English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Senin için buradayım

Senin için buradayım translate French

344 parallel translation
Ben, babam ve senin için buradayım, anne.
Moi je suis venu ici pour vous, maman et papa.
Senin için buradayım.
Parlons.
Endişelenme, ben senin için buradayım.
Allons-y! Regarde tous ces champs de légumes maintenant. Tiens bon. T'inquiète pas, je suis là avec toi.
Senin için buradayım.
Je suis à tes côtés.
Senin için buradayım, Max.
Je suis là pour vous, Max.
Bana ihtiyacın varsa ara. Senin için buradayım.
Si vous avez besoin de moi, appelez.
Senin için buradayım.
Je suis là.
Yanlış ne olursa olsun, senin için buradayım.
Quels que soient tes soucis, je suis là.
Senin için buradayım. Dinliyorum.
Je suis là parce que je t'aime bien.
Böylece şimdi senin için buradayım.
Donc, je vais vous aider.
Senin için buradayım, Anneciğim.
Je suis venu pour toi.
Hadi, açıl bana. Senin için buradayım.
" Un acteur fait sur scène ce qu'il fait.
Ben senin için buradayım.
Je suis venu pour toi.
Sveta, Senin için buradayım.
Sveta, je partirai plus tard.
Senin için buradayım. - Burada olmanı istemiyorum!
- Je ne veux pas de toi ici, Donnie.
- Hey, ne zaman istersen. Senin için buradayım, dostum.
- Quand tu voudras.Je suis là, mec.
Senin için buradayım, dostum.
- Quand tu voudras.Je suis là, mec.
Ross'a dönmek istiyorsan, senin için buradayım.
Tu veux te venger de Ross.
Senin için buradayım.
Je suis là pour toi.
- Senin için buradayım.
Tu as un procès à 8h du soir? Je viens pour toi.
senin için buradayım, başka biri için değil.
Je suis là pour toi, pas un étranger.
"Ben senin için buradayım" demekten başka senin güvenini tekrar kazanmak için söyleyebileceğim bir şey yok.
Mais je ne peux rien dire de plus pour t'assurer que je suis là pour toi.
Eh, ben senin için buradayım, bunu bil.
Bon, mais pour ton info, je suis à ta dispo.
İyi olacaksın, değil mi ahbap? Senin için buradayım.
T'en fais pas, je suis là.
Senin için buradayım.
tu peux compter sur moi.
Hayır, ben senin için buradayım, fakat aşçı sensin.
Non. Je suis là pour t'aider, mais tu es le chef.
- Ben senin için buradayım, anne.
- Je suis avec toi.
Ben senin için buradayım, sen bakmıyorsun bile.
Je suis là et tu ne me vois pas.
Yani, ben senin için buradayım, ama birlikte değiliz.
Je suis là pour toi, mais c'est différent.
Bu doğru, senin için buradayım.
Je suis là à cause de toi!
Biliyorsun, ben hala senin için buradayım.
Tu sais... je suis là pour toi.
Senin de değil, zaten ben onun için buradayım.
- Vous non plus et d'ailleurs...
Evet, Cooper, buradayım ve senin cenazen için de hala burada olacağım!
Ouais, je suis toujours là! Et je serai aussi à tes funérailles!
Senin için şanssızlık. Ben de isteğim dışında buradayım, senin gibi.
Moi aussi, je suis ici contre mon gré.
Ben yatırımcılarımı korumak için buradayım, senin değerli kariyerin için değil.
Je dois protéger mes investisseurs, pas votre carrière!
Biliyorum çok hızlı gelişti, ama ben yalnızca senin yükünü hafifletmek için buradayım.
Je sais que c'est arrivé très brusquement, mais mon seul but est de vous seconder.
- Ben senin için her zaman buradayım. - Şu an ben de buradayım, öyle değil mi?
Je t'ai aidé dans le passé.
Senin kelimelerini ödünç almak için buradayım.
Je n'apprendrai rien! Je suis las d'emprunter ces mots qui sont les tiens.
Ben senin arzularını tatmin etmek için buradayım.
Je suis là pour satisfa ¡ re tous tes dés ¡ rs.
Bu olayı çözmek için buradayım, tıpkı senin gibi.
Je suis ici, comme vous, pour résoudre ça.
Senin yerine geçmek için buradayım.
Je suis venu prendre ta place.
Ben sadece senin uğruna buradayım, senin için...
Je suis ici pour toi. Jusqu'à ce que...
Kendime soruyorum, telafi etmek için ne yapabilirim, bu bileti senin için aldım, buradayım...
Je voulais faire quelque chose pour me rattraper, donc j'ai acheté ce billet et me voilà...
Unut onları. Ben 10 milyon için buradayım, senin adamların da kendi işlerini yapsınlar.
Pour 10 millions, ils feront leur boulot.
Sen ve senin gibi p * çler sinirlerimi bozuyorsunuz.. Sen ve senin gibi p * çlere derslerini vermek için buradayım... Anlıyor musun beni ha!
En tant qu'actionnaire de British Telecom, je me sens concerné et j'apprécie pas qu'un sous-prolétaire en colère
Ama şu anda senin için endişelendiğim için buradayım.
Je suis ici parce que je m'inquiète pour toi.
Kusursuz değilim ama ama senin için çok çabalıyorum. Ve buradayım.
Je suis là.
Hayır.Herzamanki gibi senin pisliğini temizlemek için buradayım.
On est là pour réparer les dégâts, comme d'hab.
Ben üzgün lanet olası bir adamım ve bazı şeylerin değişmeyeceğini, senin kalın kafana sokmak için buradayım.
Un con chargé de te mettre dans le crâne... que certaines choses ne changent pas.
- Tabii. - Ben senin için hep buradayım.
Vous savez que je suis là
Senin için endişelendiğim için buradayım ortak.
Je suis là parce que je m'inquiète pour toi, partenaire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]