English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Bir avukat

Bir avukat translate Portuguese

5,411 parallel translation
Sırf aptal bir avukat gibi giyindik diye gardını düşüreceğinden şüpheliyim.
Duvido que baixe a guarda só porque me vesti como um advogado.
Bir avukat olursa çok daha iyi olur diye düşündük.
Achamos que é melhor estar presente um advogado.
Bir tanığı itiraf ettirmek, bir avukat için en zorlayıcı ama eğlenceli bölümlerden biridir.
Fazer uma testemunha confessar é a parte mais desafiante e divertida de ser um advogado.
Aklı karışık. Ben onunla başa çıkabilirim. Belki de bir avukat bulmalıyım.
- Sei, é uma criança confusa.
Sadece kötü bir avukat sana böyle bir şey tavsiye eder. O halde plan nedir?
Um advogado não te diria isso.
Wes ve Laurel, zayıf bir avukat mıydı öğrenin.
Wes e Laurel, descubram se o advogado foi ineficaz.
Kendini savunmak için iyi bir avukat olurdun.
Seria uma boa advogada.
İmzalarsan, Harvey'nin müşterisi olurum ve sen yeni bir avukat ararsın.
- O quê? - Se assinares, serei cliente do Harvey e tu terás de procurar outro advogado.
Bir avukat lazım olacak.
- Vai precisar de um advogado.
O bir avukat.
É um advogado.
- Başka bir avukat tutayım.
Deixem-me arranjar outro advogado... não o Burke. Não, não, não.
Ben bir avukat istiyorum.
Quero um advogado.
Senin için çalışan Harvard mezunu bir avukat olduğumu mu söyleyeceksin?
Que sou um advogado de Harvard a trabalhar para ti?
Burada olmanın güzel bir tarafı da senin gibi boktan bir avukat yüzünden çok daha iyi görünmem.
Por isso é bom estar de volta, advogados maus como tu fazem-me parecer bom.
Yeni zıpır bir avukatı işe aldıklarını duymuştum ama ne kadar yakışıklı olduğundan söz etmemişlerdi.
Ouvi que tinham contratado um novo advogado, mas não disseram como ele era bonito.
Evet, çünkü o iyi bir avukat.
Sim, porque é uma boa advogada.
- Demek bir avukat arıyorsunuz.
Então, anda à procura de um advogado? Andava.
Şansınız var ki, kayınpederiniz çok deneyimli bir avukat, öyle değil mi?
Sorte a sua que o seu sogro é um advogado muito experiente, não?
- İyi bir avukat tutun.
- Devia encontrar um bom advogado.
- Bölge savcısı ile konuştum. Bir avukat tuttum.
Eu falei com a Procuradora, e contratei um advogado.
Kendine bir avukat tuttu.
Contratou um advogado.
İyi bir avukat tutun.
Arranje um bom advogado.
Karşılayabileceğimizden çok daha iyi bir avukat.
Uma advogada melhor do que podemos pagar.
Evet, var çünkü yönetmeliğe göre bir avukat ayrıldığında müvekkilleri bilgilendirmen gerekiyor.
- Posso. Nos termos do regulamento, os clientes têm de ser informados da saída do advogado.
Başka bir öğütücüye daha ihtiyacım yok. Kapıları yıkabilecek bir avukat istiyorum ve buradaki kapı Pearson Specter'ınki oluyor.
Quero um advogado que consiga arrombar portas, neste caso a da Pearson Specter.
Evet, ben bir daha asla çalışamayacak muhteşem bir avukatım.
Um advogado brilhante que não voltará a trabalhar.
Ama şimdi yeni bir avukat arıyor. Davayı da kabul edecek birini bulmaya çalışmak biraz uzun sürebilir.
Agora anda à procura de um novo advogado... acreditando que alguém o queira, e que o caso possa demorar.
Bir avukat isterse?
Se ela ficar quieta? Pedir um advogado?
İyi bir avukat. Bize lazım olan bu.
É de um bom advogado que nós precisamos.
Bizim gibi iki evlatlık çocuğu alacak iyi bir avukat tanıyor musun?
Que advogados vão assumir um caso de duas crianças da periferia?
İkimizin de o ifadede daha iyi bir avukat tutabileceğini düşünüyorum.
- Diz. Precisávamos de um advogado melhor naquele depoimento.
Hardman da senden çok daha iyi bir avukat zaten.
O Hardman também é melhor advogado que tu.
Bayan Cole'un kendine uygun bir avukat tutması için erteleme talep ediyorum.
Proponho um adiamento para permitir que a Mna. Cole procure aconselhamento apropriado.
Ve bir yardımcı avukatın kaçırmış olabileceği bir sebep.
E exatamente o tipo de chamada que poderia ter escapado a um advogado júnior.
Avukatım olduğun onca yıl boyunca boşanmalar, cinsel taciz davaları tüm çılgınlıklarımı biliyordun. Ama ben hala senin hakkında bir şey bilmiyorum.
Todos estes anos em que foste minha advogada, em divórcios e acções de assédio sexual, acabaste por conhecer as minhas loucuras, mas ainda não sei nada de ti.
Avukat falan değilim, hatta hatırlayacak olursan, hapisteki polislere söylemekten mutluluk duyduğun bir şey.
Não sou advogado. Algo que ficaste contente de dizer aos polícias, lembras-te?
Yani, Dan'ın kamu avukatının ofisinde bir işi var.
O Dan arranjou um emprego nos Defensores Públicos.
Gretchen, senin için çok zor olduğunu anlıyorum ama avukatın olarak, Elka'yı öldürmeye yönelik bilinçli bir teşebbüsün olmadığını ortaya koymak için seni mahkemeye çıkarmalıyım.
Gretchen, sei que isto é difícil. Mas tenho de a pôr no banco para mostrar que não tinha motivo para matar a Elke.
Tahmin et hangi şerefsiz avukat kendine Wexler havuzunda bir koltuk kaptı.
Adivinha que advogado de treta arranjou lugar na licitação Wexler.
Avukat olmadan bir daha konuşmazdım.
Eu não diria mais nada, sem um advogado.
Avukat ofisinden daha büyük bir sorunla karşılaşabilirler.
Podem ter um problema maior do que um escritório.
L.A polisi avukatın kapısında bir not bulduğunu söyledi.
O DPLA disse que o advogado encontrou um recado.
- Avukatın kapısına bir not bırakılmış.
Havia um bilhete na porta do advogado.
Bombacı duygusal bir nedenden dolayı avukatı hedef seçseydi..... boşanma, çocuk velayeti gibi, öldürmeyi yakın temasla yapardı. Bıçaklayıp, boğmak gibi.
Se o advogado fosse o alvo, por casos de divórcio ou custódia, o mecanismo de morte seria íntimo, esfaqueamento ou estrangulamento.
Başka bir sorunuz varsa bunu avukatımın varlığında cevaplayacağım.
Respondo a outras perguntas na presença do meu advogado.
Eğer avukat tutacak paranız yoksa, sizin için bir tane atanacaktır.
Se não puder pagar um advogado, ser-lhe-á fornecido um.
Avukatım bunun sıradan bir yolcu tacizi vakası olduğunu söyledi.
O meu advogado disse que foi apenas uma perturbação de rotina de passageiro.
Size bir avukat bulacağım.
Vou-lhe arranjar um advogado.
Devletin avukatı ona bir çalışma olması için çalışacağız olacaktır.
O procurador vai tirar, vantagem disso.
Şu avukat arkadaşını bir arasan iyi edersen.
É melhor ligares ao teu amigo advogado.
- Bir avukat istiyorum.
Eu quero um advogado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]