English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Y ] / Yerinde olsaydım

Yerinde olsaydım translate French

918 parallel translation
" Senin yerinde olsaydım, durmazdım.
Si j'étais toi, je n'attendrai pas.
Ben yerinde olsaydım, ona ağzıma geleni söylerdim.
Si c'était moi, je lui dirais ce que j'ai dans le ventre.
Charlie yerinde olsaydım karıma karşı şeyleri dinlemeyi reddederdim.
Asseyez-vous.
- Hiç zannetmiyorum. Onun yerinde olsaydım dönmeye utanırdım.
Si j'étais lui, je serais honteuse.
Onun yerinde olsaydım açmayacağımı söylemiştim.
Je lui ai dit que je ne le ferais pas à sa place.
Yerinde olsaydım erken öten horozun akıbetini kaçırmazdım.
Á votre place, je ne raterais pas l'occasion de faire une rencontre.
Kurt üzerinde ne şekilde söz sahibisin bilmiyorum ama yerinde olsaydım kendi mutluluğumu düşünme peşine düşerdim.
Je ne sais pas quel pouvoir vous avez sur Kurt... mais je songerais à mon propre bonheur à votre place.
Eğer senin yerinde olsaydım, teslim olurdum.
Ben moi, à ta place... Eh ben... J'irais me dénoncer.
Yerinde olsaydım bunu yapmazdım.
Je ne ferais pas ça, si j'étais vous.
Jekyll, senin yerinde olsaydım, bu teorilerden ulu orta bahsetmezdim.
II vaut mieux ne pas discuter de ces choses.
- Keşke senin yerinde olsaydım.
- J'aimerais être à ta place.
- Senin yerinde olsaydım... - Evet.
Si j'étais vous...
Senin yerinde olsaydım, gider kapısına dayanırdım.
Pourquoi? Á votre place, l'amant, je filerais là-bas.
Yerinde olsaydım burnumu bu işe sokmazdım.
Je n'aurais jamais fait ça si j'étais à ta place.
Yerinde olsaydım benim ödüm patlardı.
Á ta place, j'aurais une peur bleue.
Bu arada, yerinde olsaydım o deftere bir şey olmasına izin vermezdim.
En attendant, je ne laisserais pas ce livre n'importe où, à votre place.
Yerinde olsaydım, konyağa da devam etmezdim.
- Essayez de dormir. Et plus de cognac.
Eğer yerinde olsaydım Teğmen, hemen tabanları yağlardım buradan.
À votre place, je décamperais.
Senin yerinde olsaydım yükselmek için Mark'ı vururdum.
Dis à Mark de t'augmenter.
Bu insanlar bu kadar zorluk içinde olduğu için çok sıkıntılıdır ve onun yerinde olsaydım, hiç kimsenin planlarımı bozmasını istemezdim.
Il s'est donné du mal pour les mettre dans ce pétrin. Et à Sa place, je ne voudrais pas qu'on contrarie mes desseins.
Senin yerinde olsaydım Harriet, gidip Bogey'le bir güzel oynardım.
À ta place, Harriet, j'irais jouer avec Bogey.
Senin yerinde olsaydım ona dikkat ederdim.
Ça te suffit? À ta place, je la surveillerais.
Senin yerinde olsaydım onunla şimdilik tanışmazdım.
Si j'étais toi, je resterais loin d'elle.
Senin yerinde olsaydım, Chuck-A-Luck hakkında böyle aleni konuşmak istemezdim. Neden olmasın?
Évite de parler de Chuck-A-Luck si ouvertement.
Şimdi senin yerinde olsaydım ne yapardım biliyor musun?
Je n'ai qu'un conseil à vous donner.
Yerinde olsaydım başka bir iş denerdim, şilte deneme işi falan!
Si j'étais vous, je réorienterais ma carrière. Essayeur de matelas, peut-être?
Belki, senin yerinde olsaydım böyle düşünmezdim.
Peut-être pas, mais je ne parierais pas là-dessus à ta place.
Danglard'ın yerinde olsaydım, arazinin belgelerini değiştirirdim.
Si j'étais à la place de Danglard, je tacherais de récupérer les titres dé propriété du terrain.
Doğrusu, "Onun yerinde olsaydım."
"Si c'était moi..."
Keşke senin yerinde olsaydım.
J'aimerais être à ta place!
Eğer senin yerinde olsaydım Joe, bunun bir kaza olduğunu raporumda yazardım.
À votre place, Joe, je dirais que c'était un simple accident.
Siz ikinizin yerinde olsaydım, hangi tarafta yer alacağımı seçmeye başlardım.
Si j'étais vous, je choisirais mon camp.
Senin yerinde olsaydım beklentilerimi bu kadar yüksek tutmazdım Bo.
Je ne viserais pas trop haut, à ta place, Bo.
Biliyor musun, Cass, yerinde olsaydım, farklı bir iş düşünmeye başlardım.
A votre place, je chercherais un autre métier.
Yerinde olsaydım, kabul etmezdim.
A ta place, je ne l'accepterais pas.
Eğer onların yerinde olsaydım böyle bir bilgi için iyi bir miktar öderdim.
À leur place, j'offrirais une grosse récompense pour ce genre d'information.
Şimdi, eğer onun yerinde olsaydım, tek parça halinde beni bu kasabadan çıkaracak bir şansım olsun isterdim.
Si j'étais à sa place, je profiterais d'une occasion pour quitter le coin en vie.
Yerinde olsaydım buna güvenmezdim.
Je ne compterais pas là-dessus si j'étais vous.
Yerinde olsaydım onları durdururdum.
Je cesserais, si j'étais vous.
Senin yerinde olsaydım ne yapardım, biliyor musun Robbins?
Tu sais ce que je ferais à ta place?
Ona, onun yerinde olsaydın açmayacağını mı söyledin?
Tu lui as dit que tu ne le ferais pas à sa place.
Yerinde olsaydım ve bir şeyler bulsaydım...
- Il y a un problème?
Keşke senin yerinde orada yatıyor olsaydım. Ve keşke bu kitabı ilk defa okuyor olsaydım.
Je pourrais presque souhaiter être allongé ici à ta place si ça signifiait relire ce livre pour la première fois.
Eğer onun yerinde sen olsaydın, sana gözünü kırpmadan yardım ederdi, biliyorsun.
Si c'était l'inverse, il t'aiderait.
Sürekli keşke onun yerinde ben olsaydım demiştim.
J'aurais tant voulu lui donner un peu de ma force.
Frank senin yerinde olsaydım, bir avukat tutardım.
A votre place, j'appellerais un avocat.
Ama ben Brutus olsaydım, ya da Brutus Antonius'un yerinde olaydı öyle bir Antonius olurdu ki akıllarınızı başlarınızdan alır Sezar'ın her bir yarasını bir dile çevirip Roma'nın taşlarını yerinden oynatır, ayaklandırırdı sizi!
Mais si j'étais Brutus et que Brutus fût Antoine, là, Antoine vous remuerait le coeur et ferait parler chaque plaie de César, entraînant jusqu'aux pavés de Rome à la révolte!
dünyada hiç kimse Peter'in iyiliğini benden daha fazla isteyemez... ama senin yerinde ben olsaydım - ve bana inan, senin iyiliğin için söylüyorum -
Personne au monde n'aime plus Peter que moi, mais si j'étais à ta place - Et crois-moi, je le dis pour ton propre bien -
Abimin yerinde olsaydım...
Eh bien, si notre frère ne nous attendait pas -
Yerinde olsaydım, hücrenin karşısında otururdum.
Tu ferais mieux de rester face à eux.
Yine de şanslısın, ben olsaydım onun yerinde suyun altında tutardım kafanı!
Tu as eu de la veine de t'en tirer. Avec un type comme lui...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]