Tüm dünya translate French
1,658 parallel translation
Tüm dünya duydu.
Tout le monde t'a entendu.
Steve'in söylemeye çalıştığı, tüm dünya sana karşı cephe almışken doğru dürüst bir işte çalışmanın mümkün olmadığı.
Steve veut dire que c'est dur de bûcher honnêtement quand on vous déteste.
Tüm dünya, yoksa Stranz ve Fairchild hiç çıkamayacakları bir ölüm girdabına girerler mi diye endişe etti.
Le monde se demandait si Stranz et Fairchild allaient se remettre d'une telle tragédie.
Tüm dünya görsün diye bir satıcının vitrinine konacak da değil!
... qui finissent dans la vitrine d'un marchand, à la vue de tous!
Tüm dünya bir sahnedir, değil mi Rembrandt?
Le monde est une scène de théâtre, n'est-ce pas, Rembrandt?
Tüm dünya Amsterdam'a akın ediyor.
Le monde entier se retrouve à Amsterdam.
Bay Houdini gelmiş geçmiş en büyük sihirbazdı ve tüm dünya, bu yüzden ona hayrandı.
M. Houdini était le plus grand arnaqueur de tous et le monde entier l'adorait.
Evet, tüm dünya Bay Houdini'yi seviyordu.
Oui, le monde entier aimait M. Houdini.
Tüm dünya basınının önünde titiz bilimsel şartlar altında gerçekleştirilecek olan bu psişik deneyin yapılacağı güne kadar bu kasa İskoçya Kraliyet Bankası'nda saklanacak.
Ce coffre sera à la Banque Royale d'Ecosse... jusqu'au jour de l'expérience, qui sera menée dans des conditions scientifiques scrupuleuses et aux yeux de la presse mondiale.
Tüm dünya bana güveniyor ve...
Le destin du monde est entre mes mains, et moi je...
Tüm dünya insanının Noel'ine mal oldun!
Tu as ruiné Noël pour toute la planète! Tout le monde!
Tüm dünya öğrenecek.
Le monde entier saura.
Tüm dünya pamuk işine giriyor ve sen... Kazancı görünce harikasın Guru, ne kadar zekisin diyeceksin!
le monde entier est dans le coton et toi... quand tu verra le bénéfice tu diras wow Guru, Combien tu es intelligent!
eğer benimle olursan, tüm dünya ile savaşabilirim.
Si tu es devancé le monde entier.
Tüm dünya etkilendi.
Le monde entier a été affecté.
Tüm dünya kafanızın içindeyken neyin doğru neyin yanlış olduğunu nasıl anlarsınız ki?
Comment savoir ce qui est vrai et ce qui ne l'est pas, quand le monde entier est dans ta tête?
Güzellik nasıl oluyor da her şeyi defediyor tüm dünya ben de dahil ortadan kayboluyor böylece?
Comment se fait-il que la beauté embrase tout, si bien que le monde, moi incluse, disparaisse.
Tüm dünya izliyor olacak, ya siz?
Le monde entier regardera. Et vous?
- Evet doğru ya! Tüm dünya seni bekliyor!
- Oui, tout le monde t'attend.
O parayı alın, ve aranızda bölüşün o zaman tüm dünya ayaklarınızın altında olacaktır.
Mais pourquoi.. nous dites-vous tout cela? Parce que.. vous semblez de bonnes gens.
Tüm dünya size saygı duyacaktır.
Autrement, dans le monde de nos jours personne ne vient en aide à quelqu'un.
Ben de lanet olası iç çamaşırımı tüm dünya görsün diye gösterirken kendimi baya o * spu hissetmiştim.
Je tiens à dire que j'ai montré mes sous-vêtements à la planète entière et - je me suis sentie très pute.
LuthorCorp, 33.1'i tüm Dünya'da bölümlere ayıracak bir işe başlıyor.
LuthorCorp commence les divisions de 33.1 à travers le globe.
Ölümcül yara iyileşti ve tüm dünya yaratığın arkasından şaşkına döndü.
Et toute la terre était dans l'admiration derrière la bête.
Ve yakında tüm dünya onu unutacak ve seni de unutacaklar.
Et bientôt le monde l'aura complètement oublié et toi aussi par la même occasion.
Tüm dünya bekliyor.
Le monde vous attend.
Tüm dünya dışı ekiplerle temas kuruldu ve şimdilik dönmemeleri emredildi.
Les équipes de téléportation ont été averties de ne pas revenir.
Tüm dünya ilişkimizi öğrendi.
On dirait que le monde entier est au courant, pour nous.
Bir çift YSL takın ve tüm dünya sizin bir dahi olduğunuzu sansın.
Mettez une paire de YSL's et le monde va penser que vous êtes une surdouée.
Ben mi? Evet, tüm dünya senin öldüğünü düşünüyor.
Oui, le monde entier te croit mort.
O ilk öpücükten sonra sanki tüm Dünya değişmişti.
Après qu'on se soit embrassés, c'était comme si le monde avait complètement changé.
Ve bu adadan tüm Dünya'yı ele geçireceğiz!
Et depuis cette île, nous conquerrons le monde!
Tüm dünya, bu evliliğin baştan beri bir hata olduğunu biliyor.
Catherine! Tout le monde sait maintenant que notre mariage était injuste.
Tanrı ve tüm dünya şahidimdir ki ben sizi memnun etmek ve isteklerinizi yerine getirmek için sadık ve itaatkar bir eş oldum.
Je prends à témoin Dieu et le monde entier que j'ai été pour vous loyale, humble et obéissante épouse, toujours à l'écoute de vos désirs et de vos plaisirs.
Bu doğru olabilir ama tüm dünya izliyor.
C'est peut-être vrai, mais le monde nous regarde.
Burası New Country İstasyonu ; 95.5, yüreğinizin müziği tüm iyi dileklerini 2003 Dünya Poker Serisi için gönderiyor.
Ici New Country sur 95,5, la musique qui vient du cœur, qui salue les arrivants pleins d'espoir aux World Series of Poker 2003.
Bay Benson... dünya üzerindeki tüm arıları mı temsil ediyorsunuz?
M. Benson. Vous représentez les abeilles du monde entier?
"Biz, Güney Afrikalılar olarak, Dünya ülkelerine bildiririz ki..." "... Güney Afrika, siyah ya da beyaz, üzerinde yaşayan tüm insanlara aittir. "
Nous, peuple d'Afrique du Sud, déclarons pour nous et pour le monde que notre pays appartient à ses habitants, noirs et blancs.
Bu bomba için Dünya'nın tüm bölünebilir madenlerini kazdık.
On a extrait toutes les matières fissibles disponibles pour cette bombe.
"Tüm bu olanlar muhteşem şeylerdi ve Dünya'yı değiştirdi..."
"Ces événements se sont vraiment produits. " Ils furent marqués par la gloire et changèrent le monde...
Suçlunun yanına kâr kalır! Ve tüm bunlar olurken "Uygar dünya" da yüzyıllardır kanunlara göre yaşamaktadır.
Et le criminel demeure impuni, alors que tout le monde civilisé a vécu des siècles en respectant la loi.
Dünya Savaşının tüm şiddetiyle devam ettiğini, birliğinin Filipinlere sevk olduğunu, ve de 20 yaşında olduğunu söylemişti. Ve bunu kanıtlamak için de, 2. - Şaşırtıcı.
Et pour le prouver, il leur a dit que la Deuxième Guerre Mondiale battait son plein, et que son unité avait été déployée aux Philippines,
Bayan Radcliffe'i okumayı çok seviyorum, fakat sanmıyorum ki gerçek dünya cinayetlerle, adam kaçırmalarla, şakırdayan zincirli hayaletlerle, baştan çıkarmalarla ve tüm bunlarla dolu olsun.
J'aime beaucoup Mme Radcliffe, mais je ne crois pas que le monde réel compte tant de meurtriers, de prisonniers, de fantômes qui agitent leurs chaînes, de séducteurs et tout ce qui s'en suit.
Ama Dünya Kuvvetleri saldırırsa, bu gezegendeki tüm yaşamı ben de dahil, yok edecekler.
Mais si la Défense Terrestre nous envahit, ils vont détruire toute vie sur ce monde, moi incluse.
Dünya Kuvvetlerinin erkek ve kadınları tüm insanlığın geleceğini avcunuzun içinde tutuyorsunuz.
Hommes et femmes de la Défense Terrestre, le futur de la race humaine tout entière est entre vos mains.
Dünya standartlarında bir Montrachet'in tüm niteliklerini gösteriyor.
Il montre toute la qualité typique du Montrachet. - Santé.
Peki, benimkinde çocuk babasını kurtarmasına yardımcı olmaları için II. Dünya Savaşındaki tüm pilotları toplamak zorunda kalıyor.
Dans le mien, le garçon doit retrouver des pilotes de la guerre 39-45 pour l'aider à sauver son père.
Dünya'nın uzayda süzüldüğünü gördüm. Tüm bunlar, Bay Saxon'un haklı olduğunu kanıtlar.
J'ai vu la Terre suspendue dans l'espace, et tout ça prouve bien que M. Saxon a raison.
Ve bu Dünya'dan yola çıkıp, tüm evreni kan ve büyünün olduğu eski günlerine götüreceğiz.
Et depuis ce monde, nous ferons revenir l'univers... aux anciens temps du sang et de la magie.
Chloe, Dünya'daki tüm insanlar varken Lex'i yoldan çıkarmak için neden seni seçsinler?
Parmi toutes les personnes sur Terre, pourquoi t'a-elle choisi pour agresser Lex?
Radha kaçık insanlarla yaşamanın zor olduğunu tüm dünya bilir.
Radha.
dünya 1278
dünyanın 28
dünyayı 22
dünyada 53
dünyaya 17
dünyalı 32
dünya birliği 17
dünya savaşı 157
dünya küçük 47
dünya değişiyor 17
dünyanın 28
dünyayı 22
dünyada 53
dünyaya 17
dünyalı 32
dünya birliği 17
dünya savaşı 157
dünya küçük 47
dünya değişiyor 17