau.
Ben de ona bakıyorum James.
Déjà sur ça, James.
Onun ona bakışlarını beğenmedin sonra ona söyledin... but we've invested too much in Perez just to drop him!
Tu n'aimes pas sa façon de la regarder. Alors, dis-le-lui. On a trop investi sur Perez pour le laisser partir.
Mark'ın çalıştığı vakitteki telefon kayıtlarını incele Peter adında arayan biri var mı ona bak.
Vérifie leurs relevés téléphoniques pour les jours où Mark travaillait, pour tout appel venant d'un nommé Peter.
Ağlama... Ona bak.
Ne pleure pas... attrape la.
Ona bak!
Regardez-le!
Orada öylece dikiliyor ve ona bakıyor.
Il est là, debout, et il la regarde.
O da muhtemelen kafasını eğmiş ve vizörden ona bakıyordu.
Elle a dû faire le point puis relever les yeux vers lui.
- Şeye benzemiyor mu? Ona bak. Adama bak.
regarde le regarde ce gars
Şu an ona bakıyorum. Tamam.
Je le regarde en ce moment.
Ona bak.
Regardes-le.
Ve ona bakıyorlardı, çok da yakındı.
Et ils l'ont regardés, genre, de très prêt.
Yapıyorum ya ona bak.
Je le veux.
Özellikle de Sacramento Weekly'nin yedi yıl önce şef editörü kimmiş ona bakın.
Regarde qui était le rédacteur en chef de "L'hebdomadaire de Scramento" il y a 7 ans.
Evet, şimdi ona bakıyorum.
Je le regarde, là.
Şimdi ona bakıyorsun.
Tu le regardes en ce moment.
Dünyada ayak izlerini takip edebilen tek bir varlık var. Şu an ona bakıyorsunuz.
Une seule créature peut suivre des empreintes de pas visuellement, et c'est l'homme.
Evet, ona bakın.
- Regardez-le!
Ona bak.
Regarde-la.
Bu dünyadaki tek örneği ve şu an ona bakıyorsun.
Il n'y en a qu'une sur Terre et elle est devant vous.
Şimdi ona bakıyorum.
- Je suis en train de la regarder là.
Bak, ben de ona delisin sen dedim.
Je lui ai dit que c'était dingue.
- Ona, o mu bakıyor?
Non, elle est aux urgences.
Mimlere çok fazla bakıyorum. Demek ona benziyordun. Aksi Kedi'ye!
J'ai regardé beaucoup de "memes" ( troll faces - dessins humoristiques ) c'est à ça que tu ressembles chat grincheux
Öyleyse ona ne olduğunu öğrenebilecek misin bir bak.
Donc regarde si tu peux trouver ce qui lui est arrivé.
Oğluna bak. Bak ona.
Regardez votre fils.
Eski kumar ahbaplarına bakın. Bakalım biri ona kazık mı atıyor.
Vous devriez vérifier ses vieux potes de jeu, pour voir si quelqu'un le renfloue.
- Ona iyi bak.
- Prends soin d'elle.
Ona iyi bak.
Prend grand soin d'elle.
Bakın, ona yardım etmek istiyorum tamam mı?
Je veux l'aider, ok?
Bak, Rocky doğrunun karşındakini kıracağını düşünürsün bazen, ama ona yardımı olabilir.
Encore moins intéressé. Ecoute, Rocky, parfois tu penses que la vérité va faire mal, mais elle finit par aider.
Ona çok iyi bakılacak.
On veillera sur elle.
Bak, her şeyi ona borçluyum.
Écoute... Je lui dois tout.
Annesinin işleri olduğundan ve babası da hastanede olduğundan dolayı ona ben bakıyorum.
Puisque sa mère travaille et que son père est à l'hôpital, je dois le surveiller.
Evet. Bak, ona söyleyemeyiz.
On ne peut pas lui dire, ok?
Bak, ayrıntıları istiyorsan ona sor.
Ecoutez, vous voulez des détails demandez lui.
Tamam, bak. Mezarlıktan ayrılmamın nedeni ona karşı bir tepkiydi.
Ok, écoute, la raison pour laquelle j'ai quitté le cimetière est parce que j'ai eu une réaction vis à vis de lui.
Bak, şu an ona kızgın olduğunu biliyorum, ama, al işte...
Écoute, je sais que tu es énervée contre elle en ce moment, mais tu vois... Tu es là...
Ya ona söylememiz öldürülmesine neden olursa? Tamam, bak.
Et si lui dire le faisait tuer?
Değil, ona Eğer sevdiği kız duş onun dikkatini başladı çünkü bak, ben Carl Abrams öldürdü.
Tu vois, je pense que tu as tué Carl Abrams car la fille que tu aimais a commencé à montrer de l'égard pour lui, et non toi.
- Kafa karıştırıcıya bak. - Ben de ona boş balon yollattırdım.
- Donc il devait lui envoyer une bulle vide.
Bak, sevgilini bulmak istediğini biliyorum. Ama ona giden tek yol benimkini elde etmekten geçiyor.
Ecoute, je sais que tu veux retrouver ta copine, mais tu peux seulement la récupérer, si j'arrive à retrouver la mienne.
Bak ona.
Regarde-le.
Bak ona!
Regarde-le!
Tamam, bakın. Ben ona dokunmadım.
Ok, je ne l'ai pas touchée.
- Ona iyi bak, lütfen.
- Prends soin de lui, s'il te plait.
Ona bir bak.
Regarde-le.
Ona bir bak!
Regarde-le.
Bak, inan bana ona ödetmek istiyorum.
Regarde, crois-moi, Je veux lui faire payer.
Telefonu dinleyen memur bunun anlamını ona iyi bakın olarak anlamış.
Celui qui a reçu l'appel l'a interprété - comme "prends soin d'elle."
Sinyal bozan sistemler eşleştiğine göre- - Bak Mikey, sandalyede Amanda'nın ona ne yaptığını hâlâ bilmiyoruz.
Si la signature électrique convient... écoute, Mikey, on ne sait toujours pas ce qu'Amanda lui a fait dans cette chaise.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]