English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ T ] / Tabii efendim

Tabii efendim translate French

748 parallel translation
Gidip giyinmeliyim. - Tiyatroda görüşürüz. - Tabii efendim.
À tout à l'heure au théâtre, baron.
Tabii efendim.
Oui, m'sieur. Merci.
Tabii efendim, hemen onları arayacağız.
Allez-vous appeler le Consul?
- Tabii efendim.
- Oui, monsieur.
- Tabii efendim.
- Bien monsieur.
- Tabii efendim.
- Oui monsieur.
Tabii efendim. - Biftek sandviç alayım. Tatlıyı sonra söyleriz.
Moi, je vais prendre un steak.
Pek tabii efendim.
Très bien, monsieur.
Sandviç ve bisküvi, tabii efendim.
Sandwiches, biscuits. Oui, monsieur.
- Tabii efendim.
- Très bien, monsieur.
Tabii efendim.
Certainement, monsieur.
Tabii efendim.!
Oui Monsieur!
- Tabii efendim. Teşekkürler.
- Avec plaisir, merci.
- Tabii efendim.
- Bien.
Tabii efendim.
Bien.
- Bay Martineau'ya bir yer bulun. - Tabii efendim.
- Placez Monsieur Martineau.
- Tabii efendim. Barnaby, seninle konuşmak istiyorum.
Barnaby, je voudrais vous parler.
Tabii efendim. Yeni deneyinle çok ilgileniyorum.
Votre nouvelle expérience m'intéresse énormément.
- Bize bir iskambil destesi getirebilir misin? - Tabii efendim.
- Vous auriez un jeu de cartes?
- Tabii efendim.
- Bien entendu, monsieur.
- Tabii, efendim.
- Oui, monsieur.
- Tabii sizin için de uygunsa efendim.
- Si vous le voulez bien.
- Tabii, efendim.
- N'ouvrez pas la porte à qui que ce soit avant que je le dise.
- Tabii efendim.
M. Stewart veut peut-être dire... que c'est comme la lanterne.
Tabii efendim.
Très bien.
- Tabii efendim.
- Oui, madame.
Tabii efendim.
Oui, monsieur.
Tabii, efendim.
- Oui, monsieur.
- O durumda onu sana vermekten büyük mutluluk duyarım. - Babacığım. - Tabii, efendim.
Je serai très certainement ravi de vous l'accorder.
Şimdi çocuklar, bu mutlu vesile ile hepinizin bu ailenin mutluluğuna kadeh kaldırmanızı rica ediyorum. - Tabii ki efendim.
A présent, en cette heureuse circonstance, levons notre verre au bonheur de notre famille.
Tabii ki efendim.
Envoyez-moi un exemplaire de "Nana".
- Kütüphane nerede, tabii varsa? - İşte burada efendim.
Où est la bibliothèque, si toutefois il y en a une?
Tabii, efendim. Tamam.
Bien sûr, monsieur.
- Tabii, tabii, efendim.
- Bien, monsieur.
Tabii efendim.
C'est juste.
- Ondalık sayıları akşam yaparız. - Tabii, efendim. - İyi geceler.
Nous nous occuperons des décimales demain soir.
- Tabii, efendim.
- Bien sûr.
Tabii, efendim.
Certainement, Monsieur.
Yürüyüşe çıkmıştım, ama sanırım yağmur yağacak... - o yüzden şemsiyemi almam gerekiyor. - Tabii ki efendim.
J'étais sortie, mais il va pleuvoir... mon parapluie, je vous prie.
Tabii. Elimden geleni yaparım efendim.
Je le ferai avec plaisir, Monsieur.
Tabii ki ben değilim efendim.
Mais non, Monsieur.
Tabii efendim.
- Oui, Monsieur.
Tabii, efendim.
Très bien, monsieur.
- İçeri alın lütfen. - Tabii, efendim.
Faites-le entrer, je vous prie.
Tabii, efendim.
- Bien sûr.
- Tabii, efendim.
- Oui, Monsieur.
- Efendim eğer isterseniz tabii ama...
- Si vous le souhaitez, mais...
Sessizce tabii. Peki efendim.
Confrontez-le, s'il le faut.
Evet, efendim. Ama tabii, benim bilgim olmadan da geri verilmiş olabilir.
On a pu le rendre sans que je le sache.
Tabii ki efendim!
Oui, monsieur.
Tabii, efendim.
Bien, Monsieur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]