Sen öyle diyorsun translate French
142 parallel translation
Madem sen öyle diyorsun.
Mais tu dois te décider.
- Sen öyle diyorsun. Bir anlamı yok.
C'est toi qui le dis!
Sen öyle diyorsun...
C'est vous qui le dites.
Bu Yerli atı. - Sen öyle diyorsun.
- Ce sont des poneys indiens.
Sen öyle diyorsun.
Bonne remarque.
Sen öyle diyorsun.
Que tu dis.
Ayrıntıları bilmiyorum, ama madem sen öyle diyorsun, kesin çok tatmin edici ve risksizdir.
Je n'en saisis pas les détails,... mais si vous le recommandez, j'ai confiance.
Sen öyle diyorsun.
C'est toi qui as dit "roi".
Sen öyle diyorsun.
Que vous dites.
Sen öyle diyorsun.
C'est toi qui le dis.
- Sen öyle diyorsun.
- C'est toi qui le dis.
Çünkü sen öyle diyorsun. - Çünkü boşboğazsın
Parce que c'est ce que tu es, une grande gueule.
Sen öyle diyorsun. Ben sadece tuhaf saçlı bir çocuk gördüm.
J'ai juste vu un chevelu par terre.
Sen öyle diyorsun.
Que tu dis?
Madem sen öyle diyorsun, galiba arkadan benzer görünüyoruz.
Hummm... maintenant que tu le dis, je pense qu'on se ressemble, vue de dos.
Sen öyle diyorsun.
C'est ça, mon pote.
Sen öyle diyorsun ama bu hayatımda yaptığım en mantıklı şey olabilir.
Pour moi, c'est la chose la plus saine que j'aurai faite.
- Sen öyle diyorsun diye mi?
- Parce que vous le dites?
Sen öyle diyorsun ama polisler hiç de öyle konuşmuyor.
Ils avaient pas l'air de cet avis.
- Çünkü sen öyle diyorsun?
Tu me le dis, hein?
Sen öyle diyorsun, ben daha derine bak diyorum.
Peut-être pas. Essaie de voir au-delà des apparences.
Sen öyle diyorsun.
D'après toi.
- Sen öyle diyorsun.
Que vous dites!
Evet, sen öyle diyorsun.
C'est ce que vous dites.
- Sen öyle diyorsun.
Que tu dis!
Bazı insanlar var ki kendi arzularını tatmin etmek için bir gün bile bekleyemiyor. Ne diyorsun sen öyle?
Certains n'attendent pas un jour pour satisfaire leur passion.
Madem öyle diyorsun. Sen bilirsin.
- Si vous le dites.
Sen neler diyorsun öyle?
Que veux-tu dire?
İyi kalpli adam, yani diyorsun ki sen yani aile şoförü bütün malikanenin ve küçük çocukların tek sorumlususun öyle mi?
Mon brave... Est-ce que vous êtes en train de dire... que le chauffeur de la famille est resté seul responsable de cette propriété et de ces enfants mineurs?
Yani sen diyorsun ki yola devam etmenin geçerli bir sebebi var Yani sana göre bu, Amerika'daki yanlış sisteme karşı... mücadele etmenin bir başka yolu, öyle mi?
De même que vous sentez qu'il y a... encore une raison pour continuer le parcours, vous pensez qu'il faut essayer de vous occuper de ce qui ne va pas dans le système en Amérique?
Ama, sen diyorsun öyle?
Mais, que dis-tu?
Sen olur diyorsun, sizler de öyle değil mi?
C'est bien pour toi, mais est-ce bien pour eux?
- 4,000 yaşında ve sen ona yeni diyorsun, öyle mi?
- 4000 ans. Vous appelez ça récent?
- Sen ne diyorsun öyle?
- Qu'est-ce que tu racontes?
Yani sen bana bu balığı kendi başına yakaladım diyorsun, öyle mi?
Tu dis que t'as attrapé ce poisson?
Sen de öyle mi diyorsun?
C'est ce que tu dis?
- Sen öyle diyorsun.
- C'est ce que tu dis.
Öyle diyorsun. Sen masumsun.
Pour dire cela, tu es innocent.
- Evet, sen Murielsin - Neden öyle diyorsun?
- Si, c'est toi!
Sen de mi öyle diyorsun?
Que dis-tu?
Ve sen de buna bir bowling salonu diyorsun öyle mi?
Et tu appelles ça un bowling?
O fakir, sen zenginsin, öyle diyorsun.
Elle est pauvre et vous êtes très riche.
Çocuklara öyle mi diyorsun sen?
Tu dis ça aux enfants?
- Öyle ama burada çekmez, kaz kafalı! - Sen kime kaz kafalı diyorsun...
Non, mais vous ne pouvez pas obtenir un signal ici, crétin!
Öyle erken doğmuş bir bebeğin ne diyorsun sen ona, küvöze alınması gerekir.
Un enfant comme ça il faut le peaufiner, le terminer finir de le cuire, ou comment ça se dit, là, dans la couveuse.
- Sen öyle diyorsun.
- Selon vous.
Sen buna sevişmek diyorsun, öyle mi?
Parce que c'est ça l'amour, hein?
Ve sen de diyorsun ki : "Kahretsin, şimdi ne isem hep öyle kalacağım!"
Et tu penses : "Quoique je sois maintenant, je le serai toute ma vie!"
Sen ne diyorsun öyle?
Qu'est-ce que vous racontez?
Yani sen şimdi bana diyorsun ki Donnegal ile konuşmak dışında bir anlaşma yapmadın öyle mi?
Tu m'affirmes que tu n'as passé aucun accord de silence avec Donnegal?
Yani diyorsun ki bu adam... sen ona izin verdikten sonra seninle belli şeyler yaptı ve... herhangi bir finansal karşılıkta bulunmayı reddetti öyle mi?
Donc tu dis que ce gars, après que tu lui aies permis de faire certaines choses avec toi, a refusé de te montrer sa reconnaissance financière.
sen öyle san 131
sen öyle diyorsan 53
sen öyle zannet 20
diyorsun 241
diyorsunuz 82
diyorsun ki 51
diyorsunuz ki 20
sen osun 16
sen oku 28
sen olmasaydın 39
sen öyle diyorsan 53
sen öyle zannet 20
diyorsun 241
diyorsunuz 82
diyorsun ki 51
diyorsunuz ki 20
sen osun 16
sen oku 28
sen olmasaydın 39
sen öldürdün 24
sen orada kal 30
sen o 37
sen olamazsın 19
sen otur 63
sen olduğunu biliyorum 29
sen öleceksin 19
sen ona bakma 16
sen ölüsün 79
sen öldün 179
sen orada kal 30
sen o 37
sen olamazsın 19
sen otur 63
sen olduğunu biliyorum 29
sen öleceksin 19
sen ona bakma 16
sen ölüsün 79
sen öldün 179