English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ T ] / Tabii ki değilim

Tabii ki değilim translate French

181 parallel translation
Tabii ki değilim.
Pas de mon ressort.
Tabii ki değilim.
Non!
- Sıradan bir doktor değilsiniz, değil mi? - Tabii ki değilim.
- Vous n'êtes pas médecin?
Tabii ki değilim, ama...
Bien sûr que non, mais...
- Tabii ki değilim.
Bah, bien sûr que non.
- Tabii ki değilim.
- Pas du tout.
Tabii ki değilim.
Non, j'suis pas ton papa.
Tabii ki değilim. Seni çürük kertenkele!
Bien sûr que non, tas de lézards putrides!
- Tabii ki değilim.
- Bien sûr que non.
- Saçmalama! Tabii ki değilim!
Bien sûr que non!
Hayır, tabii ki değilim.
Mais non.
Tabii ki değilim!
Bien sûr que non.
- Juan değilsin ama. - Tabii ki değilim.
- Tu t'appelles pas Juan!
- Hayır, tabii ki değilim.
- Non, bien sûr que non.
- Hayır tabii ki değilim.
- Non, bien sûr que je ne le suis pas.
Tabii ki değilim, dostum.
- Tu déconnes? On m'a tiré dessus!
Hayır. Tabii ki değilim.
Non, pas du tout.
Tabii ki, o. Ama bağırmayın, sağır değilim.
Bien sûr, mais ce n'est pas la peine de crier.
Tabii ki ben değilim efendim.
Mais non, Monsieur.
Birisine ihtiyacı var, ama eminim ki bu ben değilim. Tabii.
Il a besoin de quelqu'un mais pas de moi.
- Sen hariç tabii ki. - Tek kişi ben değilim. Sophie'yle Oskar ne olacak?
Je ne suis pas le seul, il y a Sophie et Oscar.
Tabii ki sahip değilim.
Bien sûr que je le suis pas!
Yaralı mısın yoksa? Hayır, tabii ki değilim.
- Vous êtes blessé!
- Tabii ki haklıyım. Tüm gün yatıyorum diye aklımı peynir ekmekle yiyecek değilim!
Le fait que je sois alité toute la journée ne... signifie pas que j'ai perdu mes capacités à réfléchir!
- Hayır tabii ki. Sanatçı değilim.
Non, bien sûr.
- Değilim tabii ki.
- Certainement pas!
Tabii ki cömert değilim.
Bien sûr que je suis généreux.
— Tabiî ki değilim! Sadece porno romanları hakkında biraz bilgi almak istemiştim, çok satanlarından...
Je suis venu ici m'informer pour écrire un roman porno.
Tabii ki görüyorum, kör değilim!
En effet.
Hayır, değilim tabii ki.
Bien sûr, ça va.
- Tabii ki de ben Cartwright değilim!
- Bien sûr que non!
- Tabii ki. Kör değilim.
- Bien sûr.Je ne suis pas aveugle.
Ben şey değilim... - Tabii ki. Tabii ki değilsin.
Rien ne m'empêchera d'aller au Bronze ce soir!
İyi misin? Vuruldum. Tabii ki iyi değilim.
Non, on m'a tiré dessus!
Bazı acil durumlar dışında tabii ki. Ben doktor değilim.
Sauf en cas d'urgence, bien entendu, je ne suis pas médecin.
Tabii ki mutlu değilim.
Es-tu heureux? Bien-sûr que non.
Hayır, tabii ki bir şeyin peşinde değilim.
Je ne prends rien.
Tabii ki de, aptal değilim, o anda herşeyi söyleyebilirdi, ama yüzünden belliydi.
Je suis pas con, Il était déchiré.
Tabii ki hazır değilim. Bir işle uğraşıyordum.
Bien sûr que non, j'ai été interrompu.
Tabii ki Daniel'ın çektiği dayanılmaz acılar nedeniyle mutlu değilim,..... ama bunun gibi bir fırsatın çıkmasını uzun zamandır bekliyordum.
je ne me réjouis pas de voir daniel se tordre de douleur, mais j'attends cette occasion depuis longtemps.
Tabii ki emin değilim.
Tu es bête. Evidemment, je ne suis pas sûre.
- Tabii ki degilim.
- Putain, non, ça va pas.
Pek tabii ki nesnel değilim.
Bien sûr que je ne suis pas objective.
İyi misin? Hayır tabii ki! İyi değilim.
Bordel de non!
- Tabii ki eşcinsel değilim.
- Bien sûr que je ne suis pas gay
Hımm. Tabii ki, hediyeyi içinde geldiği haliyle sana verecek düşüncesiz bir angut değilim.
Je ne suis pas un de ces ahuris écervelés qui donnent un cadeau dans l'emballage du magasin.
Buffy'nin benim adıma sevineceğinden emin değilim. - Tabii ki sevinecek.
- Je ne sais pas si elle sera contente pour moi.
Tabii ki, fakat ayrıca herkesin önünde... senin annen değilim.
Bien sûr, mais je suis aussi ta mère... quand nous ne sommes pas en public.
- Değilim tabii ki, geri zekâlı.
Mais non, ça va pas, connard.
Tabii ki sana dargın değilim.
Pas du tout.
Böyle bir şeyi kastedeceğimi... nasıl düşünürsün? Tabii ki değilim.
- Bien sûr que non.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]