Asıl soru translate Portuguese
1,517 parallel translation
Asıl soru, eğer öğrenirsen onu durdurmak için ne yapardın?
Se tivesse descoberto, o que faria para impedi-lo?
Asıl soru, böyle pis bir kasabada böyle birşeyi kim yapmış olabilir.
O problema era descobrir, quem sería o responsável.
Asıl soru ise şu : Diğer evrende sen ve ben ne yapıyoruz?
Então a verdadeira pergunta é, o que estamos nós os dois a fazer ali ao fundo?
Asıl soru ise, bana yardım edecek misin?
A única pergunta é... vais ajudar-me?
Asıl soru niye ailesi ve dostlarıyla daha bağlantıya geçmediği?
A questão é, porque é que ainda não contactou a família nem os amigos?
Asıl soru..
A questão é :
Şimdi asıl soru, ağlarda balık var mı?
Então a questão é, há algum peixe na rede?
Asıl soru bu.
Ela tem razão?
Asıl soru, gerçek fiyatı ne?
- Mas qual é o preço verdadeiro?
Asıl soru, neden ilk sana geldi?
- Porque falou contigo primeiro?
Ancak asıl soru hala cevapsız.
Mas a verdadeira questão mantém-se.
Asıl soru, ona inanıyor muyuz?
A pergunta é se acreditamos nela.
Ancak asıl soru neyin tetiklediği?
Mas a questão mantém-se o que a fez explodir?
Asıl soru ne anlama geldiği değil sana neden verdiği.
A questão não é "O que significa isto?". É "Por que lhe deu isso a si?"
Onu sabaha kadar tarif edebilirim ama asıl soru acaba ben onun ideal erkeği miyim.
Podia ficar aqui a descreve-la eternamente, mas a questão é se eu sou ou não o homem ideal.
Asıl soru da bu!
Isso é uma boa pergunta. Não tive escolha, Dean.
Evet, asıl soru ise ne halt ediyor bunlar?
Bem, a grande pergunta é o que raio estão eles a fazer aqui?
Hidroelektrik boruları doğrudan buraya yönleniyor. Şimdi asıl soru dün öğlen buhar odasında kimlerin olduğu?
Os tubos hidroeléctricos vêm até aqui, portanto a pergunta é quem estava na sala do vapor ontem ao meio-dia?
Elbette yükselecek. Asıl soru ne zaman olacağı.
- Claro que vai, resta saber quando.
Asıl soru hep ne zamandır, ve oturup anlaşmanın herkesin kafasına yatmasını beklersek herkesin ardında sıranın sonunda bekliyor oluruz.
Resta sempre saber quando e se esperarmos até fazer sentido para todos, ficamos na fila atrás de todos.
Asıl soru ise, kim olmak istiyorsunuz?
É a única pergunta é... Quem queres ser?
Asıl soru nereye gitti?
A pergunta é, para onde é que ele foi?
Asıl soru, eğer dükkan kapalıysa kapı neden kilitli değil?
A pergunta é... Porque é que está a porta destrancada se a loja está fechada?
Asıl soru şu ki sen burada ne yapıyorsun? Ben Charlie'yi kurtarmak için buradayım.
A pergunta é, o que estás tu aqui a fazer?
Asıl soru bu mu?
"MENSAGEM ENVIADA" É essa a grande questão?
Dostum asıl soru da bu.
- Essa, meu amigo... é a pergunta de 64 dólares.
Asıl soru, yarına kadar 2000 kağıdı nereden bulacağız?
A questão é, como conseguimos 2,000 folhas de papel para amanhã?
Aslında asıl soru neden bunu Olivia'ya 10 yıl önce söyledi?
Na verdade, a pergunta é : Por que disse isso à Olivia há 10 anos?
Asıl soru, sen okuyor musun?
A questão é, tu lês?
Asıl soru, sen ortadan kaybolmadan önce son kez Donnelly'e ne söylemek istiyorsun?
A questão é, o que quer dizer... ao Donnelly antes de desaparecer?
Asıl soru daha fazla neler vadedebileceğin, radikal değişiklikleri kabul edip edemeyeceğin ya da baskıya boyun eğip eğemeyeceğin.
A questão é se você tem mais alguma coisa a oferecer. Se consegue aceitar mudanças radicais ou se irá ceder à pressão.
Asıl soru, "Ne bulamadın, Abs?"
A melhor questão é, "O que é que não tens, Abbs?"
O halde pusula katili buralarda bir yerde olmalı. Asıl soru :
Então sabemos que o Assassino da Bússola está por aqui.
Ama asıl soru, sen ne yaptığını biliyor musun?
A pergunta que não quero calar é :
Asıl soru, Jake ve Abe arasındaki bağlantı ne?
A pergunta é, qual a relação entre o Jake e o Abe? Talvez estivesse a treinar o Jake.
Asıl soru şudur : Onları sınır dışı edecek miyiz?
A questão é a seguinte : deportamo-los, ou não?
Asıl soru, üvey baban annenin yalancı bir fahişe olduğunu öğrendiğinde ne söyleyeceği?
- A pergunta mais relevante é o que dirá o teu padrasto quando descobrir que a tua mãe o traiu.
Asıl soru, kahrolası erkeklerin nerede olduğu.
A questão é onde estão todos os homens.
Asıl soru bu, değil mi?
Essa é a verdadeira questão, certo?
Asıl soru şu, gezegenin sonu geliyor diye korkmalıyım yoksa daha önce söylediğim için mutlu mu olmalıyım?
A única questão é : Devia ficar aterrorizado por ser o fim do mundo... ou feliz por "previ isto"!
Asıl soru bir daha hayata dönüp dönemeyeceğim.
A questão é... Conseguirei voltar a viver?
Genç Laura, asıl soru doğru olan ne?
- A questão, linda Laura, é o que está certo?
- Asıl soru, sen ne bekliyorsun?
Creio que a pergunta é, que é o que tu esperavas?
Asıl soru... Ne sebeple?
A questão é : com que finalidade?
- Ama asıl soru hala baki.
Mas a questão permanece.
Ancak asıl soru geçerliliğini koruyor.
- Mas a questão permanece.
Asıl soru, muhbir mi yoksa basit bir aptal mı olduğun?
A pergunta é, tu és um informante... ou simplesmente um idiota?
Asıl soru sen hazır mısın?
A questão é... Tu estás pronta?
Asıl soru da bu zaten.
Essa é a questão.
- Onları nasıl yakaladın? - Harika bir soru.
- Como as atraiu aqui para dentro?
Asıl soru...
A questão é tens talento para isso? - Tenho.
asıl soru şu 19
asıl sorun 24
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
soru 130
sorun ne 3390
asıl sorun 24
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
soru 130
sorun ne 3390
sorun olmaz 185
sorun mu var 211
sorun olur mu 68
sorun değil tatlım 17
sorunumuz var 27
soru yok 54
soruyorum 35
sorun var 47
sorum yok 40
sorumluluk 23
sorun mu var 211
sorun olur mu 68
sorun değil tatlım 17
sorunumuz var 27
soru yok 54
soruyorum 35
sorun var 47
sorum yok 40
sorumluluk 23