Öyle olduğunu biliyorum translate French
390 parallel translation
Tabii ki, öyle olduğunu biliyorum.
Bien sûr. Je le savais bien.
Öyle olduğunu biliyorum.
Tu l'es.
Ama aldın. Öyle olduğunu biliyorum.
- Mais vous l'avez préparé!
Öyle olduğunu biliyorum, yoksa arkadaşlık yapmazdın ama...
Je sais, sinon il ne serait pas votre ami.
Öyle olduğunu biliyorum, fakat bize yardım etmek istersiniz sanırım.
Je pense que vous voulez nous aider.
Öyle olduğunu biliyorum.
Je le sais.
Evet Tommy. Öyle olduğunu biliyorum.
Je sais.
- Çok önemli bir şey. - Öyle olduğunu biliyorum.
- C'est très important.
Öyle olduğunu biliyorum.
Je le sais. Alors?
Evet, öyle olduğunu biliyorum.
Oui, je sais.
.. ve artık öyle olduğunu biliyorum..
Maintenant, je suis écœuré.
- Öyle olduğunu biliyorum.
- J'en suis sûre.
Öyle olduğunu biliyorum, Pete.
Oh, je sais, Pete.
Öyle olduğunu biliyorum, Carrie Virginia. Öyle olduğunu biliyorum.
Je sais, Carrie Virginia.
Evet, öyle olduğunu biliyorum.
Allo? Oui, je sais.
Öyle olduğunu biliyorum.
Je sais que vous n'avez rien.
- Öyle olduğunu biliyorum.
- C'est le cas, je le sais.
Jerry, o kadar fazla olmasa da senin de öyle olduğunu biliyorum.
Et je sais que vous êtes aussi humain que nous, si ce n'est plus.
Öyle olduğunu biliyorum.
Moi, oui.
- Öyle olduğunu biliyorum.
- J'en suis sûr.
Zeki birisin, öyle olduğunu biliyorum.
Un garçon si intelligent.
Öyle olduğunu biliyorum Ralphie.
Je sais, Ralphie.
- Bebeğim, öyle olduğunu biliyorum.
- Chérie, je sais que c'est vrai.
- Onu artık tanıyorum. Neden öyle olduğunu biliyorum.
Je viens d'apprendre... pourquoi elle est comme elle est.
Öyle olduğunu biliyorum.
Je sais, je sais.
İçin rahat değilmiş gibi davranma. Öyle olduğunu biliyorum.
Ne fais pas cette tête-là, je sais que tu es soulagé.
- Öyle olduğunu biliyorum.
- Et comment!
Öyle olduğunu biliyorum.
Je sais que vous l'êtes.
Aslında sen iyi ve nazik bir adamsın. Öyle olduğunu biliyorum.
T'es une bonne pâte, au fond.
Oh, öyle olduğunu biliyorum.
Je n'en doute pas.
Öyle olduğunu biliyorum.
Vous le savez très bien.
Aptalca olduğunu biliyorum ama öyle.
Mais c'est vrai, il adore cette chanson.
Öyle olduğunu biliyorum.
Je sais.
- Biliyorum, öyle olduğunu.
- Je sais bien.
Öyle demek istemedim. Çok nazik biri olduğunu biliyorum.
J'apprécie votre bonté.
- Öyle olduğunu biliyorum.
- C'est un fait.
Biliyorum ki sen bir palavracısın, sen de öyle olduğunu biliyorsun.
Je sais que vous êtes un imposteur et vous le savez.
Charles'ın ne olduğunu biliyorum ; sen de öyle.
Je sais qui était Charles, et toi aussi.
- Öyle mi? Annenin İngiliz olduğunu Drury Lane Tiyatrosu'nda genç bir yetenek olduğunu ve senin aynen ona benzediğini biliyorum.
- Je sais que ta mère était anglaise c'était une jeune première au théâtre de Drury Lane et tu es son portrait craché.
Çünkü başkaları için yaptığınız şeyin farkına vardığınız vakit adım gibi biliyorum güç ve ayrıcalığın sizde olduğunu bilerek başkalarının hizmetinde olarak kendinize olan saygınız öyle bir artacak ki, bu saygı kibirden değil tevazudan ileri gelecek.
Je sais que lorsque vous aurez réalisé ce que vous faites pour autrui, votre amour-propre en sortira gratifié, non par vanité mais par humilité, connaissant votre capacité à aider les autres.
Erna, öyle olduğunu biliyorum.
J'en suis certaine, Erna.
Öyle olduğunu çok iyi biliyorum.
Je sais que c'est absolument comme ça.
Senin için ne kadar anlamlı olduğunu, biliyorum ve benim için de öyle.
Je sais combien ça vous tient à coeur. Pour moi, c'est pareil.
Güvenilmez birisi olduğunu biliyorum ama sonuçları gördüm! Kızınız da öyle!
Je sais, il est instable, mais j'ai vu le résultat et votre fille aussi.
Öyle olduğunu biliyorum.
Je sais ce que tu fais.
- Hayır. Öyle bir şey görmedim ama nehirin orada olduğunu biliyorum
Je n'ai pas vu de cours d'eau, mais je sais que quelque part il existe.
Öyle olduğunu ben şahsen biliyorum.
J'ai une connaissance personnelle qu'il en est ainsi.
- İsmimin ne olduğunu biliyorum. - Öyle mi?
- Je sais comment je m'appelle.
Davranışlarının garip olduğunu biliyorum. Ama John genelde öyle normal ve uyumlu ki.
Je sais qu'il a un comportement étrange, lui qui est si normal et équilibré, John.
Onda, Öyle olduğunu biliyorum.
Il l'a. Je sais qu'il l'a.
Öyle haklıyım ki, nereye ait olduğunu biliyorum.
J ´ ai tellement raison, queje sais où tu de vrais être.
öyle olduğunu biliyorsun 31
öyle olduğunu sanmıyorum 25
olduğunu biliyorum 33
biliyorum 15888
biliyorum tatlım 44
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorum baba 24
biliyorum biliyorum 28
öyle olduğunu sanmıyorum 25
olduğunu biliyorum 33
biliyorum 15888
biliyorum tatlım 44
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorum baba 24
biliyorum biliyorum 28
biliyorum efendim 52
biliyorum ki 71
biliyorum bunu 16
biliyorum anne 31
biliyorum işte 83
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
biliyorum ki 71
biliyorum bunu 16
biliyorum anne 31
biliyorum işte 83
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle mi diyorsun 87
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle mi diyorsun 87
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81