English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ O ] / Onu görüyor musun

Onu görüyor musun translate French

402 parallel translation
Onu görüyor musun?
- Vous le voyez?
- Onu görüyor musun David?
- Vous le voyez? - Non.
Onu görüyor musun?
Tu l'as vu?
- Onu görüyor musun?
- Tu le vois?
Onu görüyor musun?
Vous le voyez?
Onu görüyor musun?
Tu peux le voir?
Esmer olan — Onu görüyor musun, Jan?
Le loup à poil blond, tu le vois, Yan?
- Şimdi onu görüyor musun yani?
Mais après tous nos efforts...
Bak, onu görüyor musun?
Ne le vois-tu pas?
Bak! Onu görüyor musun?
Ne le vois-tu pas?
Aslında, bir iplik. Onu görüyor musun? O iplik.
C'est une ficelle, vous voyez.
Onu görüyor musun?
- Vous voyez?
Onu görüyor musun? Arkadaşım nasıl?
Elle est difficile.
- Nereden geliyor? - Onu görüyor musun?
- De quel côté arrive-t-il?
- Onu görüyor musun?
- La vois-tu?
Onu görüyor musun?
La vois-tu?
Yardımın gerekiyor, onu görüyor musun?
Tu dois m'aider. Tu la vois?
- Onu görüyor musun?
Tu le vois? Non.
- Onu görüyor musun?
Tu le vois?
- Merlin, onu görüyor musun?
tu les vois?
- Onu görüyor musun? - Evet.
Tu la vois?
Onu görüyor musun?
Vous Ie voyez?
- Onu görüyor musun?
- Tu l'as vu? - Il n'est pas là.
Onu görüyor musun Kabin 3?
Vous le voyez, Cab 3?
Lins, onu görüyor musun?
Lins, tu le vois?
Onu görüyor musun?
Qui est-ce? Le voyez-vous?
Onu görüyor musun?
Alors...? Il est comment?
Nuria'yı anlatsana. Onu görüyor musun?
Parle-nous de Nuria.
- Onu görüyor musun?
- Tu la vois?
Şunu görüyor musun? Onu görüyor musun?
Tu as vu ça?
- Onu görüyor musun?
Je le vois!
- Onu görüyor musun?
- Tu l'as vu?
- Onu bu grubun içinde görüyor musun?
- Tu le vois dans cette foule?
Onu hanım hanımcık yetiştirdiğin için başımıza gelenleri görüyor musun?
Tu vois le fruit de ton indulgence? .
Dans salonunda onu çok sık görüyor musun?
Et tu la vois souvent au dancing?
- Onu görüyor musun?
- Vous le voyez?
Avukat onu neden görüyor biliyor musun? Çünkü onun davası daha ilk safhada..
Tu sais pourquoi... l'avocat accepte de le recevoir?
Bunu görüyor musun? Milyonlarca insan hala onu seviyor.
Des millions de gens l'aiment encore.
Onu görüyor musun?
Tu le vois?
Görüyor musun onu? Ippolit! Bak yok burada.
Et s'il s'avise de remettre les pieds ici, je le balance dans l'escalier.
Görüyor musun onu?
- Ton ex-fiancé.
Onu bilmem ama ben bir bilek güreşi yarışına girmiştim San Fransisko'da bir barda... Şunu görüyor musun?
Moi, j'ai fait un bras de fer une fois, dans un bar à San Francisco.
- Görüyor musun onu?
Tu la vois?
- Onu hiç dışarıda görüyor musun?
- Le voyez-vous...?
Yani onu hiç görüyor musun?
Tu l'as déjà vu une seule fois?
- Onu hiç görüyor musun?
– Tu le vois encore?
Onu görüyor musun?
Regarde.
Şu testereyi görüyor musun? Onu kullanırız.
La scie, on s'en servira.
Onu hala görüyor musun Johnson?
Hé Johnson, il va tout droit?
Şu kızı görüyor musun? Onu seviyorum.
Elle est très mystérieuse dans sa tête, pas dans son cœur.
Almayacağım dedim, nintendo mudur nedir onu bana tükürdü it. Görüyor musun piçi?
Regarde-moi ce bâtard!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]