Bilmiyordu translate Portuguese
2,526 parallel translation
Morgan bunların hiçbirini bilmiyordu.
Morgana não sabia de nada.
Bence de. Hatta, işin içine silah gireceğini de bilmiyordu.
Ele não esperava ter que usar a arma.
- Kim olduğunu bilmiyordu.
- Ela não sabia que eras tu.
Hiç kimse birlikte çıktığımızı bilmiyordu.
Nunca ninguém nos viu sair juntos.
Çalışanlardan hiçbiri nereye gittiğini bilmiyordu.
Nenhum dos funcionários sabia onde estava.
O sadece bir çocuk, ne yaptığını bile bilmiyordu.
Eu não sabia o que estava a fazer...
Muhtemelen ne yaptığını bilmiyordu. Birini aramak zorundayız.
Provavelmente nem sabia o que estava a fazer.
Sığınağı bilmiyordu.
Ele diz que não estava ciente da masmorra.
Tüm saygımla efendim Ajan Jones ne dediğini kendi de bilmiyordu.
Com todo respeito, Senhor, A agente Jones não sabe do que raios está a falar.
O zaman ben fahişelerle başlayacağım. Siz sorular sormaya başlayana kadar bir kişi bile kayıp olduklarını bilmiyordu.
Ninguém sabe que desapareceram até vocês começarem a colocar questões, porque haveria eu de mudar o M.O.?
Nereye gittiğini kimse bilmiyordu.
Para onde, ninguém sabia.
Nereye gideceğini veya sonunda ne olacağını bilmiyordu.
Não sabia para onde ia. Já não era uma estória.
O gece eve geldiğinde babam evde olduğumu bilmiyordu.
Quando ela apareceu em minha casa naquela noite o meu pai não sabia que eu estava em casa.
- Bilmiyordu. - Dört adam vardı değil mi?
- Estavam lá quatro gajos, certo?
- Hayır, bilmiyordu.
- Não, não disse.
Benim işin içinde olduğumu bilmiyordu.
Não fazia ideia que eu estava envolvido.
Lisbon, böyle aptal bir gösteri yapacağını bilmiyordu.
Lisbon, não sabia que estavas a fazer uma cena de duplo.
Bilinçaltım da mı bilmiyordu?
Eu não o sabia subconscientemente?
Nerede olduğunu bilmiyordu.
porque não sabia realmente onde estava.
Lisa'nın kardeşinin sevgilisiyle nehir kenarında olduğunu bilmiyordu.
Ele não sabia que a Lisa estava no rio com o namorado da irmã.
Bunu kimse bilmiyordu.
- Ninguém sabia disso.
Essex Gorman'ın işi bitiremediğini bilmiyordu.
O Essex não sabia que o Gorman falhou.
- Öyleyse ya silahı bilmiyordu- -
- Então, ela sabia ou...
Gavin bir şey bilmiyordu ve şu anda da biz bir şey bilmiyoruz.
O Gavin não sabia de nada e agora nós também não.
Muhtemelen kameraların varlığını bilmiyordu, Charlie.
Se calhar não sabia das câmaras, Charlie.
Teslim olmak ne demek bilmiyordu ve pes etmeyecekti.
Ele não compreendia o significado de render e não ia desistir.
Madem dövüsmeyi bilmiyordu, meydan dövüsüne girmeseydi.
Ele não devia ter entrado na luta se não sabia lutar.
Ve biyolojik babanın kim olduğunu kimse bilmiyordu. Ve bu yüzden çocuk esirgemeye verilecek ve muhtemelen bakıcı aile yanına yerleştirilecektin.
E ninguém sabia quem era o teu pai biológico, e tu acabavas no Serviço Social e por fim num orfanato.
Gurjit'in ailesine başsağlığı kartı göndermeye çalıştık Gurjit'in ailesine başsağlığı kartı göndermeye çalıştık ama onlara nasıl ulaşabileceğimizi kimse bilmiyordu.
Queremos enviar condolências aos pais do Gurjit, mas ninguém sabe como encontrá-los.
Barbara bilmiyordu. Hugo bilmiyordu.
A Barbara não sabia, o Hugo não sabia.
"Ve gömdüklerinde asla bulunamayacağını bilmiyordu."
Mas mal sabia ele. Que nunca seria encontrado.
Telefonu susmak bilmiyordu.
O telefone não parava.
Ne istediğini bilmiyordu.
Ela não sabe o que quer.
Evet ama kadın bunu bilmiyordu.
Mas ela não sabe.
O sabah hic kimse Cold Rock davasının bir sonuca varacagını bilmiyordu.
Naquela manhã ninguém imaginava que a causa de Cold Rock tinha chegado ao fim.
Kim olduğunu bilmiyordu.
Não sei quem é.
Tamam, belki nereye gideceğini bilmiyordu.
Talvez ele não soubesse para onde ele ia.
Burada olduğumu bilmiyordu.
Ele não sabia que eu estava aqui.
Bunu bizden başka kimse bilmiyordu.
Ninguém sabia, excepto nós.
Cihadın ne olduğunu bilmiyordu sanırım.
Acho que ela não sabia o que "jihad." ( o que ela tinha )
Fakat muğlak dedikodulardan ibaretlerdi, yerini kimse bilmiyordu.
Mas nunca houve mais do que vagos rumores de onde poderá estar.
Yeni kız ne taşıdığını bilmiyordu.
A nova rapariga não sabia o que carregava.
Ama Jenna esrar şekeri yediğini bilmiyordu.
Mas ela não sabia que era um rebuçado de erva.
Kimse orada olduğumu bilmiyordu, sadece fotoğraf çekiyordum.
Não sabiam que estava lá, apenas a tirar fotos.
Kızım, Sarah Good ile akrabalığımız olduğunu bilmiyordu.
A minha filha não sabia que éramos parentes de Sarah Good.
Pek çok iyi ajan da Zamanında işi bilmiyordu.
Muitos agentes vieram de baixo.
Shireen'in atılacağını bu sabaha kadar kimse bilmiyordu.
Ninguém sabia disso até hoje de manhã.
Kimse burada olduğumuzu bilmiyordu.
Ninguém sabe que estamos aqui.
Bu kasaba hakkında hiç bir şey bilmiyordu.
Ela não sabia nada sobre esta cidade.
Lisede D. listeden çıkmıştı çünkü kimse onun kim olduğunu bile bilmiyordu.
"na secundária, o D. ficava de fora das listas " porque ninguém sabia quem ele era.
Yalancı şahitlik de yapmayacaktım ama Tanner bunu bilmiyordu ve bilmeyecek de.
Não ia cometer perjúrio, mas o Tanner não sabe isso. - E nunca saberá.
bilmiyordum 699
bilmiyordun 27
bilmiyorduk 25
bilmiyorum 18446
bilmiyorum ki 83
bilmiyorum tatlım 28
bilmiyorum ama 31
bilmiyorum dostum 22
bilmiyorum dedim 18
bilmiyor 92
bilmiyordun 27
bilmiyorduk 25
bilmiyorum 18446
bilmiyorum ki 83
bilmiyorum tatlım 28
bilmiyorum ama 31
bilmiyorum dostum 22
bilmiyorum dedim 18
bilmiyor 92
bilmiyorum işte 23
bilmiyorsun 241
bilmiyorum efendim 100
bilmiyor musun 481
bilmiyor musunuz 98
bilmiyoruz 277
bilmiyorlar 33
bilmiyorsunuz 29
bilmiyor muydun 125
bilmiyor muydunuz 35
bilmiyorsun 241
bilmiyorum efendim 100
bilmiyor musun 481
bilmiyor musunuz 98
bilmiyoruz 277
bilmiyorlar 33
bilmiyorsunuz 29
bilmiyor muydun 125
bilmiyor muydunuz 35