English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Benim kızım

Benim kızım translate Portuguese

5,088 parallel translation
- Evet. Benim kızım.
Sim, essa é a minha filha.
Benim kızım salon eğlencesi gibi bir şey değil.
A minha filha não é a atracção de um espectáculo de variedades.
O benim kızımı mahvetti, Elridge.
Ele destruiu a minha filha, Eldridge.
"Gece üçte" O benim kızım, " diye bebeği almak için gelmiş.
Pelas 3h00 da manhã, queria levar o bebé, disse que lhe pertencia.
Chloé benim kızım. Burada yaşıyor.
A Chloé é minha filha e mora aqui.
15 yaşına girdiğinde çocuk olmayı bıraktın ve benim kızım olmaya başladığın demek oluyor.
Que aos quinze anos deixaste de ser criança e passaste a ser minha filha.
O benim kızım değil.
Não é minha filha.
İşte benim kızım!
Esta é a minha miúda!
Aptal fahişe! Oy, o benim kızım, mankafa!
É a minha mulher, seu imbecil!
- İşte benim kızım!
- Aqui estão as minhas miúdas.
Evet, benim kızım.
Sim, ela é minha filha.
İşte benim kızım!
É a minha miúda!
İşte benim kızım.
Eis a minha miúda.
İşte benim kızım.
Esta é a minha miúda.
İşte benim kızım.
- Não. Não. Esta é a minha miúda.
Kızıma benziyor, ama o benim kızım değil.
Parece ela, mas não é a minha filha.
- Bu benim kızım. - Merhaba.
- Dona Imma, esta é a minha filha.
O benim kızım.
Ela é minha filha.
Amber benim kızım.
A Amber é minha filha.
Benim küçük kızım...
A minha filhinha!
- O benim yatağım kızım,
A minha cama, a minha filha!
Başlayın, benim güzel çalışanlarım, kaldırın kıçınızı.
Vamos a isto, minha boa gente, e arregacem as mangas.
O küçük kız benim küçük kızım, tamam mı?
Essa menina é a minha menina. Ok?
Kızım o benim.
É a minha filha.
Benim küçük kızım.
A minha menina.
Beslenme problemi olanın benim kız arkadaşım olmadığının farkındasın değil mi?
Meu. Vá lá. Percebes que não é o meu par que tem um problema alimentar, certo?
- Babasını mı özlemiş benim kızım?
Tem saudades do Papá?
Sen her zaman benim küçük kızım olacaksın.
Vais ser sempre a minha menina.
Benim bir kızım var zaten.
Já tenho uma filha.
Üç. Ne sebeple olursa olsun ileride bu olursa ne yaptığınız ya da söylediğiniz fark etmeksizin halka açık şekilde yapacaksınız, çünkü bu benim yer alacağım aşama olacak.
Três, se por qualquer razão isso acontecer no futuro, não interessa o que faça ou o que diga.
O benim kız arkadaşım.
Na verdade, a minha namorada.
Ama o benim kız arkadaşım değil.
Mas olha que não é minha namorada.
Mmm... fakat benim planım, hadi ama.. hadi ama... sol göğsünün üzerinde beş köşeli bir leke, çuha çiçeğinin dibindeki kırmızılık gibi, her yasadan daha güçlü bir delil, bu sırla kilidi açtığımı ve hazinesine ulaştığımı sanıcak.
Porém, ao meu intuito. Vamos, sai, sai! Aqui, no seio esquerdo, cinco pontos, como os pingos em vermelho no cálice da prímula.
ah benim kızım.
Mas, ó filha!
Sen benim biricik kızımdın Lakin ben bunu itiraf edemeyecek kadar korkaktım.
És minha única filha, mas... Fui muito covarde para admitir.
"Benim hızımı ışık hızına eklemeyeceksin."
"Não somarás a minha velocidade à velocidade da luz".
Çok uzaklarda, birçok ışık yılı ötedeler. Ayaklarımızın altındalar. Hatta sizin ve benim içimdeler.
Lá longe, a anos-luz de distância, sob os nossos pés e até dentro de mim e de vocês.
Benim böyle özel bir kızım olsaydı bu duruma gelmezdi.
Se eu tivesse uma filha que fosse tão incrível como a tua, eu arranjava ajuda para ela.
Şeytanların bir seçim hakkı var. Emirleri dünyanın en öfkeli kızılından mı alacaklar ki bu bir şey ifade ediyor yoksa benim ekibime katılıp, herkesin istediği bakireyi alıp istediği kadar organ yiyebileceği yere mi gelecekler?
Os demónios têm uma escolha... receber ordens da ruiva mais zangada do mundo... para não dizer outra coisa... ou juntar-se à minha equipa onde todos recebem uma palavra, uma virgem, e todas as entranhas que eles conseguem comer.
Siz kızlar benim gözlerimi açtınız. repertuvarımı genişleteceğim, göreceksiniz.
Vocês abriram-me os olhos, vou alargar o meu repertório, tu verás.
! Benim kötü kızım şimdi neyin peşinde?
O que é que a minha filha maluca está a aprontar agora?
Herkesin dikkati benim üzerimdeyken bunu binanın 45 metre uzağına götür. Ne istiyorlarsa gönder ve kızımızı geri alalım. Marie...
Enquanto olhem para mim, vai a 45 metros do prédio, envia o que te mandarem enviar, e traz a nossa filha de volta.
Benim güzel kızım.
A minha linda menina.
Delia, benim güzel kızım seninle hiç bu kadar gurur duymamıştım.
Delia, minha querida filha. Nunca tive tanto orgulho.
O benim kız arkadaşım değil.
Ela não é minha namorada.
O benim kız arkadaşımdı, tamam mı?
Era a minha namorada.
Benim güzel kızım.
És a minha menina bem comportada.
Ailem öldü. Sevdiğim kız ezeli düşmanımla yattı. Ve benim hayatımın geri kalanı boyunca ne yapacağıma dair hiçbir fikrim yok.
Os meus pais morreram, a rapariga que amo dormiu com o meu inimigo, e eu não faço a mais pálida ideia do que vou fazer da minha vida.
Bu terapi seansımızı kısa kesmekten nefret ediyorum ama sizin aksinize benim bugün gitmem gereken başka yerler var.
Bem, rapazes... odeio ter de encurtar a sessão, mas ao contrário de vocês, tenho outras coisas que fazer hoje.
Bence burada bazı kurallara ihtiyacımız var. Çünkü eğer benim seni eve bırakmaya iznim yoksa senin beni yatak odamda kıstırma izninin olmayacağından eminim.
Acho que precisamos de alguma regras, por aqui, porque se não posso levar-te a casa, então... acho que não tens o direito de emboscar-me no meu quarto.
Benim gerçekten yani biz normalde O benim kız arkadaşım değil.
Bem, ela não é mesmo... Digo, nós na verdade nunca... Ela não é a minha namorada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]