English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Sen öyle diyorsan

Sen öyle diyorsan translate French

274 parallel translation
Sen öyle diyorsan.
C'est vite dit.
Peki, anne. Sen öyle diyorsan.
Bien, maman, si tu veux.
- Eğer sen öyle diyorsan.
Je l'ignore.
- Tamam, sen öyle diyorsan.
- Si tu le dis.
- Ama anlamı çok açık. - Sen öyle diyorsan.
En échange - et je crois que j'y perds - je vous supporte tous.
- Sen öyle diyorsan...
- Ah, dans ce sens-là...
Sen öyle diyorsan.
Si vous le dites...
Sen öyle diyorsan öyledir.
J'imagine que non, si vous le dites.
Sen öyle diyorsan, ama niye?
Certainement, mais pourquoi?
Sen öyle diyorsan.
N'est-ce pas, ma caille.
Sen öyle diyorsan...
Si tu le dis.
Ortak... ama, sen öyle diyorsan...
Patron... C'est pas possible...
- Sen öyle diyorsan, tamam.
- Ça c'est toi qui le dis.
Sen öyle diyorsan.
Si tu le dis...
Evet.Eğer sen öyle diyorsan.
Oui, si c'est ce que tu veux.
- Sen Öyle diyorsan. Yalan sÖylüyor olabilirim.
Je pourrais mentir!
Sen öyle diyorsan Hancock.
Si vous le dites, Hancock.
Sen öyle diyorsan öyle olsun
Je dis oui à tout.
Sen öyle diyorsan.
Vous avez très bien parlé.
Sen öyle diyorsan, boş veririz biz de.
Si tu veux, on laisse tomber.
Sen öyle diyorsan.
Si c'est non c'est non.
Sen öyle diyorsan...
- "Une vie bien huilée". Enfin. Toi, tu as toujours été un peu spéciale.
- Sen öyle diyorsan.
- Autant que tu saches.
Sen öyle diyorsan.
On te suit, Jack.
Sen öyle diyorsan.
Comme tu voudras.
Sen öyle diyorsan, Bruce.
Comme vous voulez, Bruce.
- Sen öyle diyorsan.
Un peu, ouais...
Sen öyle diyorsan.
Eh bien, si tu le dis.
Sen öyle diyorsan, patron.
À vos ordres, chef.
Sen öyle diyorsan.
Si tu le dis, très bien.
Sen öyle diyorsan... gidip bakacağım.
Si tu le dis, très bien. Je jetterai un coup d'œil dans mes chaussures, d'accord.
Sen öyle diyorsan.
Si ça t'arrange.
Sen öyle diyorsan.
C'est votre choix.
Sen öyle diyorsan Profesör.
Si vous le dites, professeur.
Sen öyle diyorsan doğrudur.
Si vous le dites.
Sen öyle diyorsan...
Si tu le dis...
Sen öyle diyorsan.
Admettons...
- Tamam, evet, tabi, sen öyle diyorsan.
Très bien. Comme tu veux.
Sen öyle diyorsan.
- C'est ce que tu dis.
Sen öyle diyorsan, Kojak.
Cause toujours, Kojak!
- Sen öyle diyorsan... -
Si vous le dites.
Sen ne diyorsan öyle olsun, bebek.
Si tu le dis...
- Sen öyle diyorsan.
Puisque vous le dites.
- yani, ne kadar çok, o kadar iyi, değil mi? - Sen öyle diyorsan.
Plus il y en a...
Sen öyle diyorsan öyledir, büyükanne.
S-si tu le dis, grand-mère.
- Sen diyorsan öyle olsun Harge.
Celui-là, oui. Si tu le dis, Harge.
Sen öyle diyorsan, Holmes.
C'est vous qui le dîtes, Holmes.
Sen öyle diyorsan.
D'accord.
Ben, kabul edeceğim, eğer sen, öyle diyorsan. - Bayan...
- Madame...
Sen ne diyorsan öyle.
Comme vous voulez.
Sen öyle diyorsan Asteğmen. Köprüde görüşürüz.
- Pourquoi vous battez-vous?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]