Siz ne düşünüyorsunuz translate French
347 parallel translation
Siz ne düşünüyorsunuz?
Qu'en pensez-vous?
Şimdi, siz ne düşünüyorsunuz?
Qu'en pensez-vous?
Siz ne düşünüyorsunuz, Rosenthal?
Qu'est-ce que vous en pensez Rosenthal...
Bir ayağı çukurda... gibi duruyor. Siz ne düşünüyorsunuz, Bayan Eliza?
Il paraît avoir bien vieilli ces dernières semaines.
Siz ne düşünüyorsunuz?
Qu'en pensez-vous, docteur?
- Siz ne düşünüyorsunuz?
- Que voulez-vous dire?
Siz ne düşünüyorsunuz bilmem ama bence iyi geçecek.
J'en suis heureux. Vous aussi, j'espère.
İşte düşüncemiz bu. Siz ne düşünüyorsunuz bunun için?
Que pensez-vous de cette idée?
Bence diğer ikisine ihtiyacı kalmayacak, siz ne düşünüyorsunuz?
Les autres me semblent inutiles, non?
- Siz ne düşünüyorsunuz, Dr Matos?
- Qu'en pensez-vous, Dr Matos?
Siz ne düşünüyorsunuz?
Que croyez-vous?
Siz ne düşünüyorsunuz?
A votre avis?
Siz ne düşünüyorsunuz efendim?
A votre avis?
Daha açık sorayım, bebeklik cinselliği hakkında siz ne düşünüyorsunuz?
Plus précisément : que pensez-vous de la sexualité infantile?
Siz ne düşünüyorsunuz?
Que pensez-vous?
Siz ne düşünüyorsunuz bayım?
Qu'en pensez-vous, monsieur?
Şimdi Kaptan Mueller'in disiplin tutumu hakkında siz ne düşünüyorsunuz?
Maintenant, quelle est votre opinion concernant la conception de la discipline du capitaine Mueller?
Doktor, bu rezalet hakkında siz ne düşünüyorsunuz?
Directeur, votre avis sur ces tristes évènements?
- Siz ne düşünüyorsunuz bayım?
- Qu'en pensez-vous?
Arkadaşlarımın baskısıyla gelecek seçimlerde aday olmayı kabul ettim. Siz ne düşünüyorsunuz?
Cédant à la pression de mes amis, j'ai accepté... de poser ma candidature aux prochaines élections.
Siz ne düşünüyorsunuz? - Yaşlı insanların çoğunda bu korku var.
Si le drapeau rouge flotte, ils vont éclater de colère.
Siz ne düşünüyorsunuz efendim?
Qu'en pensez-vous, lieutenant?
Ya siz, siz ne düşünüyorsunuz?
Qu'en pensez-vous? Vous savez, mon petit...
- Siz ne düşünüyorsunuz, doktor?
- Qu'en pensez-vous docteur?
Biz ayrı yaşamlar sürdürüyoruz. Ve şu anda siz ne düşünüyorsunuz, umurumda değil.
Nous avons chacun notre vie et je me moque de ce que vous pensez.
Buralardaki şahane bir lokanta var, ve ben açlıktan ölüyorum. Siz ne düşünüyorsunuz?
Il y a un très bon restaurant à côté et je suis affamé.
Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
Qu'en pensez-vous, madame?
Siz ne düşünüyorsunuz?
Que pensez-vous de tout ça?
Siz ne düşünüyorsunuz, Mr. Prince?
Qu'en dites-vous, M. Prince?
Siz ne düşünüyorsunuz, Bay Marcus?
Qu'en pensez-vous, M. Marcus?
Siz ne düşünüyorsunuz?
Vous, que pensez-vous?
Siz ne düşünüyorsunuz, biraderlerim?
Et vous, frères, quelle est votre opinion?
Nazır hazretleri, siz ne düşünüyorsunuz?
Chambellan, qu'en pensez-vous?
- Siz ne düşünüyorsunuz?
- Que voulez-vous en penser?
- Siz ne düşünüyorsunuz?
Alors?
- Siz ne düşünüyorsunuz Sör Charles?
- Qu'en pensez-vous, Sir Charles?
Ya siz ne düşünüyorsunuz beyler?
Qu'en pensez-vous les amis?
Monte Carlo hakkında siz ne düşünüyorsunuz?
Et vous?
Siz baskasi olamayacagini düsünüyorsunuz.
Vous avez l'impression que ça ne pourrait être aucune autre.
Siz kızlar, fuhuşu önleme yasası hakkında ne düşünüyorsunuz?
Que dites-vous de cette loi contre la prostitution?
Siz de mi öyle düşünüyorsunuz peder? Güneş gözlükleri ne iş?
Qui l'aurait cru?
Peki siz, Reverend? Siz bu kasabada sözü geçen birisiniz. - Ne düşünüyorsunuz?
Vous qui êtes un homme influent, révérend, qu'en pensez-vous?
Siz de mi böyle düşünüyorsunuz?
Ce travail qui ne peut se mécaniser. Mais en êtes-vous convaincu?
Teğmen, siz Yanbo hakkında ne düşünüyorsunuz?
Oui, Lieutenant? Que pensez-vous de gagner Yenbo?
Siz ne düşünüyorsunuz Bay Pollock?
Et vous, M. Pollock?
Sayın Kâtip, siz ne düşünüyorsunuz?
Arrêtez!
Siz benim Lisa'm hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ma Lisa vous pIaît-eIIe?
Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
Qu'en pensez-vous?
Siz ne düşünüyorsunuz?
Et alors vous en déduisez?
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Mme Berreton! Musique disco. Vous en pensez quoi?
Ve siz ne olduğunu düşünüyorsunuz?
Et à votre avis?