Bir ev translate Portuguese
8,735 parallel translation
Secildikten bir yil sonra, kendisine gercek bir ev alip taşindi.
Um ano após ser eleito, fez as malas e foi para uma casa a sério.
Bakın size bir şey söyleyeyim ; Tek bir ev dahi aranmadı.
Deixem-me dizer-vos uma coisa. Nenhuma casa foi revistada.
Burası çok güzel, eski bir ev sadece.
Esta casa é encantadora.
Uzakta bir ev var.
Há uma casa por perto.
Bizimle yaşamanın berbat bir sebepten ötürü olduğunu biliyorum. Ama Barry evimiz, seninle tekrardan bir ev oldu.
Sei que a razão que fez-te vir morar connosco é terrível, mas, Barry, fizeste da casa um lar novamente.
- Orada lanet olası bir ev kurdun.
Olha quem fala!
Nancy Harper, o çocukları sakladı gibi Şimdi, Mayıs, bir isim arkasına saklandı O bir ev buldu Jared, ama Paul hastalıklı
A May escondeu-se atrás de um nome, Nancy Harper, foi assim que escondeu os meninos. Ela encontrou um lar para o Jared, mas o Paul era doentio.
Brooklyn'de Weiss'a ait bir ev.
Uma casa em Brooklyn de propriedade do Weiss.
Mortage ile alınabilecek bir ev, sağlık sigortası kredi kartı, sosyal güvenlik kartı, muhasebeci, dişçi, kendine ait bir yaşam.
Plano reforma, hipoteca, plano de saúde, cartão de crédito, seguro social, uma conta bancária, um dentista e o teu próprio carro.
2 ay sonra Detroit'in Woodbridge bölgesinde bir ev kiralamışlar.
Dois meses depois, alugaram uma casa em Woodbridge, um bairro de Detroit.
Bir ev, beni seven ebeveynler, bir aile.
Uma casa, uns pais amorosos, uma família.
Bir ev kurmuş.
Ele preparou uma casa.
Ben nazik bir ev arkadaşıyım.
Eu sou um anfitrião cortês.
Bulduk J.J. 1818 Smith Sokağı, Jon Kanak'a ait bir ev.
1818, Smith Street, residência de Jon Kanak.
Ne hoş bir ev.
A sua casa é bonita.
Güneydoğuda bir ev adresi ve telefon numarası çıktı.
A morada é de região sudeste e tem um número de telemóvel.
Simon derki, "Güzel bir eş ve yeni bir ev."
Simon diz : "linda esposa e nova casa". Viste?
Bir ev dolusu çocuk hayalini mi?
Está a falar do sonho da casa cheia de crianças?
20 yıl içinde, enstitü olmayan bu büyüklükte bir ev kalmayacak.
Dentro de 20 anos, não haverá uma casa como esta que não seja uma instituição.
Kiracı olarak başka bir ev bulmaya çalışabilir ama o yaşta kim alır onu?
Tentar encontrar outra fazenda para alugar, mas quem alugará, com a idade dele?
Hâlâ oralardaysan HK 41'e iyi bir ev bul.
Se ainda andares por aí, encontra um bom lar para a HK 41.
Epey güzel bir ev.
É muito fixe.
Yıllık gelirin yanı sıra, size yeni bir ev bulacağız.
Tal como o valor anual, vamos oferecer-vos uma casa.
Bu yalnız kalmak için büyük ve güvenli bir ev.
Queres ficar sozinha? Esta casa é grande o suficiente para isso.
Yeni bir ev bakıyorsanız piyasa şu an çok düşük.
Então se quiseres mudar, agora é o momento certo.
Birlikte bir ev sahibi olduğunuzu görüyorum.
Facílimo. Vejo que têm uma casa em conjunto.
Kulüp üzerindeki tereyağı vardı, egzotik baharatlar bir ev sahibi ile aşılanmış :
Havia manteiga no bastão, misturada com uma série de especiarias exóticas :
Çok kötü bir ev sahibisin.
És um péssimo anfitrião.
Hanımefendi, bunun gibi bir ev ve şu hikayeler kesin bir unsur gibi duruyor.
Bem, com uma casa como esta, e a sua história, ela atrai uns certos... Elementos.
Ona, Provence'da sebze bahçesi olan bir ev aldım,
Vou despachá-la para uma casa em Provence, a tomar conta de uma horta.
Arizona'da boktan bir ev ve birazcık para mı?
Um apartamento rasca, no Arizona? Algum dinheiro?
Terk edilmiş bir ev bulup, saklanmamız lazım.
Sei lá. Procurar uma casa abandonada e esconder-nos lá.
- Ev bir blok ötede. - Ne oldu?
A casa está, apenas, a uma quarteirão.
Askerleriniz ev baskınlarında bir düzineden fazla Filistinliyi öldürdü.
Vocês mataram uma dúzia de palestinianos em raids a casas.
Yaptığın şey... o asit... bir seri olaya sebebiyet vererek şu anki halime sebep oldu koca yok, anne yok, ev yok, para yok...
Suas ações... aquele ácido... desencadeou uma serie de eventos que me trouxe até aqui, agora, sem marido, sem mãe, sem casa, sem dinheiro...
Oteldeki saçma sapan kontinental kahvaltıdan sonra ev yapımı mükellef bir kahvaltı iyi gelir dedim.
Pensei que, depois daquele disparate continental no hotel, um grande pequeno-almoço caseiro saberia mesmo bem.
Bütün çocukları bir yere toplama bir düzine ev partisini kapsamayı denemekten iyidir.
Ter estes miúdos num único sítio é mais seguro do que proteger uma dúzia de festas.
"Kasvetli Ev" bir kurguydu.
- A Casa Desolada era ficção.
Küçük bir patlama ana gaz borusunu vuracak, bütün ev patlayacakmış.
Uma carga pequena na conduta do gás e a casa explode.
Seni bir şekilde kontrol etmek için oyuncak ev inşa ediyor.
Construiu aquela casa de bonecas, para controlar-te de alguma maneira.
Münih'teki Kahverengi Ev eskiden hayret edilecek bir yer değildi.
A sede do partido em Munique não era nada de especial na altura.
Aslına bakarsanız, sizinle ev eşyaları satan mağazasında karşılaşmadan bir kaç gün önceydi.
Na verdade, dias antes de vos ver na loja.
- Bir aşçı, ev hizmetçisi ya da Bayan Denker olmadan nasıl yaşarsınız bilmiyorum.
Não ficariam sem cozinheiro, empregada ou sem a Srta.
Bir kısmını depolayabilirdiniz, belki çocuklarınızdan biri ev kurmak ister.
Pode guardar algumas delas, caso algumas das crianças construam outra casa um dia.
Sylvia bu yoldan gittiyse ve ev sahibi beş dakika sonra ona rastlamadan geldiyse arabası bir yerde yoldan çıkmıştır. Burada.
Se a Sylvia foi por este caminho e a proprietária apareceu cinco minutos depois, sem ter passado por ela, o carro dela deve ter saído da estrada algures... por aqui.
Ruhsal bir güvenli ev olarak düşün.
Pensa que é um esconderijo espiritual.
- Hanımefendi bir erkeğe kendi evinin kapısında aptal diyemezsiniz. Hem de çişini içmek üzere olan bir adamı on binlerce Filipinli'ye internetten canlı yayın yapan bir şirketin genel merkezi olan ev.
- Minha senhora, não se chama tolo a um homem, à entrada da casa dele, casa que é a sede mundial de uma empresa que transmite imagens em direto de um homem prestes a beber a sua urina,
Ona bir ev yapabilir misin Bizarro?
- Constróis-lhe uma casa, Bizarro?
Beyaz Ev Demokratlan yalan bir haber yüzunden bolündü...
A casa dos Democratas está dividida...
Vakfın bir davete ev sahipliği yaptığını gördüm. Gelip selam vereyim dedim.
Ouvi dizer que a fundação dava uma festa hoje, e pensei em vir dizer olá.
- Pekâlâ benim ev dolu şu an ama sana kalacak bir yer ayarlayacağım...
Ainda não. A minha casa está cheia agora, mas vou fazer umas chamadas.
evie 78
evli misin 229
evet doğru 355
evet canım 124
evin 27
evdeyim 77
evli 84
evladım 350
evet biliyorum 304
evet var 222
evli misin 229
evet doğru 355
evet canım 124
evin 27
evdeyim 77
evli 84
evladım 350
evet biliyorum 304
evet var 222
evde misin 63
evlatlarım 48
evet öyle 811
evet benim 134
evet sen 71
evet dedi 25
evet ya 191
evet dedim 36
evim 110
eve gidiyorum 210
evlatlarım 48
evet öyle 811
evet benim 134
evet sen 71
evet dedi 25
evet ya 191
evet dedim 36
evim 110
eve gidiyorum 210