Bir ay içinde translate Portuguese
819 parallel translation
Bir ay içinde evleneceğiz Linda.
Dentro de um mês, caso com ele.
- Bir ay içinde yola çıkarsak iyidir.
- Teremos sorte se for daqui a um mês.
Bir ay içinde kendini yeni gibi hissedeceksin.
Mais um mês, Cathy, e vai sentir-se como nova.
Japon gemisi bir ay içinde Vancouver'dan ayrılacak.
Um navio japonês deixa Vancouver dentro de um mês.
Bir ay içinde, evleniyor bu adamla.
Ao fim dum mês, casou-se. Oh!
Birleşik Devletlere bir ay içinde gelecek, bir gün bile önce değil.
Ele deve voltar para os Estados Unidos daqui a um mês e nem um dia mais cedo.
Demiryolu hattının, bir ay içinde Bisbee'ye kadar uzamasını istiyorlar.
Os trilhos chegarão a Bisbee dentro de um mês.
Eğer bu arazide bir şeyler yetiştirmek değerimizi kanıtlayacaksa, onlara bir ay içinde buraya gelmelerini söyle, onlara....
E se são coisas a crescer neste solo que provam o nosso valor, Diga-lhes para vir até cá, daqui a um mês e nós va nós va...
Onlara söyle bir ay içinde onlara bu çalıdan büyük bir buket gül toplayacağız.
Diga-lhes que, num mês lhes levaremos um grande buquê de rosas retiradas deste arbusto.
Bir ay içinde görüşürüz.
Vejo-vos daqui a um mês.
Bir ay içinde dördüncü kez kasabamıza geliyor.
Ontem à noite foi a quarta vez num mês que esta cidade parou.
- Bir ay içinde görüşürüz.
- Vê - lo-ei num mês.
Bir ay içinde falan bir saatçiye göster.
Você poderia levar em um joalheiro em um mês mais ou menos.
Bir ay içinde, küçük mükemmel izler kalmıştı birlikteliklerinden.
Tinham gravado neles um mês de pequenas coisas que tinham vivido juntos.
Bir ay içinde geri vereceğim.
Devolvo-lho daqui a um mês.
Bir ay içinde yedinci kez eve sarhoş dönüyor.
Este mês são sete vezes que chega a casa bêbado.
Karşımdaki çocuk.. ... bana tamamen değersiz fikrini açıklamaya çalışıyor oysa ben bir ay içinde aşağılık kompleksi çekeceğini biliyorum ve tabi mevki kaybı çünkü bu çirkin şeylerden birini giymeyecek
O rapaz insiste em dar-me a sua inútil opinião, quando eu sei que daqui a um mês sofrerá dum violento complexo de inferioridade e perda de estatuto, por não vestir uma destas camisas horríveis.
Eti bir ay içinde yemeliler.
Eles devem ter alguma carne dentro de um mês.
- 100 yılı sadece bir ay içinde mi yani?
- 100 anos e só um mês?
Bir ay içinde.
Um mês.
Adım gibi eminim, ona bir ay içinde çok güzel bir hayvanat bahçesi bulacağız.
Acho que podemos encontrar fácilmente um bom jardim zoológico para ela num mês.
Hepsi ya ölü doğdu, ya da bir ay içinde öldü.
Todos mortos à nascença, ou ao fim de um mês.
Bir ay içinde onun için bir gemi dolusu beyaz fareden farksız olacağız.
Num mês ele terá tanto em comum com nós como nós com uma nave cheia de ratinhos brancos.
İnşaatın bir ay içinde bitmesini istiyorum.
Quero ver o recinto acabado este mês.
Bir ay içinde karşı saldırıya geçeceğiz.
dentro de um mês haverá uma virada.
Bir ay içinde parayı alacaksın. Hemen harcama diye.
Em prestações mensais, para não haver abusos.
İçtüzüğe göre bir ay içinde yapılmalı.
Dentro de um mês, segundo os estatutos.
General Sanchez'in planını uygularsak bir ay içinde bu bölge bizim elimize geçer.
Se seguirmos à letra o plano do General, dentro de um mês todos os revolucionários estarão destruidos
Bir kavanozun içinde eve ay ışığı götürmek ve olduğundan daha iyi olmak
Levando raios de lua em um jarro E serem melhores do que vocês são
Bir kavanozun içinde eve ay ışığı götürmek ve olduğundan daha iyi olmak veya bir domuz olmak ister misin?
Levando raios de lua em um jarro E serem melhores do que vocês são Ou gostariam de ser um porco
Bir kavanozun içinde eve ay ışığı götürmek ve olduğunda daha iyi olmak veya balık olmak ister misin?
Levando raios de lua em um jarro E serem melhores do que vocês são Ou gostariam de ser um peixe
Ora, onu şaşkınlık içinde ayakta dikilmiş... gözünü kırpmadan kuşlara ve yaratıklara bakarken gördüm rüzgar, yağmur, güneş ve ay ormanda bir çocukken ayakta dikildiğim gibi.
Ora, vi-o ficar absorto... e sem fôlego perante a maravilha, das aves e dos animais... o vento, chuva, o sol e a lua... tal como eu fiquei quando era rapaz, numa floresta.
Öyleyken bir ay içinde- -
E em apenas um mês!
Tekin olmayan bir izolasyon içinde 3 ay geçirdikten sonra... 13 Ekim 1944 günü, öğleden sonra...
Por três meses ele permaneceu nesse isolamento sinistro até uma tarde do dia 13 de outubro de 1944.
Gelecek ay içinde, tam bir kat daha çıkılacak.
No próximo mês, terão de ter terminado outra fileira de pedras levantadas.
-... bir ay içinde olacağına garanti verdi.
- que dentro de um mês...
Bir ay içinde burada olmalılar.
- É muita carne.
Altı ay veya bir yıl içinde tıraş bile olamaz hale geleceğim.
Dentro de seis meses a um ano nem sequer serei capaz de fazer a barba.
Birkaç ay içinde gelininin evinde, kanepede uyuyan... -... bir kocakarı olacaksın.
Daqui a poucos meses, serás uma velha e estarás a dormir no sofá da casa da tua nora.
Bir yıl içinde kimse onu senden ayırt edemeyecek yani!
É possível que daqui a um ano nem tu a reconheças.
Bir dakika içinde sizi ayıltacak.
Estará preparado em um minuto.
Sadece bir kaç ay içinde buffalo avı seni de saracaktır, evlat.
você também será pirado, filho.
Bugün bir haber aldım. Bir iki ay içinde yürürlüğe girecek bir yasa çıkıyormuş. Kelly'nin durumunda olan askerler Japon eşlerini artık Birleşik Devletler'e götürebilecek.
Disseram-me, hoje, que vai ser posta em vigor uma lei, dentro de 1 ou 2 meses, que tornará possível aos homens, como o Kelly, levarem as suas mulheres japonesas para os Estados Unidos.
- Bir iki ay içinde.
- Um mês ou dois.
Bir kaç ay içinde evde küçük bir bebek olacak Tanrı ona izin verirse.
Em alguns meses, haverá um bébé pequeno nesta casa... Se o Senhor a poupar...
Bir ya da iki ay içinde, Henry ile olan ilişkilerim, farklı bir taktik geliştirmemi gerektirebilir.
Em um mês meus assuntos com Henry exigirão uma tática diferente.
Bir teoriye göre, Ay yüzeyindeki mineraller erimiş magma içinde değil katı kütleler halindedir.
Segundo uma teoria, os minérios da Lua... não estão fundidos em camadas, mas espalhados na superfície. Como pedregulhos.
Sıra sende, belki bir kaç ay içinde.
Está à tua espera. É uma questão de meses.
Hayır bir kaç gün, bir kaç hafta ya da bir kaç ay içinde dönmeyeceksin.
Não, não estarás de volta daqui a dias, nem daqui a semanas, ou meses.
Tam 3 ay içinde... Senin için burada Alexandria'da görkemli bir saray inşa ettireceğim.
Em apenas três meses, terei um magnífico palácio para te oferecer, aqui em Alexandria.
Bana Sezar için 3 ay içinde bir saray yapmam emredildi, ve... eğer başaramazsam Kleopatra beni timsahlara atacak.
Ordenaram-me que construísse um palácio para César, em três meses, se o não fizer, Cleópatra, atirar-me-á aos crocodilos.
bir ay sonra 33
bir ay 77
bir ay önce 34
bir ay mı 21
içinde 110
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir ay 77
bir ay önce 34
bir ay mı 21
içinde 110
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir an 49
bir at 67
bir adam 202
bir arkadaşım var 42
bir aptal 17
bir araba 43
bir an önce 40
bir ailem var 30
bir ara 40
bir an 49
bir at 67
bir adam 202
bir arkadaşım var 42
bir aptal 17
bir araba 43
bir an önce 40
bir ailem var 30