English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Ö ] / Ögrendi

Ögrendi translate French

2,491 parallel translation
Belki Dr. Elliot konuyu öğrendi ve sen de onu öldürdün.
Peut être aussi, comment le Dr Elliot a tout découvert, et vous l'avez tué.
Belki de kızcağız bilmemesi gereken şeyler öğrendi.
Peut-être est-elle tombée par hasard sur quelque chose qu'elle n'était pas supposée apprendre.
Bir şeyleri koyvermeyi öğrendi cidden.
Il a vraiment appris à laisser les choses aller
Bizim için bir saire tuttu ve beni oraya götürmeye gelmişti ancak Kiril öğrendi.
Il nous a trouvé un appartement Et il passe me prendre pour m'y emmener, mais Kiril l'a découvert.
Babam sizin geldiğinizi öğrendi, sonra da onu götürdü.
Mon père a su que vous veniez et l'a emmenée.
Çünkü o biraz... Her neyse, öğrendi sonunda.
Bref, elle s'en charge...
İddiaya girerim 30 %'umu öğrendi?
J'en déduis qu'il sait pour mes 30 %?
Nasıl öğrendi - Cadı olduğumuzu nasıl mı öğrendik?
- Comment as-tu su que... - Nous sommes des sorciers?
Tyler Faris de bunu öğrendi?
Et Faris l'a découvert?
Onu öldürmediğini öğrendi. Ama o notu bizim yazdığımıza dair hiçbir fikri yok.
Il a compris qu'il l'avait pas tuée, mais il ignore qu'on a écrit le mot.
Anılarına sahip olduğum kadın Quantico'ya gitti, yani bunun nasıl olduğunu öğrendi...
La femme dont j'ai les souvenirs... À Quantico, elle a appris à faire ça.
Her neyse, Paul, en iyi arkadaşım, bir Angelic olduğunu öğrendi.
Paul, mon meilleur pote, a découvert qu'il est un Angélique.
Santana sırrımı öğrendi ve sadece bir tane dileği var.
Santana a découvert mon secret, et elle n'a qu'un seul voeu. C'est quoi?
Diyelim ki kızınız gerçek ailesinin kim olduğunu öğrendi ve milyonlarca doların mirasçısı olduğunu biliyordu..
Admettons que votre fille ait retrouvé sa famille biologique et ait appris qu'elle pouvait hériter de dizaines de millions...
Elbette, patron Man-gil bunu öğrendi.
Le patron a eu vent de cette affaire.
ve Lynette, ayrıldıktan sonra Tom'un başladığı ilişkiyi öğrendi
Et Lynette découvrit que depuis leur séparation, Tom avait des rendez-vous galants.
Ben Mike'ın geçmişini öğrendi.
Ben découvrit le passé de Mike...
Ve Ben'in yeni projesinin yerini öğrendi.
... et découvrit les lieux du nouveau projet de Ben.
Adamın bunu yaptığını öğrendi.
Elle a découvert ce qu'il faisait...
Babam öğrendi, sonra da çekti gitti.
Mon père l'a appris, et il est parti.
Ama sonra, kanama başladı, sonuçta beni acile götürmesi için ona ihtiyacım vardı, ve sonunda öğrendi.
Mais après, j'ai saigné, et j'ai fini par avoir besoin qu'il me conduise aux urgences, c'est là qu'il a tout découvert.
Claudia hamile olduğunu öğrendi, ve doğurmayı istedi, Kasey'nin aksine...
Claudia découvre qu'elle est enceinte, et elle décide de le garder... contrairement à Kasey.
Çocuklar yerinizi öğrendi.
Les enfants ont découvert vitre emplacement.
Her şeyi öğrendi.
Il sait tout.
Fakat Matt, Jack'in hafızasının geri geldiğini nasıl öğrendi?
Comment Matt aurait-il su que Jack retrouvait la mémoire?
Jake olayı çözdü herhâlde, senin müşterilerinin anahtarlarının bir kopyasını çıkarıp evlerini soyduğunu öğrendi galiba?
Jake a fini par capter. Que vous copiez les clés des clients pour les cambrioler.
- Hayır, bir şekilde öğrendi herhâlde.
- Non, mais il a dû le savoir.
En kısa yolun Bay Bertram'ın sınıfından olduğunu öğrendi
Le chemin le plus rapide passait par l'atelier.
Güney Kore bunu öğrendi.
La Corée du Sud a découvert que...
En olası senaryo bir kişi Oliveri öldürdü diğer bir kişi bunu öğrendi ve kazançtaki payı alma karşılığında susmaya karar verdi.
Le scénario le plus probable est que quelqu'un l'a tué pour le ticket, les autres l'ont compris et ont vendu leur silence pour toucher l'argent.
Dersini öğrendi.
Il a appris sa leçon.
Sürekli tümörleri alışını izleyeceksin ve ilk kez bir batını açtığında insanlar "Aman Tanrım, nasıl bu kadar hızlı öğrendi?" diyecek.
Tu la regardera réséquer des tumeurs et quand tu ouvrira ton premier abdomen, les gens diront : " Bon Dieu. Comment a-t-elle appris ça si rapidement?
"Bunu nasıl bu kadar çabuk öğrendi?"
Hein? Comment a-t-elle appris si vite?
Artık her şeyi öğrendi, Hayden.
Voilà, elle sait tout, Hayden.
Walker nasıl öğrendi?
Comment Walker l'a-t-il su?
Ama bu bildiklerini sınıfta değil yatakta öğrendi.
Elle a tout appris au lit, pas en classe.
Claire buna karıştığımı öğrendi ve senin tabirinle doğru bulmadı.
Claire a découvert ce que je faisais. Et elle l'a vu... d'un mauvais œil.
Belarus'tayken öğrendi parayı.
Après l'avoir appris en Biélorussie.
Andrew Paris'te olduğumu öğrendi.
Andrew a découvert que j'étais à Paris.
Marty koçluk hakkında ne biliyorsa benden öğrendi.
Tout ce que Marty sait à propos du coaching, je lui ai appris.
Dediğim gibi, Marty koçluk hakkında öğrendiği her şeyi, benden öğrendi.
Comme j'ai dit, tout ce que Marty sait à propos du coaching, je lui ai appris.
Tyler da tüm yaz boyunca Grayson'ların yaşam stilini öğrendi.
{ \ pos ( 190,210 ) } Tyler a vécu à la Grayson tout l'été.
Çoğunu kendi öğrendi.
- Il a trouvé tout seul.
Bethany geçen ay kıyıdan sadece 3 km açığa benzin atıklarını döktüklerini öğrendi.
{ \ pos ( 192,230 ) } Bethany les a montrés du doigt pour avoir déversé du benzène { \ pos ( 192,230 ) } dans l'océan, à deux miles des côtes.
Oğlunun gerçekten hayatta olmadığını öğrendi.
Il a compris que son fils était mort.
Oska öğrendi.
Oska a tout découvert.
O zaman annen çoktan öğrendi mi?
mère le sait aussi?
Yerel ağ sayesinde, bütün şirket her şeyi öğrendi.
Je l'ai appris il n'y a que quelques jours.. J'ai dit que ça me suffisait.
Harikaydı, ama sonra en iyi dostum Benny, bunu öğrendi.
GNOMÉO : Jusqu'à ce que Benny, mon meilleur ami, nous découvre.
Poopsie, bana göz kulak olmayı öğrendi.
Proutie est dressée à veiller sur moi.
The Times ve AP altı kişinin kaçtığını öğrendi. Kim olduklarını ve Kanadalılarla saklandıklarını biliyorlar.
Le Times sait qu'il y a 6 évadés et qu'ils se planquent avec les Canadiens.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]