English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Y ] / Yat aşağı

Yat aşağı translate French

178 parallel translation
Yat aşağı. - Sen, pencerenin camını kır. - Kırayım mı?
Elle va voir ce qu'elle va prendre, quand vous serez partis.
Yat aşağı.
Reste allongé.
Homer, yat aşağı!
Homer, baisse-toi!
İyisi mi, yat aşağı.
Couche-toi.
Yat aşağı ve sus.
Allongez-vous et fermez-la.
Gidip kızlara "Yat aşağı, yatayım aşağı" diyormuş.
Celui qui dit aux filles : "Moi coucher, toi coucher"
Yatağa girip yat aşağıya, duydun mu beni?
Couche-toi, tu m'entends?
Yat aşağı! 50 şınav!
50 flexions.
Yat aşağı!
50 flexions.
Yat aşağı! Yat aşağı!
Assis!
Yat aşağı ve çeneni kapa.
Reste baissé et ferme-la.
Yat aşağı!
Allonge-toi!
Yat aşağı.
Hua-nui, saute.
Yat aşağı!
Baisse-toi.
- Bırak beni, lanet olsun! - Yat aşağı!
- Laisse-moi me lever.
Ve sonra, ona ne istediğini sordum bana, "Yat aşağı, ben üstteyim," dedi.
Puis je lui ai demandé ce qu'il voulait et il m'a répondu : "Toi sur le dos, moi au-dessus."
Yat aşağıya! Eğil! Ellerini arkana koy!
Les mains derrière le dos!
- Yat aşağıya.
A plat ventre.
- Yat aşağı!
- Menteuse!
Yürü hadi, yat aşağı
Allez, au plumard!
Yat aşağı!
Couchez-vous!
Yat aşağı.
Reste tranquille!
Yat aşağı!
Calme-toi, mon grand!
Bay La Cour hummadan yatıyor.Doktor aşağıya kasabaya gelseniz iyi olacak diyor.
Le Dr Livingstone vous réclame.
Aşağıda 12 adam yatıyor, onları zehirlediğini itiraf ettin!
Vous avouez en avoir empoisonné douze!
- Neden aşağı inip onları yatıştırmıyorsun. - Sensiz mi?
- Descends les calmer.
Su kıyısında yatıyor, orada aşağıda.
Je l'ai laissée près de l'eau.
Biz aşağıda yatıyoruz, Lo televizyon seyrediyor.
On dort ici pour pouvoir regarder la télé.
Pencere açıktı ve cansız bedeni aşağıda öylece yatıyordu.
Une fenêtre ouverte, et le corps gisant dans la cour.
Yat aşağı.
- Arrêtez.
Yatın aşağı!
A terre!
Yukarı, aşağı, yukarı, aşağı. Bir hafta büyük bir yatırım, öbür hafta...
Une semaine, des gros versements, la semaine suivante...
Babam hep derdi ki, "Oliver, sana hediye bir at gelirse, üzerine yürü... Ona hafifçe vur, aşağı yatır ve sonra iki elini de kullanarak çenesini aç ve ağzının içine iyice bak."
Mon père disait... si on te donne un cheval... caresse-le... calme-le et avec les deux mains... ouvre ses mâchoires... pour regarder sa bouche.
Diğeri de boynundan aşağısı tutmayan bir hâlde bilinçsizce bir yerlerde yatıyormuş.
L'autre n'est plus qu'une tête sans corps.
Aşağıda yatıyor.
Elle est en bas.
Veya Chiquita'nın boynu birden gerilecek olursa onu hemen yere yatırıyor, sırtında aşağı yukarı yürüyordu müthiş masaj yapıyordu, biliyor musun?
Quand Chiquita avait le torticolis, elle s'allongeait et il lui piétinait le dos en une sorte de massage insensé!
Yemekten hemen sonra ufaklığı yatırıyorum, sonra aşağı eve iniyorum.
Je descends chez moi.
Parçalanmış cesedim aşağıda yatıyor olacak.
Mon cadavre sera quelques étages plus bas. "
"Güneşin alnında yatıyordu, omuz omuza, baştan aşağı yaralı..."
" Étendus sous un soleil de plomb, côte à côte, tête bêche,
Yat yere, başlar aşağı!
A terre!
Yat aşağı!
Au sol!
Tam kapının önüne gelmişti ki, lekeli halıyı gördü. Aşağıya, döşemenin üstüne düştü, ölü gibi yatıyordu.
À peine a-t-elle franchi le seuil et vu la tache qu'elle s'est écroulée par terre, comme si elle était morte.
Aşağı yatın!
Baisse-toi!
Marco hakkında yalan söylemiyormuş. Aşağıda, yerde yatıyor.
Le cadavre de Marco est dans la rue.
Yere yatın! Onu aşağıda tut!
Ne bougez pas!
Yatın aşağı!
Bond en avant! À terre!
Huey aşağıda bir yerde yatıyordu, düşmanla bizim aramızda. Böylelikle onlar daha fazla ateş altında kaldı.
Le Huey, en contrebas entre l'ennemi et nous, a morflé.
Hannah, hemen masanın altına gir. Yat aşağı.
Planquez-vous sous le bureau!
Yere yatın! Herkes aşağı!
À plat ventre!
Haydi, hemen aşağı gidip, bu güzel şeyi bankaya yatıralım.
Elle le sera plus dès qu'on aura encaissé ce papier.
Yatın aşağı!
- Lâche-toi!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]