English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Bana geldi

Bana geldi translate Portuguese

5,280 parallel translation
Yaralı bir kuzu gibi koşarak bana geldi.
Ela veio a correr ter comigo como um cordeiro ferido.
Acardo bana geldi ve eğer dediklerini yapmazsam karımı dul bırakacağını söyledi.
O Acardo veio ter comigo e disse que faria da minha mulher... uma viúva, se não fizesse aquilo que ele me ordenasse.
Ajan Ressler ona yardım etmem için bana geldi ki yardımını da aldı.
O Agente Ressler veio ter comigo à procura de ajuda, e eu ajudei.
İki gün sonra araştırma için bana geldi. Bazı alan testlerine ve sistematik gözlemlere bakmamı istedi.
Queria que eu analisasse uns testes do terreno, observações sistemáticas.
İç işlerinden Gradishar bana geldi.
Os Assuntos Internos... A Gradishar procurou-me... queria que eu fizesse um acordo por ti.
bu konuyla ilgili konuşmak için bana geldi.
Ela veio cá para me falar sobre isso.
Erlerden birkaçı bana geldi.
Alguns dos homens que se alistaram vieram falar comigo.
Joe yaralı olarak bana geldi.
O Joe veio até mim, ferido.
Delilah öylece attı ama bana tadı güzel geldi.
A Delilah jogou fora, mas parecem bons para mim.
Nasihatler bittiğinde dönüp bana "artık erkeklerin, erkek oyunu oynama zamanı geldi" derdi.
Era após os sermões, que ele me dizia.. que era a hora dos "Jogos dos Meninos Maiores".
Kimsenin duymadığı geri zekalı biri geldi bana.
É só gente estúpida que ninguém conhece.
Hayır, şirket hissedarı olarak bana şuursuzluğa alışmışsın gibi geldi.
Parece-me que, como acionistas nesta empresa, estamos imunes à frieza. Não. Tal como os ursos polares.
Bu övgü gibi geldi bana.
Isso pareceu-me um elogio.
Yoksa bir tek bana mı öyle geldi?
Ou estou sozinho nesta?
Şuradaki beyefendi hariç bana hepsi iyi, dürüst hoş insanlar gibi geldi.
Eles parecem ser pessoas boas, honestas e simpáticas, excepto aquele cavalheiro lá ao fundo.
Ramon bana tırı verdi bu kız da onunla geldi.
O Ramon deu-me o camião de onde veio esta menina.
Sana ulaşmaya çalışıyormuş gibi geldi bana.
Bem... Parece que ela está a querer aproximar-se de ti.
Bana doğru geldi. Kaçtım ve o beni kovaladı.
Ele atacou-me, eu fugi e ele veio atrás de mim.
Bana oldukça mükemmelmiş gibi geldi.
Isso soa-me espectacular.
Bana sorulan kişileri araştırmaktan gına geldi.
É suficiente saber quem está a pedir.
- Bana girip çıkmak için kullanılan gizli bir geçit gibi geldi.
É como uma passagem secreta daqui para lá. Isso pode ser perfeito.
O kırıImış cam, o çoklu bıçaklama izleri ve ölüm sonrası yaralar bunların hepsi bana aşırı derecede karman çorman ve tutkulu geldi.
A janela partida, as facadas e os ferimentos "post-mortem", tudo isso me parece demasiado... caótico e passional.
Bana çokmuş gibi geldi.
Atй me parece muito.
Laboratuara göndeririz. Tadı bana taco gibi geldi.
Podemos mandar analisar ao laboratório, mas, para mim isto são "tacos".
Biri bana çarptı aslında. Karanlığın içinden biri geldi ve...
Bateram-me, na verdade, alguém apareceu no escuro e só...
Bana daha çok altın tavuk gibi geldi.
Parece-me mais... um frango de ouro.
- Bana oldukça düz geldi.
- Direita o suficiente para mim.
Çok severim ama bana ladin için hazırmışsınız gibi geldi.
Mas eu acho que está pronto para o espruce.
- Bana bu mazeret gibi geldi.
- Isso parece-me uma desculpa.
Bana tamamen annemden kaçınıyormuşsun gibi geldi.
Parece que andas a evitar a mãe.
Oradaki semboller cennete gitmeden de çıkıldığını gösteriyor gibi geldi bana.
Bem, acredito que estes símbolos impliquem que hajam outras maneiras de sair daqui.
Senin istediğin bir dosya için bugün bana bir ihbar geldi.
Hoje de manhã, recebi uma notificação que tinhas requisitado o nosso ficheiro.
Şu anki işletme ile bir problem gibi geldi bana. 15 saniye.
Parece-me que tem um problema com a gerência atual. - 15 segundos.
Bana gereğinden fazla itinayla hazırlanmış gibi geldi.
Porquê? Surpreende-me... é demasiado cuidadoso.
Bana saldırı gibi geldi.
Eu acho que foi um ataque.
Bu bana onay gibi geldi.
Para mim, isso soa-me a uma confirmação.
- Bana çok mantıklı geldi.
- Faz sentido para mim.
Bana gidiyor gibi geldi.
Parece-me que está a ir embora.
Bana daha çok hippi ve sanat inekleri gibi geldi.
Para mim, parecem hippies e nerds da arte.
İyice öğrendi ama bana da daha bağımlı hâle geldi.
Ela fala muito bem, mas tornou-se cada vez mais dependente de mim.
Önce benimle tartışman gereken bir kararmış gibi geldi bana.
Parece-me uma decisão que podias ter discutido comigo antes.
Bana mantıklı geldi doğrusu.
Faz sentido para mim.
Bana uygun gibi geldi.
Parece ser o lugar certo.
Bana her şey yolundaymış gibi geldi.
Parece-me que está a acontecer.
Birden bire her şey daha anlaşılır geldi bana.
tudo ficou claro para mim.
Tehlikeli gibi geldi bana. - Sırf bu yüzden bu işi öneriyorsun.
Só pode ser perigoso para me estares a dar essa função.
Bana mı öyle geldi yoksa mahsus mu üstü kapalı konuşup geçti?
É de mim, ou ela está a ser vaga de propósito?
Aslında dürüst olmak gerekirse, bana biraz tuhaf geldi.
Bem, na verdade... Para ser sincera, foi um pouco estranho para mim.
- Yani, geldi o bana dadaştı...
- Ele meteu-se comigo...
Yerimde oturuyordum ve hiçbir şey yapmıyordum. Sonra o uçarak geldi, bana yaklaştı ve onu tanıdım.
Eu estava sentada, sem nada para fazer e ele veio a flutuar até mim.
Bana doğru geldi. Hislerime güveniyorum.
Estou a confiar no meu instinto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]