Uzaklıkta translate French
1,664 parallel translation
Kasaba buradan dört mil uzaklıkta.
La ville est à 6 km dans cette direction.
" Hayatını erişemeyeceğim bir uzaklıkta sürdür.
" Garde ta vie à l'abri de moi.
Bir haftalık uzaklıkta.
- Elle est à l'extérieur pour la semaine.
Buraya iki saat uzaklıkta!
C'est à 2 heures d'ici!
Sadece iki saat uzaklıkta.
À deux heures.
İki kilometre uzaklıkta, iki odalı bir ev kiralayabilirim...
Tu sais quoi? J'ai trouvé des F2 à louer à deux kilomètres d'ici
On dakikalık uzaklıkta.
Seulement à dix minutes.
Burdan 2 mil uzaklıkta.
C'est à 3 bornes.
Patron ölmeden önce, Chiplun'da ana meydandan 40 metre uzaklıkta, chickoo ağacının 120 cm altında 100 milyon sakladığını söyledi.
Sibhash Chandra Bose a dit,'Donnez-moi votre sang.. .. et je vais vous donner la liberté.' Vive l'lnde!
Oğul, havaalanı buradan 25 km uzaklıkta daha erken varacağız.
.. ou alors ils vont arriver en premier. C'était pour quoi?
Ve Batı Virginia sadece 170 km uzaklıkta.
La Virginie n'est qu'à 160 km.
- En yakın ev ne kadar uzaklıkta?
- Où est la prochaine maison?
Tatlım plak dükkanı dört mil uzaklıkta.
Le magasin de disques est à 6 km.
Şu anki konumumuzdan 13.000 ışık yılı uzaklıkta.
À 1 3 000 années-lumière de notre position.
Orası 200 mil uzaklıkta.
C'est à plus de 300 Km.
- 10 dakika uzaklıkta, değil mi?
- C'est à 10 minutes d'ici, non?
Chneg'in son görüldüğü yerden 5 ve 8 km uzaklıkta 3 tane koymalısınız.
Il faut couvrir un périmètre de 5 à 10 km aux alentours du dernier endroit où Cheng a été vu.
Binadan güvenli bir uzaklıkta durmalısınız!
Respectez la distance de sécurité.
Yaklaşık 30 dakika uzaklıkta, Jack.
Il est à 30 minutes de là, Jack.
Öldürüldüğü yer Azize Mary'e bir mil uzaklıkta.
Le champs où elle a été tuée était à 1.5km de St Mary.
Elektriğin kaynağı bir kol boyu uzaklıkta olabilir.
Le choc aurait très bien pu avoir lieu lorsqu'elle avait le bras tendu.
Senin ve benim işime yarı uzaklıkta. 3 tane yatak odası, iki banyo var.
Trois chambres, deux salles de bains, pas d'escaliers pour les invités.
Bize iki saat uzaklıkta.
- Il est à deux heures d'ici.
Evet, bir saat uzaklıkta ama, eğitim için direnmeyeceksin de ne için direneceksin?
- En effet... c'est à une heure d'ici mais... si on ne se bat pas pour l'éducation de nos enfants, alors pour quoi se battre?
Sadece birkaç saat uzaklıkta.
Ce n'est qu'à deux heures d'ici.
Orası 200 mil uzaklıkta.
C'est à plus de 300 km.
Askerlerin telsizinden havai fişek seslerini duydum ve Dodge City de buraya 200 mil uzaklıkta.
J'ai entendu les feux d'artifice dans la radio des Marines, mais Dodge City est à 320 km d'ici.
Bir saat uzaklıkta.
C'est à une heure d'ici.
- Dans salonu ne kadar uzaklıkta? - Bilmiyorum.
La salle des fêtes est loin?
Ofis binası, yaklaşık bir mil uzaklıkta.
Immeuble de bureaux, à moins de 2 km.
5.2 kilometre uzaklıkta, Oraya varmamız 10 dakika sürer.
À 5,2 kilomètres... On y est dans 10 minutes!
Evet ama orası uçakla sadece 2 saat uzaklıkta.
Oui, qui est à deux heures de vol d'ici.
Biliyorsun, buradan 3 saat uzaklıkta küçük şirin bir okul var.
Tu sais, il y a une minable petite école à trois heures d'ici.
Kırk dakika uzaklıkta, gölün kıyısında, eski bir binaya gidiyoruz.
On va dans un lieu éloigné. Un vieux bâtiment près d'un lac à 40 minutes d'ici.
Bobby bize sadece bir kaç saat uzaklıkta.
Bobby n'est qu'à quelques heures d'ici.
Orası Dallas'a yaklaşık 150 km uzaklıkta, bu da demek ki arabayla 20 saat kadar sürer.
C'est à 150 km de Dallas. Ça fait 20 heures de voiture.
Buraya kırk dakika uzaklıkta.
C'est à 40 minutes d'ici.
Ama yarım saatin varsa, bu gün öğleden sonra, buraya 10 dakika uzaklıkta bir site buldum.
- Bien... Mais si vous avez une demi-heure un peu plus tard cet après-midi, Je viens de trouver un produit intéressant à 10 minutes d'ici.
Buraya 30km uzaklıkta bir kasaba.
C'est une petite ville a 30 km d'ici.
- İkimizin evine de aynı uzaklıkta.
À mi-chemin à peu près entre nos apparts.
2 saatlik uzaklıkta. Bir şey olmaz.
Ce n'est qu'à deux heures.
Ne kadar uzaklıkta?
C'est encore loin?
- Burdan 5, 10 dakika uzaklıkta.
- Je serai à 5, 10 minutes.
Söyleyebileceğim tek şey, yaşanabilir bir gezegenin yakınında bile değil,....... ve en yakın geçitten 1 saat uzaklıkta uzayda öylece sürüklendiği.
Il flotte en plein espace, loin des planètes habitables et à une heure sous-lumière d'une porte.
Dört yıl önce Kandahar'a bir saat uzaklıkta çatışma bölgesinde görevlendirildim.
Il y a quatre ans, j'étais chargé de ramener l'ordre dans une zone tendue, du côté de Kandahar.
Onların aldıkları evin nerede olduğunu biliyorum. 6 km kadar uzaklıkta kasabanın sınırlarında.
Je sais où se trouve leur baraque. en bordure de la ville.
Buraya birkaç dakika uzaklıkta.
À quelques minutes d'ici.
İstasyon ne kadar uzaklıkta?
Les stations sont à combien de distance?
Moher kayalıklarından iki adımlık uzaklıkta yaşamış.
Vécu le jet d'une pierre des falaises de Moher.
Rehoboth plajı buradan sadece 90 dakika uzaklıkta.
Rehoboth Beach est à 90 min de Washington.
Bir saatlik uzaklıkta.
- C'est très demandé.
uzaklaşın 97
uzaklaş 262
uzaklık 23
uzaklaşma 31
uzaklarda 21
uzaklara 40
uzaklaşıyor 38
uzaklaş oradan 25
uzaklaşıyorlar 24
uzaklaş buradan 43
uzaklaş 262
uzaklık 23
uzaklaşma 31
uzaklarda 21
uzaklara 40
uzaklaşıyor 38
uzaklaş oradan 25
uzaklaşıyorlar 24
uzaklaş buradan 43