Onu görmeliyim translate French
261 parallel translation
- Onu görmeliyim.
- S.V.P, j'ai besoin de la voir.
Onu görmeliyim.
Il faut que je le voie.
Gitmeden önce onu görmeliyim.
Je dois le voir avant qu'il ne parte.
- Lütfen, onu görmeliyim.
- Je dois le voir. - Elle bouge!
Onu görmeliyim.
Je dois le voir.
Onu görmeliyim.
J'ai le droit de le voir. - Ecoutez, jeune fille.
Corny, dinle, onu görmeliyim.
Corny, écoutez, Je dois le voir.
Onu görmeliyim.
Stupides boutons!
Şimdiyse bana öfkeli. - Sesini duymalısınız. - Onu görmeliyim.
Mais il ne demande qu'à vivre maintenant.
- Onu görmeliyim. - Geri dön dedim.
Restez ici!
Onu görmeliyim.
Que je puisse le voir un instant
- Onu görmeliyim. Bilmem gerek.
- Il faut que je le vois.
Onu görmeliyim.
Il faut que je le vois.
- Onu görmeliyim.
- Je dois le voir.
Hiçbirşeyi önemsemiyorum. Fakat bir kez daha onu görmeliyim.
Plus rien ne m'importe, excepté le revoir encore une fois.
Onu görmeliyim, Bir an için bile olsa onu görmeliyim.
Je dois le voir, juste l'entrevoir brièvement.
Kardeşimin hastalığı kötüye gidiyor, onu görmeliyim.
Mon frère est au plus mal et je dois aller le voir.
Onu görmeliyim.
Tant pis, je dois le retrouver.
Quinlan bir iz bulmuş, onu görmeliyim.
Quinlan est sur une piste. Je dois y aller.
Onu görmeliyim.
Je dois absolument la revoir.
Onu görmeliyim.
Je veux le voir.
Sokağa çıkma yasağından önce onu görmeliyim.
Je dois le voir avant le couvre-feu.
Özel bir sebepten dolayı onu görmeliyim.
Je dois absolument le rencontrer.
Onu görmeliyim.
Je dois la voir.
Onu görmeliyim. Olmaz, tatlım.
Je veux le voir.
Geliyorum, Josépha. Onu görmeliyim.
J'arrive, Josépha.
Onu görmeliyim.
J'aimerais le voir.
Ben gidip onu görmeliyim.
Je dois aller le voir.
- Çünkü onu görmeliyim.
- Parce qu'il faut que je le voie.
Bu aslında benim fikrim değil, ama onu görmeliyim, Eiko.
Ce n'est pas une partie de plaisir pour moi non plus, mais je dois le voir.
- Onu görmeliyim.
Je veux le voir. Je veux le voir.
Gitmeliyim, onu görmeliyim.
Faut que j'y aille. Faut que je voie.
Onu görmeliyim.
Je dois la voir...
- Onu görmeliyim.
- Je veux la voir.
Gitmeden önce görmeliyim onu.
Je dois le voir avant qu'il ne parte.
- Onu tekrar görmeliyim.
Je dois la revoir.
Onu tekrar görmeliyim.
Je dois la revoir.
Onu hemen görmeliyim.
Je dois le voir dès maintenant.
Gitmeden onu görmeliyim.
Je voudrais la voir.
Bu olanları asla anlamaz. Ama gitmeden önce onu mutlaka görmeliyim.
Elle ne comprendra jamais... mais je dois la voir avant de partir.
Onu önemli birşey için görmeliyim, sonra gideceğim.
Je dois la voir, c'est important, et après je pars.
Onu mutlaka görmeliyim.
Il faut absolument que je le voie.
Bu gece Ritz'deyim. Onu mutlaka görmeliyim.
Je suis à Londres, au Ritz, je dois absolument le voir.
Hayır, bu bir işe yaramaz. Onu şahsen görmeliyim. Bazı belgeler imzalayacak.
J'ai des papiers à lui faire signer, il faut qu'il vienne, je repars demain matin.
Onu bugün saat üçte görmeliyim.
Je veux le voir aujourd'hui à 1 5 h.
Onu görmeliyim. Randevunuz var mı Bayan?
Je dois le voir!
Onu derhal görmeliyim
J'y vais.
Ne olursa olsun, onu hemen görmeliyim beni ona götür
Tout de même, j'ai hâte de le trouver. Conduis-moi.
- Onu kesinlikle görmeliyim.
Je dois la voir.
Onu görmeliyim.
- Il faut que je le voie.
Görmeliyim... Orada onu çeken ne, görmeliyim.
Je voulais voir... ce qui l'avait attiré là-dessous.
onu görmek ister misin 19
onu geri ver 55
onu geri getir 39
onu geri koy 21
onu geri istiyorum 52
onu görmem lazım 21
onu görmek istiyorum 148
onu geri getireceğim 20
onu görmedim 104
onu görmek istemiyorum 35
onu geri ver 55
onu geri getir 39
onu geri koy 21
onu geri istiyorum 52
onu görmem lazım 21
onu görmek istiyorum 148
onu geri getireceğim 20
onu görmedim 104
onu görmek istemiyorum 35