Yapacak çok işim var translate French
342 parallel translation
Yapacak çok işim var.
Je vais être très occupé.
Yapacak çok işim var, önemli şeyler.
J'ai beaucoup à faire, des choses importantes.
Yapacak çok işim var. Sadece birkaç dakika için uğradım.
Je ne fais qu'entrer et sortir.
Çünkü yapacak çok işim var ama kavga edecek zamanım yok.
J'ai pas le temps de discuter.
- Yapacak çok işim var. - Haydi.
- mais j'ai trop de travail.
Yapacak çok işim var.
J'ai beaucoup de travail.
Yapacak çok işim var.
Je veux être seule.
- Yapacak çok işim var. Daha eşyalarımı toplamadım.
- Je n'ai pas fait ma valise.
Bunun bir anlamı yok mu? Biliyorsun, bir saatim ve yapacak çok işim var.
Je n'ai qu'une heure devant moi et j'ai beaucoup à faire.
Yapacak çok işim var.
J'ai des choses à faire, Captain Riley.
Yapacak çok işim var.
Bon, j'ai beaucoup à faire.
Bakın, yapacak çok işim var.
J'ai beaucoup à faire.
Oh, hayır, burada yapacak çok işim var.
Oui, ça s'est décidé rapidement.
Saat 16 : 30'u geçiyor. Benim de yapacak çok işim var.
Il est déjà tard, et j'ai tant à faire.
Alsana. Yapacak çok işim var! Tam bir sevimlilik ve sabır örneğisin!
Es-tu sûre d'avoir vu l'un d'eux prendre la serviette et entrer dans ce bâtiment derrière nous?
Bugün yapacak çok işim var.
J'ai un tas de choses à faire.
- Sen de gelsene. - Hayır, yapacak çok işim var.
Non, j'ai trop à faire au vu des événements récents.
Yapacak çok işim var.
J'ai beaucoup à faire.
Yapacak çok işim var.
J'ai trop de choses à faire.
Yapacak çok işim var.
J'ai beaucoup de travail aujourd'hui.
Yapacak çok işim var.
J'ai des progrès à faire.
Yapacak çok işim var. Şimdi.
Beaucoup de travail m'attend.
Yapacak çok işim var.
J'ai trop de travail ici.
- Çabuk, yapacak çok işim var.
- Grouille-toi, j'ai plein de trucs à faire.
Yapacak çok işim var. Hemen!
J'ai beaucoup à faire... maintenant.
Beni rahat bırak. Yapacak çok işim var.
Laisse-moi.J'ai beaucoup à faire
Yapacak çok işim var.
J'ai beaucoup de choses à faire.
Yapacak çok işim var.
- Non, je suis occupée.
Hala yapacak çok işim var.
J'ai encore du travail.
Tabii ki, eminim. Bugün yapacak çok işim var.
J'ai plein de choses à faire aujourd'hui.
Ben, dostluğun için teşekkür ederim ama gerçekten yapacak çok işim var.
J'apprécie votre compagnie, Tanya, mais je suis occupé.
- Yapacak çok işim var.
- J'ai tellement à faire.
Yapacak çok işim var ve ben tatilde değilim.
Bon, je suis pas en vacances, j'ai du boulot.
Üzgünüm. Yapamam. Yapacak çok işim var.
désolée, mais je ne peux pas.
Ama baba! Burada yapacak çok işim var. Hem sınıf...
Mais je n'ai pas fini de ranger ici et mes cours...
Yarın yapacak çok işim var.
Non, M. Miyagi. J'ai beaucoup de choses à faire demain.
Hiçbir şeye sinirlenmedim. Yapacak çok işim var.
Je ne suis pas fâchée, j'ai du travail.
Endişelenme, yapacak çok işim var.
T'inquiète pas, j'ai des tonnes de choses à faire!
Pekala, yapacak çok işim var.
Bon, j'ai beaucoup à faire.
- Yapacak çok işim var.
J'ai trop à faire
Yapacak çok işim var. Kardeşim Amerika'dan gelecek. İnek keseceğim onun için.
je dois égorger une vache, au cas oû mon frère arriverait à l'improviste.
Yapacak çok işim var.
On a à faire!
Canım, yapacak öyle çok işim var ki.
J'ai tant de choses à faire.
İstediğini aldıktan sonra git, Al. Benim yapacak çok işim var.
Dépêche-toi!
Yapacak çok çok işim var.
Oh, j'ai tant à faire.
Hala yapacak bir çok işim var.
Que disiez-vous sur mon offre?
Yapacak bir iki işim daha var, ama çok uzun sürmez.
J ´ ai á faire, mais je reviens bientôt.
Çok yorgunum ve yapacak bir sürü işim var.
Beaucoup de travail.
Bu gece yapacak çok işim var, Paul.
J'ai à faire.
Yapacak çok işim var.
J'ai trop à faire.
Ufaklık, yapacak o kadar çok işim var ki!
J'ai encore plein de boulot.