Ama bu şekilde değil translate Portuguese
227 parallel translation
Bu gece hareket istiyordum, ama bu şekilde değil.
Queria ficar tocado, esta noite, mas não assim.
Ama bu şekilde değil. Aldatılmalarını istemiyorum ve bunun bir parçası olmayacağım!
Não têm que ser enganados, e eu não tenho que ser parte disso!
Geri geleceğimi hep biliyordum ama bu şekilde değil.
Sempre soube que voltaria, mas näo desta forma.
Evet ama bu şekilde değil.
- Está bem, mas não assim. - Deveríamos...
- Evet, ama bu şekilde değil.
- Sim, mas não o fazem assim.
Kesinlikle. Bizim zamanımızda bile mümkündü, ama bu şekilde değil.
Absolutamente possível, mesmo em nossa época.
İzin vermem. - Ama bu şekilde değil.
- Não vou deixá-lo fazer mal ao Alfie.
Ama bu şekilde değil! Gelin bakalım.
Quero viver mas assim não!
İsterdim. Ama bu şekilde değil.
Mas não desta maneira.
Ama bu şekilde değil.
Mas nada como isto.
Evet, elbette var... ama bu şekilde değil.
Bem, sim, claro que temos... mas não assim.
Bizim önderimiz olasın istedim, ama bu şekilde değil.
Eu queria-te como nosso líder, mas não desta maneira.
Faith, sana yardım edebilirim. Ama bu şekilde değil, tamam mı?
Posso estar aqui para te apoiar, mas não assim, está bem?
Ama bu şekilde değil, Jim.
Mas não assim, Jim.
Bu onlara dediğim şey. Ama bu şekilde değil.
Foi o que eu lhe disse, Fiona, por outras palavras.
Buradan çıkacağım ama bu şekilde değil.
Eu vou sair daqui, mas não desse jeito.
Ama bu şekilde değil.
Mas não assim.
Adımın Daily Planet'da olmasını isterim, ama bu şekilde değil.
Sempre quis o meu nome no Daily Planet, mas não assim.
Hep sonsuza dek bir yerlerde olmak istemişti ama bu şekilde değil.
Ele sempre quis andar o resto da vida à deriva. Mas no Sudoeste americano.
Evet, ama bu şekilde değil.
Bem, isso não, não queria.
- Evet, ama bu şekilde değil.
- Queria, mas não desse jeito.
Tarih kitaplarına geçmek istediğini biliyorum, ama bu şekilde değil.
Eu sabia que querias fazer parte dos livros de História, mas não desta maneira.
Evet, ama bu şekilde değil.
- Mas não desta forma.
Şarkıyı seviyorum ve bu videoda cidden oynamak istiyorum. Ama bu şekilde değil!
Adoro a canção e realmente quero participar no teledisco, mas não o consigo fazer assim, sabes?
- Ama bu şekilde değil.
- Mas não assim.
Ve bu şekilde kalmaya niyetliyim, ama siz değil.
Minha saúde é excelente, e eu vou continuar assim, não posso dizer o mesmo de si.
Bu bazı şeyleri telafi eder ama hoş bir şekilde değil.
Isso dá para sair daqui, mas não desafogadamente.
Bu hiçbir şekilde kesin değil, ama ben sizi kastediyordum.
Isso não é totalmente correcto, doutora, mas referia-me a si.
o zaman bana, ne zaman ve ne şekilde olduğu önemli olmayan bir iyilik borcun olduğunuda hatırlarsın ama bu sadece boş bir sözdü benim için değil senden, selma'ya bir koca bulmanı istiyorum bir koca bulmak mı?
Para o reivindicar quando e porquê eu quisesse. - Era só uma promessa a fingir! - Não para mim!
Durum buysa, sorun değil. Kimseye anlatmam. Ama benim kanaatimce, eğer bu dava, aynen fast-food, düzenbaz, İran pazarı tarzıyla ele alınırsa ki sizin her şeyi bu şekilde ele aldığınız görünüyor o zaman bazı şeylerin eksikliği hissedilir.
Se de facto é assim, óptimo, não irei dizer a ninguém... mas, se pretende tratar deste caso... com os seus dons de feirante chico esperto... que parece usar a toda a hora, vai acabar por negligenciar algo... e não vou permitir que aqueles dois... fiquem presos mais tempo do que o necessário... só porque o advogado deles prefere a maneira mais fácil!
Onu tekrar görmek isterim ama burada bu şekilde değil.
Gostaria de o ver outra vez, mas não assim.
Benim için bu şekilde yeterince zor, Mary, yemeklerine bir şey katmak çok para değil ama yemeklerin faydasını kaçırmak istemiyorum İçleri katkı maddeleri ve ıvır zıvırla dolu.
É muito difícil para mim alimentar-lhes com pouco dinheiro e não quero estragá-los com essas porcarias.
Neden bu şekilde hissettiğini anlıyorum ama bu benimle ilgili değil.
Entendo que sinta isso, mas não estamos a falar de mim.
Evlat, biliyorum iyiyim demek istedin, ama bu şekilde söylemek doğru değil.
Sei que tinhas boas intenções, mas não foi o mais correcto.
Öyle olabilir ama burada değil. Bu şekilde de değil.
Pode ser, mas não aqui e não assim.
Bu doğru, ama düşündüğün şekilde bir simülasyon değil.
Isto é certo, mas não é a simulação que você pensa que é.
Ama bu şekilde ölmesi babamın gizlice gömülmesi. Kılıcı, kalkanı, adı sanı, şanı şerefiyle değil törensiz, duasız, gizlice gömülmesi bir yere bu ölüme bağırıyor bana gökten yere seslenenler yıldırımlar gibi.
As circunstâncias de sua morte... o enterro às escondidas... a ausência de troféus, espadas, brasões sobre seus ossos... de ritos nobres e de ostentação formal... grita aos céus para ser ouvida!
Ama bu şekilde, Viren'le bir daha asla karşı karşıya gelemeyeceğim. Sen değil miydin " Biri sana en büyük başarısını gösterir ama sen sonradan..
Não disseste que quando alguém dá o seu melhor, e independentemente disso o vences, tu o possuis?
Ama burada, bu sekilde degil.
Não desta forma.
Tamam, evet, bende öyle. Bende öyle, ama bu şekilde değil.
Também eu, mas não assim!
Ama bu şekilde olmak zorunda değil.
Mas não tem que ser assim.
Daha önce neler düşündüğümü bilmiyorum ama bu şekilde devam ederse eve gideceğim, NewJersey'e değil. Rahatsızlık verdiğim için üzgünüm ve hoşçakalın.
Não sei o que me deu naquele restaurante... mas já que decidi voltar, e não ir mais a New Jersey... desculpem o incómodo e adeus.
Bu şekilde değil ama.
- Não dessa maneira.
Yani bu duyulamayan ses sizi hasta etti ama uzaylıları etkilediği şekilde değil, öyle mi?
O som que não se ouve pôs-te doente, mas não da mesma forma que afectou o alienígena?
Bildiğimden değil ama bunun sıralaması bu şekilde olmalı...
Não sou grande entendido, mas devem colocar-se as coisas na ordem certa.
Elbette bu çok hoş birşey değil ama ancak bu şekilde kaçak mal girişini engelleyebilir ve birliğimizin düzenini sağlayabiliriz. Yoksa aynı şey birgün sizin de başınıza gelebilir.
Obviamente, irá ser incomodativo... a menos que acabe-mos com o contrabando... entrando na nossa comunidade... nós iremos encontrar... novamente nesta situação.
Üzgünüm, ama benim bu şekilde düşünen insanlarla iş yapmam mümkün değil.
Desculpe, Sr. Blaine. Eu acho que não posso trabalhar com pessoas que acreditam nisso.
Scorpius herhangi bir şekilde zarar görürse... Leviathan yok edilir. Önümüzde Braca oturuyor... bir eliyle tehditler savururken diğer eliyle Skarra mesajları gönderiyor, ama... hayır, olur mu, özür dilerim, bu bir ihanet değil.
Braca está sentado nos degraus da frente... ameaçando com uma mão e mandando mensagens para os Scarianos com a outra... não, não, não, sindo muito, não é traição.
Prosedür bu şekilde değil ama, şey... bu şartlar altında çok iyi bir fikir gibi göründü.
Esse não é o procedimento... mas... nessas circunstâncias... foi uma ótima idéia!
Param nerde? Bak, Bunu bu şekilde öğrenmeni istemezdim, ama paran bende değil
Não queria que soubesses assim, mas não o tenho.
Ama bu şekilde olmak zorunda değil.
Mas não precisa ser desta forma.
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23