English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Sanırım oldu

Sanırım oldu translate French

1,289 parallel translation
- Sanırım oldu.
Je crois que j'ai trouvé.
Sanırım oldu.
Je crois que c'est bon.
- İstediğin oldu sanırım.
- Vous avez ce que vous voulez?
- Sanırım beklediğinden yorucu oldu.
Tu ne t'attendais pas à ça.
Peter, sanırım bu senin için iyi olacak biliyorsun seni seviyorum ama benim de bazı zamanlar bu duyarsızlığından şikayetçi olduğum zamanlar oldu
Ca va te faire du bien. Je t'aime. Mais il faut admettre qu'il y a des fois où j'aimerais que tu sois plus sensible.
Evet, ama mesaisine gelmedi, ve benden de kalmamı istediler, ki bu da tam bir baş belası oldu çünkü sanırım grip oldum.
Elle n'est pas venue. On m'a demandé de rester, ce qui m'emmerde parce que je crois que j'ai la grippe.
Pekâlâ... sanırım sabah için yeterli bir heyecan oldu.
On en a assez entendu pour aujourd'hui. La messe est terminée.
Sanırım orada, yukarıda bana da bir şeyler oldu.
Quelque chose m'est arrivé à moi aussi là-bas en-haut...
Sanırım bugünkü su balesi dersi fiyasko oldu.
Pas de natation pour aujourd'hui.
Sanırım bize verdikleri mide bulantısı haplarından oldu.
Sans doute à cause des pilules contre le mal de l'air.
Bunun için biçtiğim fiyat kasadaki tüm paralar oldu sanırım bu senin için çok uygun bir fiyat, özür dilerim.
Le prix que j'ai fixe, soit tout ce qui etait dans le coffre est, je pense, nettement en ta faveur. Je regrette.
- Sanırım bir kız arkadaşın oldu.
- Je crois que t'as une fiancée.
Sanırım pirzolalar oldu.
Mon nez me dit que les côtes levées sont prêtes.
Sanırım artık İngilizce öğrenmek farz oldu.
L'anglais sera utile, en l'occurrence.
.. aslında aynı.. ... ama biraz daha uzun. sanırım böyle daha iyi oldu.
En fait, de la même manière mais c'est plus long.
Bu biraz kötü oldu sanırım.
C'est nul.
Saat kaç? Sanırım öğlen oldu.
- Quelle heure est-il?
Sanırım kötü bir zamanlama oldu.
Le timing n'est pas génial.
Sanırım farklı tarzda müzikleri çalmak bana çok yardımcı oldu.
Je pense que de jouer différentes musiques m'a beaucoup appris.
İlk günün için biraz fazla oldu sanırım.
C'est vrai. C'est trop pour le premierjour.
- En dolu mısra bu oldu, sanırım.
- Le climat est propice
- Sanırım fazla garip oldu.
C'est peut-être un peu trop bizarre. - Non, attends!
- 3 hafta oldu, sanırım.
- Environ trois semaines.
Sanırım oldu.
Voilà. - C'est moi qui le fais.
İşte, sanırım oldu.
Ca tient!
Beyler, sanırım dayak yerken ikinci bir oturağım oldu.
Hey les mecs, pendant que je me faisais frapper... J'étais tout émoustillé...
Ve o gece, sanırım... o anda oldu, o bana geldi.
Cette nuit-là, à l'instant même où il s'est éteint, il m'est apparu.
Ricamı düşünmek için zamanın oldu sanırım.
Apparemment, tu as eu le temps de réfléchir à ma demande.
Herkes benim bir çiftlikte büyüdüğümü sanıyor sanırım bir bakıma öyle de oldu.
Les gens pensent que j'ai toujours vécu à la ferme. Et je crois que, dans un certain sens, c'est vrai.
1 0 saniye oldu sanırım.
Je crois que ça fait 10.
.. yanımızda olması ayrıcalığına sahiptik. O zamandan beri, onun internlikten araştırma bölümü başkanlığına kadar yükselişini izledim ve sonunda, hepsinden daha iyisi oldu sanırım sen de kabul edersin, bir patent sahibi.
Depuis, j'ai suivi son ascension, de stagiaire à interne, puis chercheur... et enfin, et surtout, vous en conviendrez, détenteur de brevet.
Ohh. Bu, sanırım, Lee'ye aynı şey oldu.
C'est ce qui est arrivé à Lee.
Pekala, sanırım bir fikrimiz oldu.
D'accord. Je crois que j'ai trouvé.
Sanırım biraz şey oldu... Aklın karıştı.
Tu dois être en train de t'assoupir.
Sanırım, içlerinden en zoru da bu oldu.
Je crois que c'est ce qui a été le plus dur- -
Sanırım yaptığım en iyi kayıtlardan biri oldu.
C'est un de mes meilleurs albums.
Pencere paramparça oldu... Sanırım, yanımdaki bir öğrenci de vuruldu.
La fenêtre a volé en éclats... je crois que des élèves à coté ont été touchés.
Sanırım bu yüzden itfaiyeci oldu.
C'est pour ça qu'il était pompier, je pense.
Sanırım bu oldu.
J'ai peut-être rêvé...
- Sanırım ona bir şey oldu.
Il lui est arrivé quelque chose.
İki yıl veya fazlası oldu sanırım.
Ca doit faire au moins deux ans.
Şey, pek bilmem ama, ama sanırım hayalet olduğumuz için böyle bir şey oldu.
Je ne suis pas très douée, mais je pense que c'est lié au fait qu'on est des fantômes.
Sanırım Phoebe'nin bir iş oldu.
Je crois que Phoebe vient de décrocher un emploi.
Sanırım kolera oldu.
C'est le choléra.
Cerrahinin dinlenme odasına ne oldu? Alışkanlık sanırım.
Qu'est-ce qui ne va pas avec la salle de repos du bloc?
Sanırım yengeçten oldu.
Je crois que c'était le homard.
- Sanırım beni reddeden en genç kız bu oldu.
C'est la fille la plus jeune qui m'ait rejeté.
Ama sanırım şimdi şöyle oldu ; eski işin, ben ve yeni işin.
En fait, il y a ton ancien boulot, moi, ton nouveau boulot.
Babam açısından yarıyor sanırım Artık her istediğini verdiğimiz için bir şey istemez oldu.
- Ça fonctionne pour mon père. On lui donne ce qu'il veut, du coup, il ne veut plus rien.
Ve şimdi, Rahip Cloutier... ortadan yok oldu, ve sanırım bunun bir anlamı var, ama bunun ne olduğunu çözemiyorum.
Et maintenant, le révérend Cloutier a... disparu. Je pense que ça veut dire quelque chose, mais je n'arrive pas à comprendre ce que ce quelque chose peut-être.
- Bir saat oldu sanırım.
- Une heure, je crois.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]