English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Biliyorum

Biliyorum translate French

195,524 parallel translation
Flep yapmaya ne zaman gerek var, ne zaman gerek yok biliyorum.
Je sais quand une greffe de peau est nécessaire ou non.
Atlatabileceğini biliyorum. Ayrıca uzun bir süre bulunamayacak bir donör yerine kesin olan bir şeye bel bağlamayı tercih ederim.
Aussi, je préfère investir dans quelque chose de sûr que d'attendre un donneur qui ne pourrait bien ne jamais arriver à temps.
Biliyorum. Tahlil sonuçları geldi.
Je sais.
İyi niyetli olduğunu biliyorum ama babam- -
Je sais que tu voulais bien faire, mais mon père est...
- Annenin adını da biliyorum.
- Je connais celui de ta mère.
Biliyorum çünkü oradaydım.
Je le sais, j'étais là.
Evet yani onun suçlu olmadığını biliyorum.
Oui, je sais qu'elle ne l'est pas.
Bunu yapanın sen olmadığını biliyorum.
Je sais que ce n'était pas ta faute.
- Biliyorum.
Je sais.
Evet, biliyorum. Bir gece gelirim o zaman bitiririz diye düşündüm.
Je pense que je peux venir un soir, et nous le finirions.
- Yapıştırıcı nasıl çalışır biliyorum.
Je connais le fonctionnement de la colle.
Biliyorum. Arkadaşlarının ölümüyle aran nasıl peki?
Je sais, mais comment tu réagis quand tes amis meurent?
- Beni önemsediğini biliyorum.
Je sais que tu te soucies de moi.
Gerilediğimde hayal kırıklığına uğradığını biliyorum ama bilinçli olarak yapmıyorum, kendiliğinden oluveriyor.
Je sais que tu es frustrée quand je fais des pas en arrière, mais je ne veux pas le faire, je le fais.
Hepimizi rollerimizin farkında olduğunu ve diğerimizin katkısını küçümsememem gerektiğini biliyorum.
Je sais que chacun de nous a son propre rôle et je ne devrais pas minimiser chaque contributions.
Tanrı kompleksin olduğunu biliyorum Walter, ama toprağı durdurmaktan bahsediyorsun.
Je sais que tu te prends pour Dieu Walter, mais tu parles d'arrêter la terre.
Biliyorum, sadece daha iyi bir yolu olsun istedim.
Je sais, j'aurais aimé qu'il y ait une autre solution.
İçten içe biliyorum.
Je peux le sentir.
Yasadışı paramın bir kuruşunu bile istemediğini biliyorum.
Je sais que tu n'as jamais accepté mes gains mal-acquis.
Bak, içinden gelen ilk işin onu araman olduğunu biliyorum ama şirket için...
Je sais que ton premier réflexe serait de l'appeler, - mais pour le cabinet...
- Biliyorum işte.
Je le sais, c'est tout.
Biliyorum ama...
Je sais, mais...
Jer rahatsız oluyor biliyorum.
Ça perturbe Jer. Désolé.
Bu numarayı biliyorum.
Je connais ce nombre.
Evet ne olduğunu biliyorum teşekkürler.
Je le sais bien, merci.
Evet senatör çok para kaybettiğinizi biliyorum.
Oui, Sénateur, je comprends que vous avez perdu de l'argent.
- Merhaba. Biliyorum. NSA, e-maillerini göndermişti.
Je sais, la NSA m'a envoyé certains de vos emails.
Bunun senin için kolay olmadığını biliyorum.
Je sais que ça n'a pas été facile pour vous.
Resmen tanıştığımızı sanmıyorum ama Colin Sweeney'i tanıdığını biliyorum ve onun adına ifade vermende sana ihtiyacı olabilir.
Nous n'avons pas été présentés, mais vous connaissez Colin Sweeney, et il aurait besoin que vous témoigniez en sa faveur.
- Evet biliyorum.
- Je sais. - C'est le cas?
Zor olduğunu biliyorum.
Je sais que ça a été difficile...
Geçmiş birkaç ayın sana zor geldiğini biliyorum ve doğru veya yanlış olsun ailenin hareketleri yüzünden suçluluk hissediyorsun.
Que ces derniers mois ont été difficiles pour toi, et que tu te sens, à tort ou à raison, coupable des actions de tes parents.
İnsanların ilişkimizi yargılayacağını biliyorum.
Je sais que les gens vont nous critiquer.
Masallardaki gibi romantik olmadığını biliyorum.
Je sais que ce n'est pas un conte de fées.
Üzgünsün biliyorum.
Je sais que tu es énervée.
Evet biliyorum Daniel, ben de tam o kısımdayım.
Oui, je le sais, et je m'apprête à le faire.
Biliyorum biraz süpriz olmuştur.
Je sais que ça peut-être un chouïa surprenant.
Müzik hakkında oldukça çok şey biliyorum, teşekkürler.
J'en connais beaucoup sur la musique, merci.
Cehennem gibi şeyler yaşadığını biliyorum.
Je sais que vous avez traversé l'Enfer.
Sanırım davaya nasıl tekrar dahil olacağımı biliyorum.
Je crois savoir comment retourner sur cette affaire.
Orada olduğunu biliyorum.
Je sais que vous êtes là.
İkinizin planı olduğunu biliyorum.
Je sais que vous avez des plans.
Biliyorum bu akşam burada.
Je sais qu'elle est là ce soir.
Elbette biliyorum, biraz tartışmıştık.
Bien sûr que non, on... on se prenait la tête.
Kocamın öfkesi tam tersini söylüyor, biliyorum, ama bunu medeni yollardan hallediyoruz... Avukatımız aracılıgıyla.
Je connais le caractère de mon mari suggère autre chose, mais on négocie ça de manière civilisée...
An meselesi oldugunu biliyorum.
Je sais que c'est une question de temps.
Sanırım sınıfın yerini biliyorum.
Je crois que je connais que la classe.
İlk seferin oldugunu biliyorum, ama...
C'est ta première fois, mais...
Yardım etmeye calıstıgını biliyorum... ama, bu konuda bana yardım edebilecegini sanmıyorum.
Je sais que tu essaies d'aider, mais je crois pas que tu puisses m'aider avec ça... pour l'instant.
- Biliyorum.
- Je sais.
Biliyorum.
Je sais.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]