English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Ç ] / Çok yaşlıyım

Çok yaşlıyım translate French

423 parallel translation
"Çok yaşlıyım!"
Je suis trop vieux
Komşuların çocuklarıyla oynamak için çok yaşlıyım, Cora.
Je n'ai plus l'âge de jouer avec les petits des voisins.
Çok yaşlıyım.
Je ne suis plus assez jeune.
Savaşmak için çok yaşlıyım.
Je suis trop vieux pour me battre.
Eskiden kayardım ama artık çok yaşlıyım.
- je suis trop vieux maintenant.
Artık bu saçmalıklar için çok yaşlıyım.
Je suis trop vieille pour ces bêtises.
Olmaz Nick. Çok yaşlıyım.
Nick, je suis trop vieille.
70 yaşındayım. İsyan etmek için çok yaşlıyım. Otoriteye başkaldırmak için çok yaşlıyım.
J'ai 70 ans, je suis trop vieux pour me rebeller, trop vieux pour défier l'autorité...
Gecenin bu vaktinde herkes işlerinin acil olduğunu düşünür. - Ama ben çok yaşlıyım.
A une heure pareille, il n'y a que des urgences, mais je suis trop vieux.
Bak İngiliz. Ben senden çok yaşlıyım.
Anglais, je suis de beaucoup votre aîné!
Bunun için çok yaşlıyım.
À mon âge! Je crois que je n'oserais plus!
Bu tür şeyler için çok yaşlıyım.
Je suis trop vieux, ça me dépasse.
Çok yaşlıyım.
J'ai passé l'âge.
Sirk için çok yaşlıyım. Devam edemem. İstemiyorum.
Je suis trop vieux pour le cirque.
Ben umutsuz vakayım. Artık tercihlerimi değiştirmek için de çok yaşlıyım.
Je suis un cas désespéré, trop vieux pour changer mes goûts.
Ama tekrar yenidan başlamak için çok yaşlıyım.
 Mais je suis trop vieux  pour repartir à zéro,
Bu katillerden kaçıp kurtulmak için çok yaşlıyım, Julie.
 trop vieux pour courir,  pour échapper aux assassins.
Evet, sanırım kıskanırdım. Çünkü sen çok gençsin ve ben çok yaşlıyım. - İkinizi de sevmem de cabası.
Oui, je crois, vous êtes jeunes, je suis vieux et je vous aime tous les deux.
Çevremdekilere soracağım. Ama çok zor. Çok yaşlıyım.
J'ai discuté avec quelques amis, mais... ils m'ont dit que c'était difficile, à cause de mon âge.
Bu kadar merdiveni çıkmak için çok yaşlıyım.
Une pareille ascension n'est plus de mon âge!
Ben onun için çok yaşlıyım.
Et je suis un peu vieux pour elle.
... Ve yeni birine alışmak için çok yaşlıyım.
Et je suis trop vieille pour m'habituer à une autre.
- Hediye almak için çok yaşlıyım.
- Je suis trop vieille pour ça.
Bu tür şeyler için çok yaşlıyım.
Je suis trop vieux pour marivauder.
Hayır, ben çok yaşlıyım.
Non.
Çok tatlısın ama korsemle ortalıkta dolaşmak için çok yaşlıyım.
Je suis trop vieille pour me promener en chemise.
Artık savaşmak için çok yaşlıyım.
Je suis trop vieux pour me battre.
Bu tür şeyler için çok yaşlıyım ben. Üstelik bir Volkswagen'in içinde.
Je suis trop vieux pour ça - dans une Volkswagen en plus.
- Çok yaşlıyım.
- Je suis trop vieille.
- Ben oyun oynamak için çok yaşlıyım.
- Je suis trop vieux pour jouer.
Bunun için çok yaşlıyım.
Je choisis l'intérieur de mon cercueil.
Taki "çok yaşlıyım" dedi.
Taki a dit : "Je suis trop vieux."
Susanna'ya göre çok yaşlıyım, bu mu?
Trop vieux pour Susanna, c'est ça?
Bu şeylerden heyecanlanmak için çok yaşlıyım.
J'en ai trop vu pour me laisser émouvoir par ça.
Senin için çok yaşlıyım galiba.
Je suis trop vieux pour vous.
Evladım, ben bunun için çok yaşlıyım.
Oh non, ce n'est plus de mon âge, mon enfant.
Ama, Ichi-san, ben çok yaşlıyım...
Mais, Ichi, je suis trop vieille...
Ben çok yaşlıyım.
Moi, je suis vieux.
Dikkat etmek için çok yaşlıyım.
Je suis trop vieux.
Oh, yo. Çok yaşlıyım.
Je suis trop vieux.
Sevimli olmak için çok yaşlıyım.
Je suis trop vieille pour l'être.
Çok yaşlıyım.
Je suis si vieux.
Senden çok daha yaşlıyım canım.
Je suis beaucoup plus vieille que vous, ma chère.
Sorun şu ki, ondan çok daha yaşlıyım ve şu anda hiç param yok.
Je suis beaucoup plus âgé qu'elle... et je n'ai pas le sou.
- Geçen yıl 17'diydin. - Çok genç mi, çok yaşlı mı?
Tu en avais 17 l'année dernière.
Değişiklik için çok yaşlıyım efendim.
Je suis trop vieux pour changer.
Artık takatsiz ve çok yaşlıyız yavaş yavaş da olsa, inançlarımızı öğretmek için çok yaşlıyız.
"Nous sommes devenus trop vieux et trop faibles désormais " pour prétendre guider quiconque sur le chemin de l'existence. "
Çünkü pek çok şey için yaşlıyım, Samarra, Ama ben ölmek için çok gencim.
Parce que je suis trop vieux pour beaucoup de choses, Samarra, mais je suis trop jeune pour mourir.
İnanmak için çok yaşlı ve çok yaralıyım.
J'ai trop mal pour croire.
Senden oldukça yaşlıyım Simon ve bu ezoterik öğretiler üzerinde çok çalışma yaptım.
Je suis bien plus âgé que vous... et j'ai bien étudié ces doctrines ésotériques.
O çok yaşlı. Ben çok hızlıyım.
Il est vieux, et moi rapide.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]