Yasalar böyle translate French
65 parallel translation
Yardım etmek isterdim, ama yasalar böyle.
J'aimerais bien mais c'est la loi.
Yasalar böyle.
C'est la loi.
Ziyaret günlerinde bile olmaz ama yasalar böyle.
Même pas les jours de visite, mais c'est la loi.
Federal yasalar böyle efendim.
Lois Fédérales, Monsieur.
Yasalar böyle.
Ce sont les ordres.
Yasalar böyle! Yasalar böyle! Yasalar böyle!
C'est la loi!
- Yasalar böyle.
- C'est la loi.
Nerede olduğu önemli değil. Yasalar böyle.
Peu importe, c'est la loi.
Yoksa bu ismi söyleyene kadar hapse alınacaksınız. Yasalar böyle.
- Vous devez nommer votre témoin, sinon ce sera la prison tant que vous ne le faites pas.
Yasalar böyle söylüyor.
C'est la loi!
Renge, cinsiyete, dine sakatlığa ya da yaşa göre ayrımcılık yapamazsınız, yasalar böyle.
La loi interdit toute discrimination de race, de sexe, de religion, de handicap ou d'âge.
Yasalar böyle, avukatlar da buna saygı göstermek zorunda.
Et en tant qu'avocats, on doit respecter ça.
Bu, bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi adama rağmen yasalar böyle bir şey söylemiyor, bayanlar baylar.
Mais la loi ne dit pas ça, mesdames, messieurs. Malgré ce que ces 7 hommes soutiennent. La loi n'interdit pas de fréquenter ses collègues.
Yasalar böyle gerektirdiği için burada.
Il est là parce que la C.O.B. l'exige.
Bayım, anlamadınız herhalde ama sistem bu ve yasalar böyle işliyor.
Je comprends votre désaccord, mais la loi est ainsi.
Onun hakkında bilgi sahibi olanlar hemen bizi arasa iyi olur. Yasalar böyle diyor.
Quiconque a une information doit appeler illico, c'est la loi.
Yasalar böyle.
- C'est comme ça, c'est la loi.
Yasalar böyle.
C'est ce que dit la loi.
Yasalar böyle.
- C'est la loi.
Yasalar böyle, tatlım.
C'est la loi, ma puce.
Yasalar böyle! Yardım etmeye çalışıyorum.
Candy : c'est la loi, j'essayé juste de t'aider.
Yasalar böyle, Su-Jin fakat ne bileyim, biz ruh ikizi gibiydik.
C'est ce que dit la loi, Su-Jin, mais on était comme faits l'un pour l'autre.
- Yasalar böyle.
- Non. C'est mal.
- Yasalar böyle.
- C'est la putain de loi.
Yasalar böyle işler işte.
C'est comme ça que tu utilises la loi.
Sizi gerçekten anlıyorum ama yasalar böyle diyor.
Je le sais. Seulement 30 jours c'est la loi
Devlet-i Şahanemizin yasaları böyle.
Telle est la loi de notre bien-aimé gouvernement.
Vicdani yasaların hemen hepsini çiğnediniz. - Böyle olsun istemedim.
Je crois que vous et votre mère les avez presque toutes enfreintes, non?
İnsanoğlunun böyle evrensel bir yapı geliştirebileceğine..... bir gerçeklik modeli,..... tartışılmaz yasaların, mutlak doğrunun modelini oluşturabileceğine inanıyor musun?
Penses-tu que l'humanité pourrait concevoir un concept universel, un modèle, pour ainsi dire, de Loi Absolue, de Vérité Absolue?
- Yasalar, böyle bir operasyona izin vermiyor.
On n'a pas le droit de mener ce genre d'opérations.
Ve bütün yumuşaklığıma böyle yasaları çiğneyerek karşılık veriyorsunuz!
Et vous me remerciez de mon indulgence en bafouant ainsi la loi?
Siz insanların böyle şeyleri engelleyen yasaları yok mu?
Vous n'avez aucune loi contre ça?
Ama Anayasa'yı değiştirirsek böyle çılgın yasalar çıkarabiliriz.
Mais si on change la Constitution... Alors, on pourrait faire passer plein de lois ridicules.
Ayrıca fizik yasalarının zamanda yolculuğu teorik olarak kabul ettiğini de biliyorum, ancak insanların fiziksel dayanılıklılığı böyle bir yolculuğu imkansız kılıyor.
Même si la physique permettait un tel voyage, le corps humain ne résisterait pas à cette expérience.
Mahkûmlar içinse böyle yasalar yok.
Il n'y en a pas pour les détenus.
Angel, Kaliforniya yasaları böyle.
C'est obligatoire.
Bana böyle davranmaya devam edemezsin. Yasalar var.
C'est pas humain, tu sais.
Burada insanlar kaderlerine terk edilemez. Senin yasalarının yazılı olduğu güzel... kitaplarda bu böyle olabilir, ama gerçek öyle değil.
- C'est vrai dans tes bouquins de lois, mais pas dans la réalité.
- Böyle durumlarda, eyalet yasaları- -
Et dans ce cas - Hein? !
Bundan böyle Farmington'da federal el koyma yasaları uygulanacak.
Une politique de confiscation des biens sera désormais appliquée à Farmington.
Thumper, Felix'e yaptığının cezasını öyle ya da böyle bir şekilde çekecek bu işi ya yasalar halleder ya da ben.
Thumper va payer pour ce qu'il a fait à Felix. Soit la loi s'en occupe, soit c'est moi qui m'en occupe.
Sen böyle yasaları çiğneyemezsin.
Tu ne peux pas violer la loi.
Florida yasaları tarihinde, hiç böyle yorumlanmamış. Uydurdular.
Ça n'a jamais été interprété ainsi dans l'histoire du droit en Floride.
İsteklerinize saygı duyuyorum fakat eyalet yasaları böyle icap ediyor.
Mais légalement...
İkincisi, onu böyle şeyler söylemesine karşı koruyan yasalar var.
Deuxièmement, il y a des lois l'empêchant de dire ce genre de choses.
Fakat tatlım, böyle görünen bir dadıyı işe almaya karşı yasalar olmalı.
Mais il faudrait une loi pour interdire d'engager des canons.
bundan böyle ABD Anayasası'nı ve yasalarını İkimizde kanunların yeminli temsilcileriyiz.
On est tous deux des représentants officiels de la loi.
Kore yasalarınca senin yaşında biri nasıl araba kullanıyor böyle yahu?
Qu'est-ce qu'est devenu ce pays? Un accident qui arrive dans un pays gouverné par la loi.
Bir süre. İnsanlar yasaları çiğnediğinde böyle yaparız. Tamam, bakın ajan hanım.
Un certain temps. c'est que nous faisont lorsque les gens enfreignent la loie
Eşiniz yasaları çiğnemeye hep böyle meyilli midir?
Votre femme a toujours aussi envie d'aller contre la loi?
Burada, önünüzde şimdiye kadar tabiiyetinde bulunduğum her türlü devlet tabiiyeti ve egemenliğini reddettiğime bundan böyle ABD anayasasını ve yasalarını iç ve dış düşmanlara karşı savunacağıma, bağlılık ve sadakat göstereceğime yemin ederim.
Je déclare, par le présent acte, absolument et entièrement renoncer à toute allégeance et fidélité à toute puissance, potentat, Etat ou souverain desquels j'ai été le sujet ou le citoyen. Je supporterai et défendrai la Constitution et les lois des Etats-Unis d'Amérique contre tout ennemi, qu'il vienne de l'extérieur ou de l'intérieur.
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle bir şey olmayacak 25
böyle şeyler söyleme 28
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle bir şey olmayacak 25
böyle şeyler söyleme 28
böyle konuşma 236
böylelikle 44
böyle olsun istememiştim 16
böyle gelin 49
böyle iyiyim 107
böylesi 17
böyle mi 243
böyle bir durumda 32
böyle işte 52
böyle şeyler 30
böylelikle 44
böyle olsun istememiştim 16
böyle gelin 49
böyle iyiyim 107
böylesi 17
böyle mi 243
böyle bir durumda 32
böyle işte 52
böyle şeyler 30